Merkez Bankası sadeleşme kararları ve sonuçları
Merkez Bankası'nın yeni KKM talimatı bankalarda kafa karışıklıklarına yol açtı. Öncelikle sektörde, sıradan mevduat müşterisi ile KKM’den dönüşüm yapacak mevduat müşterilerine farklı faiz uygulaması yaşanacak gibi görünüyor. Yine KKM'de kalmak isteyen müşterilere de ayrı bir faiz uygulaması olacak.
Kur korumalı mevduatın (KKM) durumu ekonomi yönetiminin sürekli kafasını meşgul ediyor görünüyor. 2021 Aralık ayında başlayan ve giderek büyüyüp bugün ülkenin başına bela haline gelen bu araçtan kurtulmanın yolları aranmaya devam ediliyor. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi Merkez Bankası bu yükten kurtulmak için bazı uygulamaları kendi geliştirmek yerine son yıllarda moda olanı yapıp, yükü bankaların üstüne atarak kenara çekilip izlemeyi tercih ediyor.
Bu çerçevede de 20 Ağustos’ta Menkul Kıymet Tesisi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile bankaları zorlayıcı bazı düzenlemeler getirilmişti. Geçtiğimiz günlerde de bu düzenlemenin uygulanmasına yönelik bankalara bir uygulama talimatı gönderildi. Uygulama talimatı özellikle dövizden TL’ye dönüşüm ve yenileme oranı maddeleriyle ilgili açıklayıcı hükümler içeriyor.
Düzenlemenin 13. maddesinin b fıkrasına göre “Merkez Bankası’nca yayımlanan tebliğler kapsamında kur/fiyat koruma desteği sağlanan gerçek kişilere ait hesaplardan ilgili hesaplama döneminde vadesi gelenlerin vadeli Türk Lirası mevduat/katılma hesabına geçiş oranının yüzde 5’in altında kalması halinde eksik kalan tutar kadar menkul kıymet bloke olarak tesis edilir” deniliyor.
Yine aynı düzenlemenin 14. maddesinde “29/12/2023 hesaplama tarihine kadar uygulanmak üzere, Merkez Bankası’nca yayımlanan tebliğler kapsamında kur/fiyat koruma desteği sağlanan hesapların Merkez Bankası’nca belirlenen usul ve esaslara göre hesaplanacak yenileme oranının ilgili hesaplama döneminde yüzde 95’in altında kalması halinde eksik kalan tutar kadar menkul kıymet bloke olarak tesis edilir” ifadesi bulunuyor.
Merkez Bankası, uygulama talimatı ile özellikle bu iki hükme ilişkin açıklamalar ve değişiklikler getirdi. Uygulama talimatına göre 14. maddeye ilişkin olarak bir banka yüzde 95 dönüşüm hedefini tutturabilmek için en az yüzde 75’lik kısmı kadar yenileme yapacak. Kalan 20 puanlık kısmın;
– 10 puanı gerçek kişi hesaplarında TL mevduata dönüşüm ile,
– kalan 10 puanlık kısım ise istenirse yenileme, istenirse TL mevduata geçiş, istenirse de yeni döviz dönüşümlü mevduat açılımı ile tamamlanabilecek.
Bu ifadeden anlaşıldığı üzere TCMB, yeni uygulama talimatı ile bankalara yeni açacakları dönüşüm hesaplarının, vadesi gelen dönüşüm tutarının en fazla yüzde 10’una kadar dönüşüm hedefine sayılabilmesine imkan tanıdı.
İkinci olarak “10 puanı gerçek kişi hesaplarında TL mevduata dönüşümü ile gerçekleştirilecek” denilerek tebliğin 13. maddesinde belirtilen gerçek kişi dönüşüm hesaplarından vadeli TL’ye aylık dönüşüm hedefi de yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltilmiş oluyor.
Talimatta KKM’den TL mevduata geçiş için TL mevduatın vadesi en az 32 gün olarak belirlendi. Yine talimatta katılım bankaları için farklı olarak TL mevduata geçiş hedefi için Nisan 2024’e kadar süre tanındı. Katılım bankalarına bu süreye kadar KKM’de aylık yüzde 25, döviz dönüşümlü KKM’de yüzde 5 TL mevduat dönüşüm hedefi getirildi.
Talimata göre; faiz/kâr payı oranına göre menkul kıymet tesisi, daha önce geçerli olan katsayılar korunarak ihracat ve yatırım kredilerinde referans oranın 1,4 katı, diğer TL ticari kredilerde 1,8 katı ve ihtiyaç kredilerinde 2 katı olacak şekilde uygulanacak.
Yeni uygulama bankalarda kafa karışıklıklarına yol açtı. Öncelikle sektörde, sıradan mevduat müşterisi ile KKM’den dönüşüm yapacak mevduat müşterilerine farklı faiz uygulaması yaşanacak gibi görünüyor. Yine KKM’de kalmak isteyen müşterilere de ayrı bir faiz uygulaması olacak. Bu çerçevede en yüksek faiz oranı KKM’den TL mevduata dönüşüm yapılacak hesaplara uygulanacak, bunun biraz altında normal TL mevduat müşterilerinin faiz oranı olacak ve en düşük faiz oranı da KKM’de kalan müşterilere verilecek. Ancak bu durum müşterilerle çatışma yaratma potansiyeli taşıyor.
İkinci olarak mevduat faizlerinde yükselme olacağından bankaların kaynak maliyetleri yükselecek. Bu durum bankaların kredi faiz oranlarının da yükselmesine yol açacak. Ancak en son Merkez Bankası’nın politika faiz oranını yüzde 25’e yükseltmesi, bankaların kredilere uygulayabilecekleri faiz oranlarının da yükselmesine olanak sağladığından, bankalar kredi faizi konusunda biraz daha rahatlar.
Sonuçta devlet, bankalar üzerinden KKM yükünden kurtulmaya çalışıyor. Bunu yaparken bir yandan da piyasadaki TL mevduat faiz oranlarının yukarı çıkmasını istiyor görünüyor. Bunun doğal yansıması da kredi faiz oranlarının yükselmesi şeklinde yaşanacak. Merkez Bankası politika faiz oranını yükseltirken, menkul kıymet tesisine esas kredi faiz oranlarındaki referans faiz oranı hesaplamalarında değişiklik yapmayarak kredi faiz oranlarının yükseltilmesine de dolaylı da olsa sıcak baktığını gösterdi. Önümüzdeki dönem bütün faiz oranlarının daha yukarıda oluştuğu, buna bağlı olarak yatırım ve tüketim harcamalarında yavaşlamanın olduğu bir dönem olmaya aday. Ancak seçim döneminin yaklaştığını düşünürsek bu ortamın ne kadar kalıcı olacağı da şüpheli.