Can Atalay kararındaki detay: Erdoğan’ın seçtiği iki yargıç ihlal kararı verdi
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili iptal kararına dayanarak sıra cetveline itiraz edilmesi halinde varsa oluşan faiz gelirlerinin hak sahiplerine ödenmesine hükmetti. Daha önce bu tür nemalar devlete bırakılıyordu.
İcra takibi yapan alacaklılar için iyi haber Yargıtay’dan geldi. Düne kadar icra işlemleri sırasında İcra Müdürlüğü’nün banka hesabına yatırılan paralarda eğer bir faiz geliri oluşmuşsa bu gelir Hazine’ye aktarılıyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi bu hükmü Nisan 2023’te iptal etti. Yargıtay da bu iptal uyarınca görüş değiştirdi, bundan böyle bu tür paraların eğer faiz geliri varsa onları da icra davasını kazanan alacaklılar alacak.
Özel Hukuk alanında haftalık içtihat paylaşımı yapan İçtihat Bülteni programındaki habere göre iki yıl önce bir alacaklı vekili icra dosyasına gelen paranın paylaştırılması sırasında Hazine’ye bırakılan nemanın müvekkilinin hakkı olduğunu ileri sürerek İcra Müdürlüğünden işlemin iptalini talep etti.
İlk derece mahkemesi müdürlükçe elde edilen faiz gelirinin alacaklıya ödenmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verdi. Bunun üzerine şikayetçi alacaklı vekili kararı istinafa götürdü.
Bölge Adliye Mahkemesi Harçlar Kanunu’nun 36/1. maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının yerinde olduğu belirterek başvurunun esastan reddine hükmetti. Karar alacaklı vekili tarafından bir kez daha temyiz edildi. Alacaklı avukatı, oluşan faiz gelirinin Hazineye gelir yazılmasını emreden yasa hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini hatırlatıyordu dilekçesinde.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi ise Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili verdiği iptal kararından sonra görüş değişikliğine giderek içtihadında şu ifadelere yer verdi:
“492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrası ‘mahkemeler, hakimler, cumhuriyet savcıları ve icra iflas daireleri tarafından adli ve idari işlemlerle takip işlemlerinden dolayı herhangi bir sebeple alınmış paraların bankaya yatırılması halinde bu paralara ait faiz, ikramiye ve sair menfaatleri devlete aittir,’ ikinci fıkrası ise ‘Şüyuun giderilmesi neticesinde hasıl olan para ve tereke paraları ile kısıtlı veya gaip adına bankaya yatırılan paralar yukarıdaki fıkra hükmünden müstesnadır’ hükmünü amir iken söz konusu iki düzenleme de Anayasa Mahkemesinin 4 Mayıs 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5 Nisan 2023 tarih ve 2023/48 E. – 2023/72 K. sayılı kararı ile anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Daire içtihatları İİK’nın 140 vd. maddelerinde sıra cetveline itiraz edilmesi halinde icra müdürlüğünce alacaklılara ödenmeyen paranın nemalandırılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ancak yine de sıra cetveline itiraz edilmesi sebebiyle alacaklıya ödenmeyen paranın icra müdürünce banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz geliri varsa alacaklıya ödenmesinin yasal dayanağı olmayıp nemalandırma sonucu elde edilen paranın Hazineye ait olduğu yönünde iken kararın dayanağı olan Harçlar Kanunu’nun 36. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptali nedeniyle oluşan nema geliri varsa bunun hak sahiplerine ödeneceği yönünde görüş değişikliğine gidilmiştir. Buna göre her ne kadar ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin karar tarihlerinde söz konusu kanun hükmü iptal edilmemiş olup yürürlükte olduğundan kararlar dairenin eski içtihatları gereğince yerinde ise de, şikayete konu müdürlük kararının dayanağı olan kanuni düzenlemenin temyiz incelemesi aşamasında 4 Mayıs 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5 Nisan 2023 tarih ve 2023/48 E. – 2023/72 K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi nedeniyle verilen iptal kararının henüz kesinleşmemiş eldeki şikayette uygulanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Hal böyle olunca; ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile şikayete konu müdürlük kararındaki nema tutarının Hazineye irat kaydına dair kısmının iptaline karar verilmesi gerektiğinden bölge adliye mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.”