Şimdi de fazla döviz girişi Merkez’i zorluyor: Dolar hızla düşebilir
Merkez Bankası’nın 7,5 puanlık şok faiz artışına rağmen, döviz rezervlerinde geçen hafta yaşanan toplam 5.3 milyar dolarlık erime dikkat çekti. Kurlardaki düşüşe rağmen rezervden satışa devam edilmesinin nedenlerinden birinin dövizli KKM’den çözülüp döviz hesaplarına dönüş olduğu tahmin ediliyor.
Bankacılar ekonomi yönetiminin dolardaki yeni hedefinin 26.5 TL olduğunu düşünüyor. Bu seviyeyi tutmak için döviz rezervlerinden satışın da devam ettiği gözleniyor. Kuru bu düzeyde tutarak hem enflasyonun çıpalanması hem de KKM’den dönüşün hızlandırılmasının amaçlandığı tahmin ediliyor.
Merkez Bankası’nın 7,5 puanlık şok faiz artışına rağmen, döviz rezervlerinde geçen hafta yaşanan toplam 5.3 milyar dolarlık erime dikkat çekti. Merkez Bankası’nın kurlardaki düşüşe rağmen rezervden satış yapmaya devam etmesi piyasada tepki çekerken, nedenlerden birinin dövizli KKM’den çözülüp döviz hesaplarına dönüş olduğu tahmin ediliyor. Dövizli KKM’den dönüşte istenen dövizi Merkez Bankası’nın verdiği hatırlatılarak, bu nedenle dönüşler için verilen dövizlerin rezerv erimesine neden olduğu konuşuluyor.
KKM çözülmesi dövize talebi artmasına rağmen Merkez Bankası son birkaç gündür dolar kurunu 26.5 TL’de tutmaya çalışıyor. Bankacılar son günlerdeki piyasa hareketlerinin Merkez Bankası’nın bu seviyeyi tutma amacı taşıdığına işaret etiğini söylediler. Miktar değil seviyenin hedeflendiğine inanmış durumdalar.
Peki, Merkez Bankası dolar kurunu 26.5 TL’de tutarak neyi amaçlıyor?
Nedenlerden birinin KKM’den istenen miktarda TL dönüşlerinin olmaması. Merkez Bankası üç ay içinde TL dönüşümlü KKM’nin yarısının eritilmesini isterken, bankalar tasarruf sahiplerini buna ikna etmekte zorlanıyorlar.
Bu arada dövizli KKM’den eritilecek bölümün yüzde 5’ten 10’a çıkarılması yönündeki düzenleme de kafa karıştırdı. Bunun açıklığa kavuşturulması için Merkez Bankası’nın yaptığı açıklama ise kafaları netleştireceğine iyice karıştırdı.
KKM’den TL’ye dönüş konusunda tasarruf sahiplerinin direndiği gözleniyor. Bankalar TL’ye dönüşecek mevduatlar için en fazla yüzde 45 faiz önerirken, bunun tasarruf sahiplerini ikna edemediği görülüyor. Bazı bankalar ise yüzde 38-39 faiz veriyorlar ve dönüşüme tasarruf sahiplerini ikna etmeleri iyice zor oluyor.
İşte dolar kurunun uzun zaman 26.5 TL’de tutularak tasarruf sahiplerinde “Döviz artmayacak” duygusunun oluşturulması ve KKM’den TL’ye dönüşün cazip kılınması amaçlanmış olabileceği bankacılar arasında konuşuluyor. Buna rağmen önümüzdeki haftadan itibaren TL’ye dönüşüm için teklif edilen faiz oranlarının ciddi biçimde artması da beklentiler arasında.
Dolar kurunun 26.5 TL’de tutulmasının önemli bir amacının da enflasyon beklentilerini çıpalamak olduğunu tahmin ediliyor. Bazı iktisatçılar döviz rezervlerinin swap hariç kamu dahil olmak üzere eksi 67 milyar doların da altına geldiğini ama Merkez Bankası’nın buna razıymış gibi davrandığını belirtiyorlar. Haziran seçimlerinden önce görüldüğü gibi döviz rezervlerinin eksi 70 milyar doların da altına gelebileceğini, Merkez Bankası’nın bunu göze aldığını tahmin eden bu iktisatçılar, kuru tutarak enflasyonla ilgili bir çıpa yaratılmak isteneceğini, talebin de azaldığı bir dönemde bunun etkili olabileceğini ifade ediyorlar.
Buradaki kritik noktanın iç talebin daraltılması olduğunu kaydeden iktisatçılar, kredilerde belirgin bir yavaşlama olduğunu, tüketici kredilerinde ise hızlı daralmanın son Merkez Bankası kararlarıyla hayata geçmeye başladığını düşünüyorlar.
Talebin kısılması halinde birkaç ay içinde cari açığın da azalabileceğini ve seçim öncesi ekonomi yönetiminin bu veriyi kullanabilir hale geleceğini kaydeden bir iktisatçı, buradaki kritik noktanın daralmanın varacağı boyut olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yılbaşına kadar daralmaya razı olup olmadığını yakında göreceklerini kaydeden aynı iktisatçı, yılbaşından sonra yaşanacak 2-3 aylık genişleme hamlesinin de hemen etki etmeyeceğini, dolayısıyla seçimden sonrası için uygulanacak daha radikal tedbirler için bir baz oluşturmayı amaçlamış olabileceklerini söyledi.
Buradaki kritik noktanın ise faiz artışlarının ciddi biçimde devam etmesi olacak. Merkez Bankası’nın faiz artışlarını durdurmasının dolar kurunun 26.5 TL’de tutulmasını çok zorlaştıracağını kaydeden iktisatçılar, o zaman rezervdeki daha hızlı erimeyi Merkez Bankası’nın kontrol edemeyip kurun elden kaçabileceği tehlikesine dikkat çekiyorlar. Bu nedenle bundan sonra da ciddi faiz artışları yapılması gerekeceğini, eğer bu senaryo geçerli olacaksa, faiz artışlarının devam etmesinin gerekli olduğunu kaydediyorlar.
Özetle; vatandaşta ekonomi yönetimine güven hâlâ oluşamadı. Bu nedenle de ekonomi yönetimi yaptığı düzenlemelerden amaçladığı sonucu alamıyor. Ekonomi yönetiminin seçime kadar idare etmek için bulduğu bu yeni yol başarılı olacak mı, onu da göreceğiz…