Fernas madencileri açlık grevine başladı
2024 Küresel Haklar Endeksi raporuna göre Türkiye, işçi hakları açısından en kötü 10 ülke arasında yer aldı. Raporda, Türkiye’de işçilerin hak ve özgürlüklerine yönelik saldırıların sürdüğü ve sendikalaşma girişimlerinin engellendiği belirtildi.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) her yıl açıkladığı Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye işçiler için koşulları en kötü 10 ülke arasında yer alıyor. Belçika merkezli, dünyanın en büyük sendika birliği olan ITUC’a göre Türkiye dışında Bangladeş, Belarus, Ekvador, Esvatini, Filipinler, Guatemala, Mısır, Myanmar ve Tunus işçi hakları açısından en kötü olan diğer ülkeler.
167 ülkeden 191 milyon işçiyi temsil eden ITUC, 2024 yılına ilişkin Küresel Haklar Endeksi raporunu yayınladı. Rapor 151 ülkeyi Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmeleri ve içtihatlarından yola çıkarak oluşturulan 97 göstergeyle değerlendiriyor. Rapor, Türkiye’de hak ve özgürlüklerin baskı altına alındığını, sendikaların ve üyelerinin sistematik olarak ve asılsız suçlamalarla kovuşturmaya uğradığını öne sürüyor. Aynı zamanda işverenlerin “sendikalaşma girişiminde bulunan işçileri sistematik bir şekilde işten çıkararak sendika düşmanlığı yaptığı” belirtildi. Raporun Türkiye bölümünde Deriteks Sendikası eski Başkanı Makum Alagöz’ün silahlı saldırı sonucu yaralanması, 1 Mayıs 2023’te İstanbul’da düzenlenen gösteriler sırasında çok sayıda protestocunun gözaltına alınması ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yöneticileri Selma Atabey ve Gönül Erden’in tutuklanması gibi örnekler detaylarıyla yer aldı.
ITUC Genel Sekreteri Luc Triangle endeksin 11 yıldır dünyanın her bölgesinde işçi haklarındaki hızlı gerilemeyi gösterdiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Birkaç mütevazı iyileşmeye rağmen, genel tablo özgürlüklere, işçi haklarına ve emekçilere yönelik amansız bir saldırı olduğunu göstermektedir. Endeks, iş arkadaşlarının yaşamlarını iyileştirmek ve demokratik hakları savunmak için ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalan cesur işçilerin ve sendikacıların hikayesini anlatıyor. Bu durum, süregelen yıkıcı hayat pahalılığı krizi, iş dünyasını hızla değiştiren teknolojik bozulma ve çalışan insanların savaşın yıkıcı sonuçlarıyla karşı karşıya kaldığı, küresel düzeyde şiddet içeren çatışmaların kötüleştiği bir ortamda gerçekleşiyor. Bu eğilimlerin sürdürülebilir bir şekilde ele alınabilmesinin tek yolu gerçek anlamda demokratik bir harekettir. Sınırları ve sektörleri, yaşları ve cinsiyetleri, ırkları ve dinleri aşan ve her işyerinde, ülkede ve küresel kurumda güç dengesini değiştirecek güce, varlığa ve hesap verebilirliğe sahip bir hareket. Bu hareket sendikalardır.”
Türkiye 2016’dan beri dünyada işçi hakları açısından en kötü 10 ülke arasındaki yerini koruyor. Rapora göre Türkiye’de işçilerin hakları ve özgürlükleri yıllardır aralıksız olarak saldırıya uğruyor. Hak ve özgürlükler baskı altına alınıyor, sendikalar ve üyeleri sistematik olarak ve asılsız suçlamalarla kovuşturmaya uğrayarak hedef alınıyor. Türkiye’de işçilerin, sendika karşıtı faaliyetlere, sendikacılara yönelik asılsız iddialarla açılan kovuşturmalara ve şiddet tehditlerine maruz kaldıkları vurgulanmış: “İşverenler, sendikalaşma girişiminde bulunan işçileri sistematik bir şekilde işten çıkararak sendika düşmanlığı yapmaya devam etmiştir.”
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu rapora ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Küresel Haklar Endeksi bir kez daha malumu ilan etmiştir. Türkiye’de sendikaya üye olma hakkı, sendika kurma hakkı, toplu sözleşme hakkı ve grev hakkı başta olmak üzere pek çok temel hak saldırı altındadır. Bunun sonucunda milyonlarca işçi düşük maaşlara, kötü çalışma koşullarına, uzun mesai saatlerine, iş kazalarına ve iş cinayetlerine mahkûm edilmektedir. Her şeye rağmen on binlerce işçi sendikalaşma ve hakları için mücadele etmeye devam etmektedir. Bu endeks hem hak ihlallerini hem de işçilerin onurlu direnişini göstermektedir.”