İstanbulluların gözü bugün UKOME toplantısında olacak, taksiye büyük zam geliyor
Türk-İş Genel Başkanı Atalay, hükümetin ilk 6 ay için yüzde 30 zam teklif ettiğini belirterek, “Biz taban ücretin 15 bin liraya yükseltilmesi, ilk 6 ay yüzde 45 zam ve refah payı ve sosyal haklarda iyileştirmeleri istemiştik. O yüzden bu rakamları konuşmanın anlamı yok" dedi.
Kamu kurum ve kuruluşlarındaki 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde süreç devam ediyor. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, görüşmelerde gelinen aşamayla ilgili Türk-İş Genel Merkezi’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Protokolün içinde farklı kamu kurum ve kuruluşları ilgilendiren 301 sözleşme bulunduğunu belirten Atalay, bu sözleşmelerinin yüzde 25’inin ocak ayında, yüzde 75’inin ise martta sürelerinin dolduğunu vurguladı. Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle sözleşme görüşmelerine bir süre ara verdiklerine dikkat çeken Atalay, şöyle konuştu:
“Kamu işvereniyle yaklaşık 20 gün önce tekrar görüşmelerimiz başladı. Konfederasyon başkanları olarak biz de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile görüştük. Biz taban ücretin 15 bin liraya yükseltilmesi, ilk altı ay yüzde 45 zam ve refah payı ve sosyal haklarda iyileştirmeleri içeren talepleri sunmuştuk. Geçen hafta bize 11 bin 500 lira taban ücret ve yüzde 30 artış teklif edildi. Bu teklif işçi kesimi olarak bizim taleplerimizi karşılamıyor. Bu rakamları konuşmanın uygun olmadığını ifade ettik.”
Her sendikanın sözleşmelerini masa başında uzlaşı ve kazanımlarla imzalamaktan yana olduğunu ifade eden Atalay, şunları kaydetti: “Türk-İş’in de Hak-İş’in de talebi mayıs ayında işçilerin zamlı ücretini alması yönündedir. Arzu ettiğimiz rakam olması halinde biz bu sözleşmeyi 10-15 gün içinde bağıtlamak istiyoruz. Arzu ettiğimiz rakam olmuyorsa altı ay bile sürerse bizim için mesele değil. Bir yerde buluşabilirsek buluşuruz, buluşamazsak grev kararı dahil tüm seçenekler gündeme gelir. İşçinin razı olmayacağı bir şeye imza atmayız.”
Bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Adana’da olacaklarını duyuran Atalay, “Depremin yaralarını birlikte sarma zamanı. 1 Mayıs’ta depremden etkilenenlerle dayanışma içerisinde olacağız” dedi.
Siyasi partilerin milletvekili aday listelerinde işçi ve emekçi kökenli isimlere yeterince yer vermemesini eleştiren Atalay, listede olan işçi ve emekçi kökenli isimlerin ise seçilmesi zor yerlerden gösterildiğini söyledi.
Toplu iş sözleşmesinin 1 Mayıs’a yetişip yetişmeyeceğiyle ilgili soru üzerine Atalay, sendikalar görüşmeye giderken alınacak para ve taban ücretin ne olacağının ön plana çıktığını ancak bunların dışında sosyal yardımlar, ek ödeme, fazla çalışma, işsizlik primi ve gece çalışması gibi bazı sorunların da olduğunu kaydetti. Bunların çözümü için de gayret sarf edildiğini anlatan Atalay, “Bir sözleşme kadar önemli olan bu taşeronların kadro meselesi var. Onu da bu sözleşme kapsamında hazırlayacağımız maddenin içinde olmasını istiyoruz” diye konuştu.
Görüşmelerin bayrama kadar sonuçlanmasının zor olduğunu ifade eden Atalay, “Ama 1 Mayıs’a kadar bağladık, bağladık. 1 Mayıs’a kadar bağlayamazsak biz bunu bir daha bağlayamayız” dedi. Bakan Bilgin ile yarın görüşme ihtimallerinin olduğunu dile getiren Atalay, “Toplumun beklentilerini karşılayacak bir şey getirirlerse hiç problem yok. Ama getirmezlerse isterse mayıs ayında bitsin isterse haziran ayında bitsin, ne zannediyorum Hak-İş ne de Türk-İş olarak olumsuz bir şeyin yanında oluruz” değerlendirmesini yaptı. TÜHİS’in teklifindeki refah payına ilişkin soru üzerine Atalay, yaptıkları yüzde 30’luk zam teklifinde refah payının da dahil olduğu bilgisini verdi.
Hak-İş Genel Başkanı Arslan da iki konfederasyon arasındaki iş birliğinin 2021-2022 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde başarılı sonuçlar verdiğini belirterek, taleplerinin önemli bir bölümünün karşılanmasının da kendilerini bu dönem için cesaretlendirdiğini vurguladı.
Yeni dönem sözleşmesiyle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile 10 Nisan’da görüştüklerini anımsatan Arslan, geçen dönem imzalanan kamu çerçeve protokolünde yer alan bazı başlıkların hayata geçirilemediğini söyledi.
696 sayılı tanun hükmünde kararname (KHK) sonrası kadro alamayan çalışanların kadroya alınmasını sorununu çözemediklerini anlatan Arslan, bu KHK ile kadro alanların ise özlük haklarında iyileştirme yapılmadığını anımsattı. Bu dönem bunların tekrar gündemde tutulduğunu dile getiren Arslan, yapılacak toplu iş sözleşmesiyle bu sorunları çözmeyi planladıklarını aktardı.
TÜHİS’in toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sunduğu rakamları anımsatan Arslan, “Çalışanların beklentilerini karşılamadığı için bu rakamlar üzerinde mutabakat sağlamamız mümkün değil. Hükümetimizden, TÜHİS’ten, sayın bakandan yeni tekliflerini bekliyoruz. Türkiye’nin yeterince sorun stoku var, çalışanların yüksek enflasyona karşı korunabileceği tek çözümleri sendikalaşma ve toplu iş sözleşmeleridir. Toplu sözleşmelerde bu sıkıntıları çözemezsek sendikal hareket için de büyük bir sorunla karşı karşıyayız demektir” şeklinde konuştu. Kamu tarafıyla ortak noktada buluşmayı arzuladıklarını dile getiren Arslan, şöyle devam etti:
“Eğer taleplerimiz karşılanmazsa, uzlaşma yakalayamazsak da bunun yasal süreçlerini hep beraber göreceğiz. Umarım o noktaya gitmeden beklentiler var, gerçekten kamuda çalışan arkadaşlarımızın önemli bir bölümünün ekonomik sıkıntılardan dolayı büyük açıkları söz konusu. Bunların giderilmesi için beklentiler çok yüksek. Bunun farkındayız, buna göre çözüm bulmaya çalışıyoruz.”