Merkez Bankası sadeleşme kararları ve sonuçları
Merkez bankaları için bu hafta hayli hareketli geçecek. Fed ve Avrupa Merkez Bankası faiz konusunda karar vermek için ardı ardına toplanırken, TCMB de enflasyon raporunu açıklayacak.
Merkez bankaları haftasına başlıyoruz. Bu hafta üç merkez bankası, alacakları kararlarla dünyada ve Türkiye’de piyasaların yönünü belirleyecek.
Bunlardan biri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB). TCMB perşembe günü enflasyon raporunu açıklayacak. Enflasyon raporları her çeyrekte açıklanıyor, raporun açıklandığı gün Merkez Bankası başkanı raporu sunmak üzere kamuoyunun karşısına çıkıyor, analistlerin, gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Hafize Gaye Erkan ilk kez bu raporla kamuoyu karşısına çıkacak. Para politikası konusundaki düşüncelerini, önümüzdeki döneme dair öngörülerini ilk kez kendi ağzından dinleme fırsatı bulacağız.
Kulislerde Hafize Gaye Erkan’ın soru-cevap oturumunun önceden belirlenmiş biçimde akacağı, seçilmiş bazı katılımcıların kendilerine iletilen soruları soracağı, Erkan’ın da önceden hazırlanan cevapları vereceği konuşuluyor.
TCMB’nin enflasyonu raporunun bir başka önemli yanı, yıl sonu enflasyon tahmininin revize edilecek olması. Merkez Bankası son raporunda enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altında kalacağını öngörmüştü. O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı, TL dolar karşısında yaklaşık yüzde 30 değer yitirince enflasyon yeniden yükselişe geçti. Yıl sonunda yüzde 50’yi geçeceği neredeyse kesin. Yüzde 70’e yükseleceğini söyleyenler de var. Merkez Bankası enflasyon beklentisini “gerçekçi” bir seviyeye yükseltirse ortaya politika faizinde ciddi artırım ihtiyacı çıkacak. Yükseltmez, idarei maslahat yaparsa yeni Başkan Erkan’ın itibarı ilk sunumu öncesinde ciddi darbe alacak.
Bu haftanın assolisti Amerikan Merkez Bankası Fed. Fed çarşamba akşamı Türkiye saatiyle 21:00’de faiz kararını açıklayacak. Yirmi beş baz puanlık bir artırım yapması neredeyse kesin, asıl merak edilen bunun son faiz artırımı olup olmadığı.
Fed üyeleri geçen ayki toplantısında bu yıl iki faiz artırımı yapılacağını öngörmüş, bu da piyasalara bir anlamda soğuk duş yaptırmıştı. Mesela 2050 dolara kadar yükselen ons altın bunun etkisiyle 1900 doların altına inmişti.
Ons altın temmuz’da yeniden yükselişe geçerek 1980 dolara kadar geldi. Bunun sebebi, piyasanın Fed’den yine iki değil bir faiz artırımı beklemeye başlaması. Piyasa haksız da değil, zira bu ay açıklanan veriler Amerika’da enflasyonun beklentilerden de hızlı gerilediğini ortaya koydu. Tüketici enflasyonu yüzde 3’e indi. Bu, Fed’in hedefi olan yüzde 2’ye çok yakın bir oran. Gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon da yüzde 4.8’e kadar geriledi. Enflasyon düştüğüne göre Fed çarşamba günü son artırımı yapıp neredeyse bir buçuk yıldır sürdürdüğü parasal sıkılaşmayı bitirebilir. Bu da altın, gümüş gibi kıymetli metallere ve borsalara yarar.
Ama Fed piyasaya uymaz, “Bir faiz artırımı daha” mesajı verirse büyük olasılıkla ons altında sert bir düşüş görürüz. Ona bağlı olarak içeride de gram altının fiyatı 1700 TL’nin altına geriler.
Üçüncü merkez bankası ise Avrupa Merkez Bankası (ECB). Avrupa Merkez Bankası da perşembe günü Türkiye saatiyle 15:15’te faiz kararını açıklayacak. Fed’de olduğu gibi Avrupa Merkez Bankası’nın da ne yapacağı belli: 25 baz puanlık faiz artırımı yapacak. Bilinmeyen, yine Fed’de olduğu gibi artırımlara devam edip etmeyeceği.
Yakın zamana kadar ECB’nin eylül ayında bir artırım daha yapacağı düşünülüyordu. Çünkü Amerika’da yüzde 3’e gerileyen enflasyona karşılık Avrupa’da (Euro bölgesinde) haziran ayında tüketici enflasyonu yüzde 6.1 olarak açıklanmıştı. ECB’nin faiz artırımlarına devam edeceği beklentisiyle euro dolar karşısında değer kazanmış, parite 1.12’nin üzerine çıkmıştı.
Ama geçen hafta Euro bölgesi enflasyonu revize edildi ve yüzde 5.5’e indirildi. Yani Avrupa’da da enflasyonun beklentilerden hızlı düştüğü ortaya çıktı. Bu da, “ECB de son artırımı yapıp duracak” beklentisini doğurdu. Bunun etkisiyle euro/dolar paritesi geriledi, 1.11’li seviyelere indi. Euro dolar karşısında gerileyince TL karşısında da irtifa kaybetti ve 30 TL’nin altına çekildi.
İşin ilginci euro’nun dolar karşısındaki seyri altın için de önemli. Euro gerileyince dolar endeksi (Amerikan parasının altı güçlü para karşısındaki değerini izleyen endeks) yükseliyor. Çünkü dolar endeksinin yüzde 57’si euro’dan oluşuyor. Bu altın için iyi bir şey değil. Altın dolar cinsinden fiyatlandığı için Amerikan parası değer kazandığında dünyanın geri kalanındaki insanların alım güçleri azalıyor. Yani dolardaki yükseliş altın talebini azaltıcı bir etkiye neden oluyor.
Bu nedenle ECB’nin önümüzdeki döneme dair vereceği mesaj hem euro hem altın için önemli. Faiz kararı metninde veya Başkan Christine Lagarde’ın yarım saat sonra düzenleyeceği basın toplantısında “Eylül’de bir artırım daha yapacağız” mesajı verilirse büyük olasılıkla euro’nun yükselişe geçtiğini görürüz.
Ama Avrupa Merkez Bankası’nın eli çok serbest değil, dağ gibi kamu borcu altında ezilen güney Avrupa ülkeleri, başta İtalya olmak üzere faiz artırımlarına karşı…
Bu hafta işte bunları konuşacağız.