Coldplay çevre duyarlılığında sanatçılara örnek oluyor
Zemin katında işyeri olan binalarda kapalı çıkma yasağı bir ay geçmeden yeni düzenlemeyle kaldırıldı. Zemin katında işyeri olmayan binalarda zemin+4 kata kadar verilen kapalı çıkma izni zemin+7 kata yükseltildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın son olarak Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklik Türkiye’de karar alma sorumluluğuna sahip olduğu varsayılan bazı kamu görevlilerinin 6 Şubat depremlerinde yitirdiğimiz 50 binden fazla insanımızı ve 100 milyar dolara ulaşan faturayı çok çabuk unuttuğunu gösterdi.
Planlı Alanlar Yönetmeliği ile binaların dayanma gücünü azalttığı gerekçesiyle getirilen ve 1 Temmuz 2023’te uygulanmaya başlanan zemin katında işyeri olan binalarda kapalı çıkma yapılmasını yasaklayan karar bir ay geçmeden yeni düzenlemeyle kaldırıldı. Zemin katında işyeri olmayan binalarda zemin+4 kata kadar verilen kapalı çıkma izni zemin+7 kata yükseltildi. Binaların giriş kattan sonra yukarı doğru mantar gibi büyümesine olanak veren ‘kapalı çıkma’ üst katlara daha geniş ve pahalı daireler yapılmasını olanak veriyor ve bu da müteahhidin kârının artmasını sağlıyor.
Adlarının açıklanmasını istemeyen bazı inşaatçılar ‘kapalı çıkma’nın binanın dayanma gücünü mutlaka azaltacağı varsayımının doğru olmadığını öne sürerek ‘Önemli olan binanın statiğinin iyi olması” diyorlar. Ancak karşı görüştekilere göre ise tüm binalarda böyle bir denetim mümkün değil ve bunun mümkün olmadığı da 6 Şubat depremlerinde görüldü. Planlı Alanlar Yönetmeliği’ndeki son değişiklikle zemin katta işyeri olsun olmasın zemin+7 kata kadar çıkma yapılabilecek ve inşaat maliyetlerinin arttığı bir dönemde müteahhitlerin iyi kar etmeleri de böylece sağlanmış olacak.
Binanın metrekaresini artırmak ve alan kazanmak amacıyla uygulanan, Türkiye’de sıkça görülen çıkmalı binaların, ülke genelindeki konut stokunun yüzde 80’ini oluşturduğu tahmin ediliyor. Özellikle İstanbul’da bu oranın daha yüksek olduğu belirtilirken, çıkmalı binalarda giriş katın üstünde konsol çıkmalar yapılarak kullanım alanı genişletiliyor. Genişletilen normal katlarda kolonlar ile sarkan kirişler birbirinden ayrılıyor. Kirişlerin kolonlardan ayrılması sonucu taşıyıcı sistem, çerçeve oluşturmadığı için deprem etkisine karşı zayıf kalabiliyor.
Çıkmalı yapıların depreme karşı gücünü artırmak için konsol ucundan geçen kirişleri kucaklayıp çerçeve oluşturacak deprem perdelerin yapılması gerekiyor. Çıkmalı binaya güç kazandırmak için deprem perdelerinin dış kirişleri kucaklayıp çıkma altından devam etmesi büyük önem taşırken, güçlendirme noktasında mevzuat açısından sorunlar olabiliyor.
Anadolu Ajansı tarafından 10 Mart 2023 tarihinde servis edilen Uğur Aslanhan imzalı ve ‘Konut stokunun yüzde 80’ini oluşturan çıkmalı binalar için risk uyarısı’ başlıklı haberde mimar, inşaat, jeoloji, jeofizik ve harita mühendislerinden oluşan 8 kişilik uzman ekip tarafından hazırlanan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sitesinde de yer alan deprem testinde, çıkmalı binaların depreme karşı riski artırdığının görüldüğü belirtiliyor. Testte puanla birlikte depremde hasar görme riskinin de arttığı vurgulanarak, “Bina çıkmaları nasıl?” sorusuna karşılık şu şıklar ve puanlar yer alıyor:
“Binada hiç çıkma yok (sıfır puan), yalnızca balkonlar çıkma (1 puan), binanın bütününde kapalı çıkma var/80 santimetreye kadar (3 puan), açık çıkmalar duvarlarla kapatılmış (4 puan), binanın bütününde 80 santimetreden fazla çıkma var (5 puan).”
Yine aynı haberde görüşü alınan Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, Türkiye’deki yapıların yüzde 80’ini çıkmalı binaların oluşturduğunu, kolonlar birbirine bağlanmadan 8-10 katlı binalar yapılabildiğini, bu uygulamanın kullanıcıya alan kazandırsa da depreme karşı binada yetersizlik oluşturabildiğini söylemişti. Şiddetli bir deprem esnasında çıkmalı binaların normal yapılara göre hasara daha açık olduğunu belirten Türkkan, “Konsollarda çökmeler ve yıkılmalar meydana gelebiliyor, binanın yıkılma riski artıyor. Kolonlar birbirine bağlanmadığı zaman ne kadar iyi yaparsanız yapın istenilen randıman sağlanamıyor. Bu nedenle çıkmalı sistemden vazgeçmemiz gerekiyor.” demişti.
Planlı Alanlar Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe göre de 1 Temmuz 2023’ten önce ofis veya büro amaçlı yapı ruhsatı ya da yapı kullanım izni almış yapılarda, ofis ve büroların yüzde 30’u, 1 Temmuz 2024’e kadar konuta dönüştürülebilecek. Belediye meclisleri bu oranı yüzde 50’ye kadar çıkarabilecek. Bu yolla 9 bin 375’i İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde yaklaşık 25 bin ofisin sıfır konuta dönüştürülüp satılması ya da kiraya verilmesi hedefleniyor.
Otopark yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kentsel dönüşüme giren binalardaki otopark zorunluluğu yumuşatıldı. Yeni düzenlemeye göre, kentsel dönüşüme giren apartmanı yıkıp yeni bina yapan müteahhitler, otopark parasını belediyeye ödemek şartıyla, yapının altına ya da bahçesine otopark yapmadan ruhsat alabilecekler. Bunun için ilgili belediye meclisinin bu yönde karar alması yeterli olacak. Düzenleme seçim öncesi belediyelere hem para hem de oy kazandıracağı için hemen hemen bütün belediyelerin bu kararı alacağı düşünülüyor. Uygulamanın özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana gibi büyük kentlerde otopark sorununa takılan kentsel dönüşümü hızlandırması bekleniyor.