Piyasalarda ‘kredi notu’ iyimserliği: Borsa rekor tazeledi, kredi risk primi 282 puana geriledi
'Aslında bugün gelinen aşamada, zembereğin boşalmasıyla birlikte, dolar kuru normal düzeyine geldi. Buradaki kritik mesele bugün gelinen aşamanın gelinmesi gereken aşama olup olmadığı meselesi.'
Eski Hazine Müsteşarı ve iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez’e göre 2021 yılının Eylül ayında faize hiç dokunulmaması halinde enflasyondaki yükselme eğilimini durdurmak mümkündü. Ancak hepimizin bildiği gibi öyle yapılmadı ve enflasyonun yükseldiği, tüm dengelerin allak bullak olduğu bugünlere geldik. Son olarak önceki gün TL’nin dolar karşısında yüzde 7.5 civarında değer kaybetmesiyle aklımız başımızdan gitti.
Mahfi Eğilmez, ekonominin bu noktaya gelişini kendine ait KendimeYazılar adlı bloğunda 7 Haziran 2023 tarihinde yayımladığı “Ne oldu da dolar kuru uçtu?’ başlıklı yazısında anlattı.
“Benim çocukluğumda saatler mekanikti, pilli saatler yoktu. Mekanik saatler zemberek denilen bir yay yardımıyla çalışırdı. Zemberek, bir merkezden verilen hareketle kendi içine sarılan ve enerjiyi (bir cismin hareketinden dolayı sahip olduğu enerji) depolamak için kullanılan bir çeşit yaydı. Saatin kurma düğmesi sürekli ileri doğru çevrilerek zembereğin ve dolayısıyla saatin kurulması sağlanır, sonra saat bu zembereğin hareketiyle çalışırdı. Saatin kurma düğmesini her çevirdiğinizde zemberek biraz daha sıkışır ve düğmeyi çevirmek zorlaşırdı. Kurma düğmesine baskı uygular da zorlarsanız zemberek mekanizması kırılır, yay boşalır, saat çalışmaz hale gelirdi. Çocuklara saat alındığında kurma mekanizmasına dikkat etmeleri gerektiği söylenir, ‘Fazla zorlarsan zembereği boşalır, saat bozulur’ diye tembih edilirdi.
2021 yılının Eylül ayına girildiğinde enflasyon da TCMB faizi de yüzde 19 idi ve enflasyonda yükselme eğilimleri vardı. Doğru para politikası faizi 1 veya 2 puan artırarak bu yukarı gidişi durdurmaya yönelecek politikaydı. Daha az doğrusu faize hiç dokunmamak şeklinde bir uygulamaydı. TCMB tam tersini yaptı ve faizi düşürmeye başladı. Bu yanlışa iki yıla yakın bir süre devam etti ve faizi yüzde 8,5’e kadar indirdi. Bu yanlış yaklaşımın sonucu olarak enflasyon yüzde 70’lere yükseldi. Hükümet, zaman içinde, bu yanlıştan dönmek yerine peş peşe yeni yanlışlar yaptı: Fiyatlara müdahale etmeye ve enflasyonu o yolla denetlenmeye çalıştı. Piyasa ekonomisi içinde kalarak bunu yapmanın imkânsız olduğunu göremedi. İki yüz yıl öncesinin trampa ekonomisi mantığıyla ekonomi politikası uygulamaya çalıştı. Başlangıçta olumlu sonuç alınır gibi oldu. Hep böyle olur zaten. Enflasyon, önceleri baz etkisiyle sonra da fiyatlara, piyasaya ve kurlara yapılan baskılarla inişe geçti. Bunun sürdürülebilir olmadığını da defalarca anlatmaya çalıştık. Yanlıştan dönmek yerine başka yanlışlar art arda geldi. Kuru tutmak için kur korumalı mevduat adı altında aslında döviz olan ama TL gibi görünen yüksek faizli bir mevduat uygulaması devreye sokuldu. Milyarlarca dolarlık bir maliyete ulaştı. Nasıl çözüleceği bilinmiyor ve sorun ertelenerek zamana terk ediliyor. Bir yandan da bankalara baskı yapılmaya döviz alım satımı denetlenmeye başlandı. Bir süre de böyle idare edildi.
Benim yanlış diye yorumladığım bu ekonomi politikası bazı başka yorumculara göre bilerek istenerek seçim kazanmaya yönelik uygulanan bir politikaydı. Bu yorumu yapanların haklı olduğunu düşünüyorum. Ekonomi politikası yaklaşık iki yıldır tümüyle seçime endeksli olarak yürütüldü ve ekonominin ağır yara almasına aldırış edilmedi.
Enkaz başlıklı 5 Mayıs tarihli yazımda şöyle yazmıştım: “Siyasal iktidar, çeşitli hamlelerle bu feci enkazı seçime kadar gizlemeyi başardı. Pek çok kişi durumun iyi olduğunu sanıyor. Eğer iktidar el değiştirirse yeni gelenler bu feci tabloyu devralacak. Ve eğer bu durumu halka anlatmayı başaramazlarsa enkazı onların yarattığı sanılacak. Eğer iktidar değişmezse, tarihimizde ilk kez bir siyasal iktidar kendi kendisine büyük bir enkaz devretmiş olacak.”
Aslında bugün gelinen aşamada, zembereğin boşalmasıyla birlikte, dolar kuru, normal düzeyine geldi. Buradaki kritik mesele bugün gelinen aşamanın gelinmesi gereken aşama olup olmadığı meselesi. Eğer ekonomi politikası ne pahasına olursa olsun seçim kazanmak amacıyla bu şekilde popülist yaklaşımlarla yürütülmeseydi ne enflasyon ne de kur böyle bir oynaklık içinde olmayacaktı. Bu yanlış ama popülist olduğu için oy getirici siyasetle seçim kazanıldı ama tarihte belki de ilk kez bir iktidar kendi kendine enkaz devretmiş oldu.
Yeni kitabım Fon’un kapak yazısında bir Çin Atasözü var: “Kara gömülen ceset yazın ortaya çıkar.” Yaz geldi.