Dr. Eğilmez: Önce gerçek enflasyon oranına karar vermemiz şart

insanlar TÜFE oranının gerçeği yansıttığına inanmıyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon ile ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı arasındaki farka kayıt dışı enflasyon diyebiliriz. Türkiye böylece kayıtdışılıkla ilgili literatüre katkı yapmış olabilir.

Ekonomi 6 Mart 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı
İnsanların çoğu gerçek enflasyonun yüzde 67 olmadığını, bunun en az iki katı olduğunu öne sürüyor.
Türkiye yıllardır bir türlü kurtulamadığı enflasyonu konuşmaya devam ediyor. Ancak genel kanı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçek durumu yansıtmadığı. Vatandaşa göre hissedilen enflasyon açıklanan enflasyonun iki katı. Hazine eski Müsteşarı ve ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez de insanların çoğunun gerçek enflasyonun yüzde 67 olmadığını, bunun en az iki katı olduğunu öne sürdüğünü ifade ediyor. Dr. Eğilmez, Kendime Yazılar adı bloğunda 5 Mart 2024 tarihinde yayınladığı “Kayıtdışı enflasyon” başlıklı yazısında Türkiye’de son dönemlerde her konuda olduğu gibi enflasyon konusunda da ciddi bir optik yanılsama yaşandığını belirterek şunları anlatıyor:
“Optik yanılsama; algılanan görüntüler ile nesnel gerçekliğin farklı olduğu durumlar için kullanılan bir ifadedir. Duyularımızın elde edip beyne gönderdiği bilgiler, bilgi kaynağının fiziksel durumuyla tam olarak uyuşmayan bir algı oluşturabilir. Bu gelişmenin sonucu olarak gerçeği görmekten uzaklaşmış oluruz. Bu duruma optik yanılsama deniyor.  Saydam ortamda bulunan bir gözlemci, farklı bir saydam ortamdaki cisme baktığında o cismi olması gerekenden farklı boyutta ya da düzeyde görür. Örneğin su dolu bir havuza üstten bakıldığında, havuzda yüzen balık, olduğundan daha farklı bir konumda görünür. Algılamada ortaya çıkan bu yanılsama, ışığın ikinci ortama geçerken doğrultu değiştirmesi yani ışığın kırılmasıyla meydana gelir.

Hangi mallar greedflasyon kapsamna giriyor?

Sosyal bilimlerde optik yanılsama, fizik bilimlerden farklı olarak, insan yapımı yanılsamalar şeklinde ortaya çıkar. Bunların en bilinenleri bilanço ya da bütçe makyajlaması; enflasyon, kur ve işsizlik oranlarının olduğundan düşük, kişi başına gelirin, büyüme oranının yüksek gösterilmesi gibi illüzyonlardır.

Greedflasyon; üretici ve/veya satıcıların yüksek enflasyonun yarattığı ortamdan yararlanarak sattıkları mal veya hizmetlerin satış fiyatlarını enflasyonun da üzerine artırmalarıdır. İngilizcede açgözlü anlamına gelen greed sözcüğüyle şişme anlamına gelen enflasyon sözcüğünün birleştirilmesiyle oluşan greedflasyon ifadesi Türkçeye açgözlülük enflasyonu diye çevrilebilir.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre eldeki 12 aylık son enflasyon verisi (TÜFE) yüzde 67’nin biraz üstünde bir orana işaret ediyor. Bu durumda geçen yılın şubat ayından bu yana fiyatı yüzde 67’nin üstünde artmış mal ve hizmetlerin tamamı greedflasyon kapsamına giriyor demektir. Bununla birlikte yüzde 67’lik oranı esas almanın bazı sorunları var: (1) Enflasyonun yüzde 67 olması demek ekonomideki her mal veya hizmetin fiyatının bu oranda artmış olması anlamına gelmiyor. Bu, bir ortalama orandır. Bazı mal veya hizmetlerin fiyatı yüzde 67’den az, bazıları daha fazla artmış olabilir. (2) Yüzde 67 oranındaki enflasyon hesabının yapıldığı TÜFE sepeti ekonomideki binlerce çeşit mal ve hizmet arasından anketler yoluyla seçilmiş 406 mal ve hizmetten oluşan bir sepettir. Dolayısıyla bütün mal ve hizmetleri temsil etmez.

Bütün bunlara karşın insanlar bir mal veya hizmetin fiyatına baktıklarında ve geçmişle karşılaştırmak istediklerinde genellikle TÜFE değişim oranını referans alır. Herhangi bir malın bir yıl önceki fiyatı 100 TL iken bir yıl sonra 167 TL olmuşsa o malın fiyatının enflasyon oranında artmış olduğundan söz edilir ama ortada bir greedflasyon olduğu iddia edilmez. Buna karşılık aynı malın fiyatı 200 TL’ye yükselmişse, aradaki farkın 67 TL’lik kısmı normal enflasyon, kalan 33 TL’lik kısmı ise greedflasyon olarak algılanır.

Türkiye’de greedflasyon mu var yoksa optik yanılsama mı?

Bu gerçekten böyle midir? Yoksa ortada bir optik yanılsama mı var?

Bu soruya yanıt ararken önce gerçek enflasyonun ne olduğuna karar vermemiz gerek. Çünkü insanlar TÜFE oranının gerçeği yansıttığına inanmıyor. Diyelim ki ENAG grubunun ölçümü olan yüzde 121 dolayındaki e-TÜFE enflasyonunu dikkate alırsak bu kez söz konusu malı fiyatı bir yılın sonunda aslında 221 TL olması gerekirken 200 TL olmuşsa burada greedflasyon söz konusu değildir. Hatta bu malın fiyatı ortalama enflasyonun bile gerisinde kalmış demektir.

Türkiye’de son dönemlerde her konuda olduğu gibi enflasyon konusunda da ciddi bir optik yanılsama yaşanıyor. Bu yanılsama, bu duruma kimin neden olduğunu belirleme konusunda da devam ediyor. İnsanların çoğu gerçek enflasyonun yüzde 67 olmadığını, bunun en az iki katı olduğunu öne sürüyor ama buna kimin neden olduğu meselesine gelince satıcıları, ev sahiplerini veya bankaları suçlamaya başlıyorlar.

Türkiye’de greedflasyon mu var yoksa optik yanılsama mı? Gerçek veriler üzerinden değerlendirilme yapılamadığı sürece bu soruya doğru yanıt vermek mümkün olmayacak. Buna karşılık TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranıyla ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı arasındaki farka kayıt dışı enflasyon diyebiliriz. Böylece Türkiye, öteden beri bilinen kayıt dışı ekonomi, kayıt dışı gelir, kayıt dışı istihdam gibi kavramlara kayıt dışı enflasyonu da ekleyerek literatüre katkı yapmış olabilir.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.