Asgari ücret pazarlığına Türk-İş ile sendikasız dört işçi de katılacak
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'de dolaysız vergilerin payını artıracak bir vergi reformu yapacaklarını söyledi. Türkiye'de yılın ilk 10 ayında her 100 TL'lik verginin yalnızca 32 TL'si beyana dayalı vergiden geldi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Genel Kurulu’nda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin tümü üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlarken toplam vergi gelirleri içinde dolaysız yani beyana dayalı vergilerin payını artıracak düzenlemeler yapılacağını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2023 Ekim sonu itibarıyla yılın ilk 10 ayında yaptığı her 100 TL’lik tahsilatın 68 TL’si dolaylı yani mali durumuna bakılmaksızın herkesin eşit oranda ödediği vergilerden geldi. Kalan 32 TL’lik bölümü ise dolaysız vergilerden elde edildi.
Cevdet Yılmaz, dolaylı vergileri ayarlarken gelir dağılımını düşünerek hareket ettiklerini bunun için de gıda ürünleri gibi geniş kitleleri ilgilendiren kalemlerde KDV’yi çok daha düşük tuttuklarını belirtti.
Vergi de önümüzdeki dönemde önemli reformlar yapacaklarını ifade eden Yılmaz, “Vergi tabanını genişleterek dolaysız vergilerin payını artıracağız. Bu, toplam vergilerin artacağı anlamına gelmiyor. Toplam vergiler içinde dolaysız vergilerin payını yükselteceğiz. Vergilemede basitlik sağlayacağız. Etkin olmayan istisnaları kaldıracağız. Döviz kazandırıcı faaliyetleri destekleyeceğiz. Vergi güvenliğini artıracağız.” diye konuştu.
Yılmaz, “Vatandaşı eziyorsunuz, çok büyük vergi yükü var” gibi eleştiriler yapıldığını hatırlatarak, bu eleştirilere de cevap verdi. OECD rakamlarını aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“OECD’nin 2022 verilerine göre, toplam vergi yükü sıralamasında ülkemiz yüzde 20,8 oranıyla 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip 3. ülke konumundadır. Unutmayalım ki bugün 20,8 olan vergi yükü 2002 yılında yüzde 23,8 idi. 20 yılda biz vergi yükünü artırmadık, tam aksine azalttık. Kurumlar ve gelir vergilerinde indirimler yaptık. Vergiyi tabana yaymak da dar gelirliden vergi almak demek değil. Vergiyi tabana yaymak, vergi vermeyenden vergi almak demek. ‘Aşağıdakilerden vergi alalım, yukarıdakilerden almayalım’ şeklinde bir anlayışımız yok. Ayrıca son yıllarda çok sayıda düzenlemeler yaptık. Asgari Ücreti vergi dışı bıraktık. Sadece bu adım 600 milyar liralık bir vergi gelirinden vazgeçmek demek. Esnaf muafiyetinin kapsamını genişlettik. 900 bin civarında esnafımız bundan faydalanmış oldu. Basit usul mükellefe kazanç istisnası getirdik. Yeni iş kuran gençlerimize vergisel teşvikler getirdik, işlem maliyetlerini azalttık. Yine, vergiye uyumlu mükellefe, yıllardır vergisini düzenli ödeyen mükellefe de bazı teşvikler getirdik. Aynı zamanda geniş kitlelerin kullandığı ürünlerde KDV indirimleri yaptık.”
‘Vergide önemli reformlar yapacağız’
Faiz artışlarının vergi gelirleri ve bütçe içindeki oranlarına değinen Yılmaz, “Faiz giderlerinin Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla içindeki oranına baktığımızda 2002 yılında bu oran 14,3 idi. 2022’de bunu 2,1’e kadar düşürmüşüz. Faiz giderlerinin bütçe içindeki payı 2002’de yüzde 43,2 iken son dönemlerde bu oranın yüzde 12’ler seviyesinde olduğunu görüyoruz. Bir taraftan depremin yaralarını saracaksınız, bir taraftan sosyal ve refah artışını destekleyeceksiniz, bir taraftan yatırımlar yapacaksınız, bir taraftan güvenliği ve huzuru sağlamak için bir takım harcamalar yapacaksınız; bunlarla birlikte düşünmek zorundayız.” diye konuştu.
Vergi gelirleri içinde faizin payına işaret eden Yılmaz, 2002 yılında 100 liralık verginin 86 lirasının faize gittiğini, bu oranın 2022’de yüzde 13,2’ye düştüğünü vurguladı. Bütçe içindeki sosyal harcamalarla istihdam desteğinin oransal olarak düştüğüne ilişkin eleştirileri anımsatan Yılmaz, deprem ve EYT ile ilgili harcamaların devreye girdiğini, bütçeden bu harcamalara belli bir pay ayrıldığını söyledi.
Dış borcun milli gelire oranına ilişkin değerlendirmeler yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:
“Türkiye’nin dış borcu 2023 yılı Haziran ayı itibarıyla 457,8 milyar dolara ulaşmış durumda, yani nominal olarak bir miktar artmış görünüyor. Ama bu rakamlara milli gelirle bakmanız lazım. Türkiye brüt dış borç stokunun Gayrisafi Milli Hasılaya oranına bakıldığında 2022 yılı sonu itibarıyla milli gelirimizin yüzde 50,6’sına denk geliyor. 2023 yılı Haziran ayı itibarıyla bu oran yüzde 46,5’e gerilemiş durumda. Ayrıca bu yıl milli gelirimizde dolar bazında çok ciddi bir artış olacak. Son 12 aya doğru geriye gittiğimizde 1 trilyon 70 milyarı aşmış durumdayız. İlk defa Türkiye bu yıl 1 trilyon dolar sınırını aşıyor ve son büyüme rakamları bize şunu gösteriyor, kurdaki gelişmelere baktığımızda, bu yılki milli gelirimizi 1,1 trilyon liraya yakın kapatacağız gibi görünüyor. Bu da kişi başına gelirimizi 12 bin 500 doların üstüne çıkaracak bir rakam. İnşallah orta vadede 13 bin 800 olan eşik değerini aşıp yüksek gelirli ülkeler ligine de geçeceğiz. 2026 yılı itibarıyla 1,3 trilyon dolarlık milli gelir, 15 bin dolar da kişi başına gelir hedefliyoruz. Bu da Türkiye’yi yeni bir lige taşımış olacak.”
Cumhurbaşkanlığı harcamalarına ilişkin eleştirileri aktaran Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı bütçesi sadece Cumhurbaşkanlığının idari harcamalarının yapıldığı bir bütçe değil. Cumhurbaşkanlığı bütçesinde yer alan mal ve hizmet alım giderlerinin yaklaşık yüzde 63’ü barışı destekleme giderleri olarak ilgili bakanlık ve kuruluşlara aktarılmaktadır. Doğrudan Cumhurbaşkanlığı kullanmıyor bu kaynakları, barışı destekleme misyonları çerçevesinde güvenlik güçlerimize bu kaynakları aktarıyoruz. Ayrıca, Beştepe Külliyesi’nde Kongre ve Kültür Merkezi ile Millet Kütüphanesi’nin harcamalarını da Cumhurbaşkanlığı bütçesinden yapıyoruz.” diye konuştu.