Türkiye çok uluslu şirketlere ‘asgari kurumlar vergisi’ getiriyor
Mehmet Şimşek’in kamuoyunun önüne çıkmada yavaş davranmasıyla ilgili bir tez daha var. Buna göre Bakan Şimşek yapılacak atamaları ve Merkez Bankası’nın faiz kararını görmek istiyor.
Ortada garip bir durum var. Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanmasından bu yana iki hafta geçti ama ne kamuoyu önüne çıkıp yeni dönemin ekonomi politikalarına dair detaylı bir açıklama yaptı, ne de Merkez Bankası Başkanı dışında önemli bir atama gerçekleştirildi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bu hafta faiz kararı için toplanıyor. Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan faiz kararını, geçen yıl arka arkaya faiz indirimi yapan eski üyelerle alacak. Geçen yıl faizi yüzde 8.5’e indiren üyeler (Yani başkan yardımcıları ve banka meclisinden iki üye) bu sefer faizi artıracaklar. Bunda sizce de bir çelişki yok mu?
Yazının girişinde “Merkez Bankası Başkanı dışında önemli bir atama gerçekleştirilmedi” dedim ama Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu (BDDK) başkanlığına yapılan atamayı unuttum. Merkez Bankası eski Başkanı Şahap Kavcıoğlu BDDK başkanlığına getirildi. Fakat bu atamanın Mehmet Şimşek’in inisiyatifiyle gerçekleşmediği ve “Rasyonel zemine dönüş” iddiasına ters bir görüntü oluşturduğu da ortada…
Mehmet Şimşek görevi devralırken ekonomide “Rasyonel zemine” dönüleceğini söyleyerek çıtayı çok yukarıya koydu. O sözlerin de etkisiyle piyasada çok büyük bir beklenti oluştu. Nitekim Türkiye’nin risk primi 200 puana yakın düştü, borsada 1000 puana yakın bir yükseliş yaşandı. Ama görüldüğü gibi ortada bu kadar iddialı bir söyleme uymayan bir tablo var: Atamalar gecikiyor, Mehmet Şimşek kamuoyundan uzak dururken yeni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz televizyon programına katılarak yeni dönemin ekonomi politikalarına dair uzun açıklamalar yapıyor…
“Ne acele ediyorsun?” diyenler olabilir. Gecikmenin sebebi atamaların ve politikaların oluşturulmasının zaman almasıysa sorun yok, merakımız yakında giderilir. Ama Mehmet Şimşek’in eli sanıldığı kadar rahat değilse ve/veya yapmak istediği bazı atamalar yukarıdan engelleniyorsa ortada farklı bir durum var demektir.
Eğer Şimşek’in ekonomiyle ilgili yetki alanı ilk başta düşünülenden çok daha sınırlıysa yukarıya konan çıtanın biraz indirilmesi gerekir. Bunun da elbette piyasada (Borsada, Türkiye’nin risk priminde…) sonuçları olur.
Ankara’yı iyi tanıyan bir kaynağım ilginç bir değerlendirme yaptı: “Mehmet Şimşek aslında kendi kadrosu ve çalışma ekibi olan birisi hiç olmadı. Kurumsal yapılarla, insan kaynaklarıyla, ekip oluşturma geliştirme konularıyla hiç ilgilenmedi”.
Ona göre Şimşek’in bakanlık yaptığı dönemde Maliye Müsteşarlığını üstlenen Naci Ağbal ile Hazine Müsteşarlığını üstlenen Osman Çelik buna iki örnek. Bu isimler Şimşek tarafından seçilmemiş, Erdoğan tarafından atanmıştı.
Mehmet Şimşek’in yavaş davranmasıyla ilgili bir tez daha var. Buna göre Şimşek de atamaları ve Merkez Bankası’nın faiz kararını görmek istiyor. Bu tezi ortaya atan kaynağım şöyle diyor: “Belki de atamaların nasıl olacağını ya da mesela ilk Para Politikası Kurulu’ndan nasıl bir karar çıkacağını görmek istiyor. Yani bu iki kritik konudan emin değilse, iletişimin içeriği ve tonu konusunda net olamayacağından erteliyordur.”
Merkez Bankası’nın Perşembe günü alacağı faiz kararı ve önümüzdeki günlerde yapılacak atamalar birçok şeyin göstergesi olacak.