JPMorgan’a göre politika faizi seçim sonrası yüzde 30’a yükselebilir
Piyasalar önümüzdeki hafta yurt dışında Avrupa Merkez Bankası'nın ve TCMB'nin faiz kararı ile ABD büyüme verisini takip edecek. Ekonomistlerin beklentisi politika faizinin 250 baz puan artışla yüzde 45'e çıkacağı yönünde ağırlık kazanıyor.
Küresel piyasalar yoğun veri gündeminin takip edildiği geçen haftayı karışık seyirle tamamlarken, gözler gelecek hafta Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararı ve ABD’de açıklanacak büyüme verilerine çevrildi. Yurt içinde ise yatırımcıların odağında gelecek hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında açıklayacağı faiz kararı var. AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, TCMB’nin, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 250 baz puan artırarak yüzde 45’e çıkaracağını tahmin ediyor.
Dünya genelinde martta başlamak üzere güçlenen “güvercin” fiyatlamalar günden güne güç kaybetmeye devam ederken, önemli merkez bankalarının faiz indirimlerine piyasa tahminlerinden daha geç başlayacağına dair artan endişelerle karışık bir seyir öne çıktı. Geçen hafta yatırımcıların odağında merkez bankaları yetkililerinin sözle yönlendirmeleri, yoğun makroekonomik takvim ve Orta Doğu’da artan jeopolitik riskler bulunurken, yapay zeka için kullanılan çiplere talebin artacağı beklentisiyle teknoloji endeksleri pozitif ayrıştı.
Yılın ilk günlerinden bu yana, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) martta faiz indirim döngüsünü başlatacağına dair tahminler, ülkede açıklanan verilerin ABD ekonomisinde güçlü duruşa işaret etmesi ve Fed yetkililerinin söz konusu faiz indirimi için henüz erken olduğuna yönelik sözle yönlendirmelerinin etkisiyle zayıflamayı sürdürüyor.
Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, enflasyonda devam eden düşüşün faiz oranlarının indirilmesinin tartışılmasını gerektireceğini belirtti. Fed’in kararlarını toplantı bazında alacağını vurgulayan Goolsbee, bankanın ilk faiz indiriminin zamanlaması hakkında doğrudan yorum yapmadı.
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de faiz indirimlerinin yakında gerçekleşeceğini düşünmek için erken olduğunu ve para politikasını gevşetmeden önce enflasyonun yüzde 2’ye doğru istikrarlı düşüş seyrinde bulunduğuna dair daha fazla kanıt görülmesi gerektiğini vurguladı.
Fed yetkililerinin hafta boyunca yaptıkları açıklamalarda, martta faiz indirimi için erken olduğu mesajı hakimken, geçen hafta yayımlanan Fed’in “Bej Kitap” raporunda da ülkede ekonomik aktivitenin kasımdan bu yana “çok az” değişiklik gösterdiğine ilişkin değerlendirmeler yer aldı.
Raporda, artan tüketici harcamalarının son haftalarda ekonomiyi desteklemeye yardımcı olduğu aktarılırken, ülkede perakende satışlar, geçen yılın aralık ayında yüzde 0,6 ve aynı dönemde sanayi üretimi yüzde 0,1 artışla beklentileri aştı. Öte yandan geçen hafta açıklanan verilere göre, işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 13 Ocak ile biten haftada 187 bine gerileyerek Eylül 2022’den bu yana en düşük seviyesini kaydetti.
Analistler, işsizlik maaşı başvurularındaki azalışın, ABD’de iş gücü piyasasının yüksek faiz oranlarına rağmen dayanıklı kalmaya devam ettiğini gösterdiğini bildirdi. Yılbaşından bu yana ABD’de açıklanan verilerin enflasyonu destekler nitelikte olduğunu anımsatan analistler, bu durumun Fed’in faiz indirimleri konusunda aceleci olmayacağına işaret ettiğini dile getirdi.
Ayrıca uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, merkez bankalarının 2024’te faiz indirimine yönelmesinin coğrafi olarak yaygın olacağını ancak indirimlerin sert olmayacağını bildirdi. Söz konusu gelişmelerle para piyasalarında, Fed’in martta faiz indirimlerine başlayacağına ilişkin tahminler yüzde 47 seviyesine inerken, faiz indirimi yönündeki fiyatlamalar geçen hafta sonundan bu yana yaklaşık 30 baz puan geriledi.
Enflasyon ve resesyon ikilemi denildiğinde ilk akla gelen bölge olan Avrupa’da geçen hafta açıklanan verilerden alınan karışık sinyallerin etkisiyle negatif seyir izlenirken, gözler gelecek hafta Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) açıklayacağı faiz kararına çevrildi. Bölge genelinde geçen hafta açıklanan enflasyon verilerine göre, Avro Bölgesi’nde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Aralık 2023’te yıllık yüzde 2,9 ile beklentiler doğrultusunda artarken, İngiltere’de ise yüzde 4 artışla beklentileri aştı.
Para piyasalarında, enflasyon verileri sonrası ECB’nin ilk faiz indirimine nisanda gidebileceği beklentisi nispeten zayıflasa da güçlü duruşunu korurken, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) ise faiz indirimlerine haziranda başlayacağı fiyatlanıyor. Söz konusu verilerin öncesinde, BoE’nin mayısta faiz indirim döngüsünü başlatacağı öngörülüyordu. Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda ECB’nin gelecek hafta düzenleyeceği toplantıda faizleri sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını belirtti.
Geçen hafta açıklamalarda bulunan ECB Başkanı Christine Lagarde, enflasyonda yüzde 2 hedefine ulaşmada doğru yolda olduklarını ancak henüz zafer ilan edilemeyeceğini ifade ederek, “Faizi bu yaz indirebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan geçen hafta ECB’nin 13 ve 14 Aralık’ta Frankfurt’ta gerçekleştirdiği ve 3 temel politika faizini sabit tutması kararı alınan para politikası toplantısı tutanakları açıklandı.
Tutanaklar, ECB Yönetim Konseyi üyelerinin düşen enflasyona rağmen sıkı duruşun sürdürülmesinden yana olduğunu ortaya koydu.
Tutanaklarda, enflasyonun yakın vadede yüksek seyretme ihtimali olduğu ve ücretler ile enflasyonun temel dinamiklerine ilişkin belirsizliklerin devam ettiği belirtilerek, “Bu durum, görevin tamamlandığından emin olmak için henüz çok erken olduğunu göstermektedir.” ifadesi yer aldı.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,89, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,25, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,61 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 2,14 değer kaybetti.
Gelecek hafta Avro Bölgesi’nde salı günü tüketici güven endeksi, çarşamba Almanya ve Avro Bölgesi’nde imalat sanayi PMI, perşembe ECB’nin faiz kararı ile ECB Başkanı Lagarde’ın konuşması takip edilecek.