Merkez Bankası Başkanı’na göre enflasyonda piyasanın beklentisi yüzde 44
Merkez Bankası, Fatih Karahan başkanlığındaki üçüncü PPK toplantısında beklentilere uygun olarak politika faizini yüzde 50'de sabit bırakma kararı aldı. Metinde enflasyonda belirgin bozulma olursa sıkı para politikasının sürdürüleceği belirtildi.
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Fatih Karahan başkanlığındaki üçüncü toplantısında politika faizini piyasa beklentilerine uygun olarak yüzde 50’de sabit bırakma kararı aldı. PPK geçen ay sürpriz yaparak politika faizini (bir hafta vadeli repo ihale faizi) 500 baz puan artırarak yüzde 50 seviyesine çıkarmıştı.
TCMB, haziranda 650, temmuzda 250, ağustosta 750, eylül, ekim ve kasımda 500’er baz puan, aralık ve ocakta 250’şer ve mart ayında 500 baz puan olmak üzere 9 toplantıda toplam 4 bin 150 baz puan faiz artırmıştı. Banka şubat ayında ise faize dokunmamıştı.
PPK açıklamasında mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleştiği belirtilerek, şöyle denildi:
“Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir. Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk Lirası’nda reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.
Kurul; makro ihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.”
TCMB’nin faiz sabit kararı dış basında da büyük yankı buldu. ABD’li haber ajansı Bloomberg’de “Türkiye yüzde 70’e yaklaşan enflasyon zirvesi öncesinde faiz artışlarını durdurdu” başlıklı bir haber yer aldı. TCMB’nin geçen ayki sürpriz kararının ardından bu ay faizleri değiştirmediği belirtilen haberde “Politika yapıcılar son zamanlarda bankalara gösterge faiz oranının işaret ettiğinden daha pahalı fon sağlıyor” ifadelerine yer verildi.
Haberde ayrıca “Daha geniş bir faiz koridorunun sağladığı esneklik, merkez bankasının geçtiğimiz haziran ayında agresif sıkılaştırma kampanyasına başlamasından bu yana ikinci kez faiz artışını pas geçmesinin yolunu açtı” ifadelerine yer verildi. Bloomberg ekonomistleri Ziad Daoud ve Selva Bahar Baziki ise şunları söyledi:
“TCMB nisan toplantısında faiz oranlarını sabit bıraktı. Biz hâlâ borçlanma maliyetlerinin artmasını bekliyoruz. Ancak bu artış politika faizinin yükseltilmesiyle değil kredilere erişimi kısıtlayarak ve likidite arayan bankaları daha yüksek bir fiyat ödemeye zorlayarak gerçekleşecektir. Merkez Bankası’nın kredi büyümesini ve düzenlemeleri de sıkılaştırması muhtemel.”
İngiliz haber ajansı Reuters ise haberinde, “TCMB son faiz artırımından bu yana finansal koşullarda büyük bir sıkılaşma olduğunu gerekçe göstererek faizleri beklendiği gibi yüzde 50’de sabit tuttu ve enflasyonu düşürme kampanyasında gerekirse politikayı daha da sıkılaştırma sözü verdi” ifadelerine yer verdi.
Haberde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir dizi döviz krizine yol açan ve son yıllarda enflasyonu yükselten ‘düşük faiz ve kredi destekli büyüme’ politikasını tersine çeviren yaklaşık bir yıllık döngüde faizlerin yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltildiği hatırlatıldı.
Haberde ayrıca “Türkler için yıllardır süren hayat pahalılığı krizinin geçen yıl haziranda daha ortodoks bir ekonomik programa doğru U dönüşüyle başlayan parasal sıkılaştırma döngüsü nedeniyle yılın ikinci yarısında hafiflemeye başlaması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.
Wall Street Journal’da ise Ed Frankl imzasıyla yayınlanan “Merkez Bankası gösterge faiz oranını sabit tuttu” başlıklı haberde, “Enflasyonist baskıların devam etmesine rağmen TCMB’nin gösterge faiz oranını değiştirmeyerek son dönemdeki artış serisinin sona erdiğinin sinyalini verdiği” belirtildi. Haberde, aylık enflasyonun ana eğiliminin beklenenden daha yüksek olduğu ve iç talebin dirençli olmaya devam ettiği belirtilirken uzman görüşüne de yer verildi.
Capital Economics ekonomisti Nicholas Farr, müşterilerine gönderdiği notta, “Türkiye ekonomisi sıcak kalmaya devam ediyor ve enflasyon baskıları güçlü, bu da faizlerin yakın zamanda düşürülmeyeceğini gösteriyor” dedi.