Reuters’ın iddiası: İsveç şirketi, Türk pazarına tekel olarak girmek istedi, bunun için rüşvet vermeye de hazırdı ve Bilal Erdoğan’a ulaşmaya çalıştı

İngiliz haber ajansı Reuters, ABD ve İsveç'teki yolsuzlukla mücadele yetkililerinin Türkiye pazarında 10 yıllık tekel hakkı elde etmek için rüşvet vermeye hazır bir İsveç şirketini soruşturduğunu yazdı. Şirket ayrıcalık elde etmek için Bilal Erdoğan'a ulaşmaya ve görüşmeye çalışmış.

Ekonomi 27 Haziran 2023
Bu haber 11 ay önce yayınlandı
Tayyip Erdoğan (solda) oğlu Bilal Erdoğan'la birlikte Başbakan olduğu 30 Mart 2014 tarihinde Ankara'daki AK Parti Genel Merkezi'nde destekçilerini selamlıyor.

Tam da İsveç’in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üyeliğinin gündemde olduğu bu günlerde İngiliz haber ajansı Reuters, ABD ve İsveç’teki yolsuzlukla mücadele yetkililerinin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın adının da geçtiği bir rüşvet girişimi dosyasını incelediğini iddia eden bir haber yayınladı.

David Gauthier-Villars imzalı haberde, ABD ve İsveç’teki yolsuzlukla mücadele yetkililerinin, bir ABD şirketinin İsveç’teki iştirakinin Türkiye pazarına girmek ve bu pazarda tekel konumu elde edebilmek için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ulaşmaya çalıştığı, bu amaçla Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kapısını çalmak istediği ve işini gördürmek için rüşvet veya komisyon vermeye de hazır olduğu ama bunu başaramadığı anlatılıyor. Nitekim Reuters’a konuşan Bilal Erdoğan’ın avukatları haberi kategorik olarak yalanlıyor. Benzer şekilde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da, Reuters haber ajansını çok sert eleştiren bir yalanlama açıklaması yaptı.

İsveçli şirket, sürücülerin nefeslerinden alkollü olup olmadıklarını anlayan ve eğer alkollülerse aracın çalışmasını engelleyen bir cihaz üretiyor. Şirket bu cihazın Türkiye’de belli grup araçlar (toplu taşıma, öğrenci servisi vs) için zorunlu olmasını ve 10 yıl boyunca bu pazara başka rakip girmemesini talep etmek istemiş, bu amaçla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik sunumlar da hazırlamış ama bu sunumların Erdoğan’a yapıldığına dair hiçbir kanıt yok.

İsveçli şirket Dignita, aslında bir Amerikan şirketine ait. Ve hem ABD’de hem de İsveç’te rüşvet vererek iş yapmak suç. İsveç şirketi, Türkiye’de dağıtmak istediği rüşvetin adını ‘komisyon’a çevirmiş ve her satılan cihazdan kesilecek bu komisyonların toplanacağı bir şirketi de Türkiye’de kurmuş. Şimdi hem ABD hem İsveç makamları şirketleri soruşturuyor. Reuters haber ajansı, söz konusu soruşturmayla ilgili belgeleri ve şirketlerin iç yazışmalarını görmüş ve haberleştirmiş.

Herhangi bir rüşvet ödenmedi

“Önerilen plan, Reuters tarafından görülen iletişim ve iş belgelerinin yanı sıra konuya aşina bir kişi tarafından da detaylandırıldı. Reuters bu planı ve bunun sonucunda ortaya çıkan ön soruşturmaları ilk kez haberleştiriyor” denilen haberde, bir kişi tarafından yetkililere sunulan ve Reuters tarafından incelenen şikayete göre, sonuçta herhangi bir rüşvet ödenmediği vurgulandı. “Aslında, İsveçli şirket Dignita Systems AB, konuya aşina iki kişiye ve Reuters tarafından görülen şirket yazışmalarına göre, geçen yılın sonlarında projeyi aniden terk etti” denilen haber aynen şöyle devam ediyor:

İsveçli Dignita Systems şirketinin web sitesinde, AL-100K gösterge paneli alkolmetre ile ilgili bilgilere yer veriliyor.

Dignita’nın ABD’li sahibi Reuters’a yaptığı açıklamada, Türkiye’de “potansiyel olarak endişe verici davranışlar” olduğunu öğrendiğini ve ilgili birkaç kişinin işine son verdiğini söyleyerek projenin durdurulduğunu doğruladı. Şikayete göre şirketin planı, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminin Dignita’nın ürününün satışlarını artıracak düzenlemeleri geçirmesiydi: Yani sürücü sarhoş olduğunda aracın kontağını kilitleyen gösterge paneli alkolmetreleri.

Şikayete göre Dignita, ürünlerinin satışında 10 yıllık ticari münhasırlık karşılığında, Bilal Erdoğan’ın yönetim kurulu üyesi olduğu iki kuruma paravan bir şirket aracılığıyla on milyonlarca dolar komisyon ücreti ödeyeceğini taahhüt etti. Bu girişim eylül ayında boşa çıkarılmış olsa da, bir yatırımcının Bilal Erdoğan’ı 28 Mayıs’ta 5 yıllık yeni bir görev süresi kazanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a erişmek için nasıl kilit bir kişi olarak gördüğüne dair nadir bir fikir veriyor.

Dignita’nın İcra Kurulu Başkanı Anders Eriksson, Reuters’a yaptığı açıklamada şirketten ayrılmak üzere olduğu ve bir gizlilik anlaşmasına bağlı olduğu için iddia edilen plan hakkında konuşamayacağını söyledi.

Bilal Erdoğan’ın avukatı iddiaları yalanladı

Bilal Erdoğan avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Dignita ile işbirliği yaptığı iddialarının “tamamen yalan” olduğunu söyledi. Avukat, bunun bir “yalanlar ağı” olduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan üst düzey bir yetkili de bu makale için yorum yapmayı reddetti.

Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal’in Dignita’nın iddia edilen rüşvet planından haberdar olup olmadıklarını veya bu plana dahil olup olmadıklarını bağımsız olarak doğrulayamadı.

Reuters tarafından görülen resmi yanıtlara göre, nisan ayında şikayeti alan ABD Adalet Bakanlığı ve İsveçli savcılar, ön incelemeler yapmak ve Amerikan ve İsveç rüşvetle mücadele yasalarının herhangi bir hükmünün ihlal edilip edilmediğini belirlemek üzere bir özel ajan ve bir dedektif müfettişi görevlendirdi. Ön incelemeler resmi soruşturmalara ya da suçlamalara yol açmayabilir.

ABD’li ve İsveçli yolsuzlukla mücadele uzmanları, her iki ülkede de komisyon ödeme taahhüdünün belirli koşullar altında cezai bir suç teşkil edebileceğini söyledi. Washington’daki yolsuzlukla mücadele izleme örgütü Transparency International U.S.’nin avukatı Scott Greytak, ABD’de para el değiştirmemiş olsa bile Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası’nın (FCPA) ihlal edildiğinin tespit edilebileceğini söyledi ve ekledi: “Ancak bir anlaşma olduğunu ve bu paranın gideceği bir yer sağlamak için bir banka hesabı açmak gibi bir tür aleni eylem olduğunu göstermeniz gerekir.”

Amerikan Adalet Bakanlığı ve İsveçli savcıların sözcüleri de konu hakkında yorum yapmayacaklarını söylediler.

ABD, Dignita’nın Türkiye’deki eylemlerini FCPA kapsamında soruşturmak için yargı yetkisine sahip olabilir çünkü İsveçli şirket, dünyanın en büyük varlık yöneticilerinden biri olan Apollo Global Management’a ait Teksas merkezli bir şirket olan 1A Smart Start LLC’nin. Apollo, iddia edilen rolüyle ilgili soruları Smart Start’a yönlendirdi ve Smart Start da Türkiye’de hiçbir zaman ürün satmadığını ya da gelir elde etmediğini söyledi.

Şirket Reuters’a yaptığı açıklamada, “Türkiye’de gelecekteki iş fırsatlarıyla ilgili potansiyel olarak endişe verici davranışları öğrendikten sonra, derhal araştırdık ve ilgili tek çalışanın ve üçüncü taraf danışmanların işine son vermek de dahil olmak üzere düzeltici önlemler aldık” dedi. “Sonuç olarak, Türkiye’de iş yapma konusunda ilerleme kaydetmedik.”

Türk şirket kayıtlarına göre Smart Start’ın Türkiye’de kayıtlı bir iştiraki bulunuyor.

İsveç’in Dignita’nın Türkiye’deki girişimine yönelik ön soruşturma haberi, Ankara ile Stockholm arasındaki ikili ilişkilerin hassas bir döneminde geldi. Türkiye, İsveç’in NATO katılımını engellemiş ve İskandinav ülkesini sözde teröristlere sığınak sağlamakla suçlamış, İsveçli yetkililer ise bu suçlamayı reddetmişti.

İki yönlü strateji

Cumhurbaşkanı Erdoğan için 2022 yazında hazırlanan ve Reuters tarafından görülen sekiz slaytlık sunuma göre İsveçli şirketin planı, Türk makamlarını alkolmetre ve kontak kilitlerinin kullanımını belirli sürücü ve araç kategorileri için zorunlu hale getirmeye ikna etmek ve ardından bunların tedariki için 10 yıllık tekel hakkı elde etmek üzerine kuruluydu.

Haziran 2022 mesajının bir kopyasının da yer aldığı ticari belgelere göre, 4 yıl süren ve hüsranla sonuçlanan çabaların ardından Dignita, Türk lidere planını özetleyen bir mektup göndermeyi başardı.

Konuya aşina olan bir kişiye göre bu fırsat, Dignita’dan bir temsilcinin geçen yıl şubat ayında İstanbul’da Bilal Erdoğan’la bir araya gelerek iki yönlü bir stratejiyi gözden geçirmesinden yaklaşık 4 ay sonra ortaya çıktı.

Reuters tarafından görülen 11 sayfalık bir “pazarlama keşif anlaşması”nda ayrıntılı olarak ortaya konan stratejinin ilk bölümüne göre, Smart Start’ın Türkiye’deki bir iştiraki, İsveç ve ABD firmaları tarafından seçilen bir kişi tarafından kontrol edilen İstanbul merkezli bir paravan şirkete düzenli danışmanlık ücreti ödemeyi taahhüt etti.

2 milyon araç için 384 milyon dolar ödenecekti

Paravan şirkete ödenecek danışmanlık ücretleri, Dignita’nın kitleriyle donatılmış araç sayısına bağlı olarak cihaz başına ve aylık 50 sent ila 3 dolar arasında değişiyordu. Mart 2022 tarihli anlaşma ve Dignita yazışmalarına göre, bu temelde ve öngörülen 10 yıllık münhasırlık süresi boyunca paravan şirkete aktarılan toplam ücret 500 bin araç için 54 milyon dolar, 2 milyon araç için ise 384 milyon dolar olacaktı.

Konuyu bilen kişiye göre stratejinin sadece sözlü olarak tartışılan ikinci kısmı, paravan şirketin Bilal Erdoğan’ın yönetim kurulu üyesi olduğu iki kuruma, İbn Haldun Üniversitesi ve TÜGVA Gençlik Vakfı’na yüklü bağışlar yapmasını öngörüyordu.

İbn Haldun Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1990’lı yıllarda kurulmasına yardımcı olduğu bir yardım kuruluşu olan TÜRGEV tarafından kuruldu. TÜGVA ise sosyal yardım projeleri için bağış toplamaya yetkili, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kayıtlı. Türkiye’de iki düzineden fazla şehirde öğrenci yurtları işletiyor.

Bu iki vakıf, muhalefet liderlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçmenlerini kollamak için ülke çapında kullandığı bir himaye sistemi olarak tanımladıkları sosyal yardım faaliyetlerini destekleyecek şekilde genişledi.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, siyasi muhalifler tarafından dile getirilen himaye suçlamaları hakkında yorum yapmayı reddetti. TÜRGEV’in sözcüsü vakfın Dignita ile herhangi bir ilişkisi olmadığını belirterek, hayır kurumunun usulsüz faaliyetlerde bulunduğuna dair iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Sözcü, “Faaliyetlerimizin şeffaflığını sağlamak amacıyla idari ve mali süreçlerimiz bağımsız denetçiler tarafından düzenli olarak değerlendirilmektedir” dedi. İbn Haldun Üniversitesi ve TÜGVA’daki yöneticiler yorum isteyen mesajlara yanıt vermedi.

Bilal Erdoğan nadiren kamuoyu önüne çıkıyor. Erdoğan ailesinin diğer üyeleriyle birlikte 42 yaşındaki işadamı, bir deniz taşımacılığı ve inşaat şirketi olan BMZ Group’ta azınlık hisselerine sahip.

Erdoğan’ın adı geçmişte yolsuzluk iddialarıyla anılmıştı. İtalyan savcılar 2016 yılında Bilal Erdoğan hakkında ülkeye beyan etmeden nakit para soktuğu şüphesiyle kara para aklama soruşturması yürüttü. Erdoğan suçlamaları reddetti ve İtalyan savcılar da delil yetersizliğini gerekçe göstererek soruşturmayı geri çektiler. Önceki yıl Rus hükümeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlunun Suriye’deki İslam devleti ile sınır ötesi petrol ticaretinden kazanç sağladığına dair kanıtları olduğunu iddia etti. Rusya elindeki kanıtları paylaşmayı reddetti. Bilal Erdoğan iddiaları reddederek radikal isyancıların (DAEŞ’in)  Türkiye’nin düşmanı olduğunu söyledi.

Dignita 2017 yılında Türkiye pazarına girdi

Dignita, trafik güvenliği cihazlarını satmak amacıyla 2017 yılında Türkiye’ye ayak bastı. Türk şirket kayıtlarına göre, o yıl Dignita CEO’su Eriksson, Smart Start tarafından kurulan Türk şirketinin başına geçti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişi, Dignita ve Smart Start’ın birkaç yıl boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dolaylı da olsa erişim sağlayamadıkları için çok az ilerleme kaydettiklerini söyledi.

Konuya aşina olan kişiye göre, 2021 yılının başlarında Eriksson’un bir yardımcısı İsveçli şirketin planını Türk ilahiyat profesöründen politikacıya dönüşen İrfan Gündüz’e sunabildiğinde bir dönüm noktası yaşandı. Söz konusu kişi, Dignita’nın politikacıya yaklaşmayı seçmesinin nedeninin, Bilal Erdoğan’a yakınlığıyla bilinmesi ve onun da Türkiye Cumhurbaşkanı’na erişim sağlayabilecek olması olduğunu söyledi. Gündüz, İbn Haldun Üniversitesi’nin mütevelli heyetine başkanlık ediyor, Bilal Erdoğan ise başkan yardımcısı.

30 Mayıs’ta bir iş gezisinde olduğunu söylediği ABD’de kendisine ulaşılan Gündüz, Reuters’a verdiği demeçte “Bunların hepsi dedikodu” dedi ve ekledi: “Ne ben ne de Bilal bu şirketten haberdar olduk; bu şirketle hiç görüşmedik.”

‘Hayal bile edemiyorum’

Şirket yazışmalarına ve konu hakkında bilgi sahibi bir kişiye göre, Gündüz’le yapıldığı iddia edilen görüşmenin ardından aniden kapılar açılmaya başladı ve Dignita, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminin üst düzey bir üyesiyle trafik güvenliği düzenlemelerini alkolmetre ve kontak kilidi kullanımını kapsayacak şekilde nasıl değiştireceklerini görüşebildi.

Bazı ülkeler toplu taşıma operatörlerinin yanı sıra alkollü araç kullanmaktan hüküm giymiş sürücülerin de araçlarını kontak kilitleme sistemleriyle donatmalarını zorunlu kılıyor. Motoru çalıştırmadan önce sürücü bir ağızlığa üflüyor; nefesteki alkol konsantrasyonu yasal olarak izin verilen sınırın üzerindeyse cihaz motorun çalışmasını engelliyor.

Bilal Erdoğan enerji işine girdi: Niğde’de 95 milyon TL'lik santralBilal Erdoğan enerji işine girdi: Niğde’de 95 milyon TL’lik santral

İrfan Gündüz yaklaşık 100 milyon dolar rüşvet istedi

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre 2021 baharında Dignita, İrfan Gündüz’ün potansiyel olarak 100 milyon dolara kadar çıkabilecek bir rüşvet istediğini anladı. Dignita CEO’su Eriksson, 8 Haziran’da Türkiye’deki yardımcısına gönderdiği mesajda “Görüşelim” dedi.

Reuters tarafından incelenen yazışmalarında Eriksson ve yardımcısı, özellikle toplantı programlarını tartışırken başlangıçta Gündüz ve Bilal Erdoğan’dan isimleriyle -ya da Bilal söz konusu olduğunda “oğul” olarak- bahsetmişler ancak daha sonra konuya aşina olan kişiye göre Türk tarafını “lobi” olarak tanımlayarak ihtiyati bir adım atmışlardır.

Eriksson bir mesajında “Lobi bunun için 100 milyon dolar alırsa son derece mutlu olacaklar” dedi. “Bu kadar paraya yakın bir paraları olduğunu ya da bir daha bu kadar kolay 100 milyon kazanma fırsatına sahip olacaklarını hayal bile edemiyorum.”

Reuters, Gündüz’ün bu ücretin ödenmesini talep edip etmediğini bağımsız olarak teyit edemedi.

Eriksson, yardımcısına gönderdiği sonraki mesajlarda, böyle bir ücretin hangi hizmetleri satın alacağını açıklığa kavuşturmaya çalıştı. Aynı gün bir başka mesajında “Lobinin bizi zaman içinde desteklemesini ve rekabetten ‘korumasını’ istiyoruz” diye yazdı. Eğer rekabete izin verilirse, ücretlerin yarıya indirileceğini söyledi.

Eriksson ayrıca Dignita’nın Türkiye’de para kazanmaya başlayana kadar herhangi bir lobi ücreti ödemeyeceğini de açıkça belirtti. CEO, 14 Haziran’da yayınladığı mesajda “Eğer kabul etmezlerse, dursak iyi olur çünkü sahiplerimiz bize ödeme yapılmadan onlara ödeme yapmamıza asla izin vermeyecekler” dedi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre, 2022 yılı başlarında İsveç ve Türk tarafları peşin ödeme fikrinden vazgeçerek, lobi ücretlerinin paravan bir şirket aracılığıyla ödenmesini öngören iki yönlü bir stratejiye geçtiler. Konuya aşina olan kişi, Bilal Erdoğan’la geçen yıl 25 Şubat’ta İstanbul’un Anadolu yakasındaki bir çocuk müzik okulunda gerçekleştiği iddia edilen karşılaşmanın ardından Dignita’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iş teklifini özetleyen resmi bir mektup göndermesi gerektiğini anladığını belirtiyor.

Şirket yazışmalarına göre, Eriksson 2022 yazında Smart Start’ın CEO’su Matthew Strausz’dan bir mektup taslağı ve bazı talimatlar aldı. Amerikalı CEO, 23 Haziran tarihli bir mesajda İsveçli meslektaşına “Anders” diyor. “Eke bak. Başkan’a nasıl hitap edeceğimiz dışında kullanacağımız taslak bu. Avukat tarafından onaylandı. Tercüme ettirip son onay için geri gönderebilir misiniz? Apollo’nun (…) bir avukatı var, son gözden geçirmeyi yapacak, sonra da şahsen göndermeniz için size vereceğiz.”

Strausz soruları Smart Start’ın bir sözcüsüne yönlendirdi; sözcü şirketin Reuters’in sorularına verdiği yanıtta CEO’nun rolüne değinmedi.

Reuters tarafından görülen mektubun son versiyonu 29 Haziran tarihli ve Dignita CEO’su tarafından mavi mürekkeple imzalanmış. Üç sayfalık yazıda Eriksson, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Türkiye’deki yollarda güvenliği artırma konusundaki başarılarından dolayı överek ve şirketinin daha da ileri gitmesine yardımcı olmaya istekli olduğunu söyleyerek başlıyor. Alkollü araç kullanan suçlular ve okul servisleri gibi toplu taşıma araçları için kontak kilitlerinin zorunlu hale getirilmesi ve Dignita’ya bir sözleşme verilmesi halinde, CEO, şirketin “yatırımımızı mümkün kılmak için gerekli olan temel garantileri ve koşulları” tartışmaya hazır olduğunu söyledi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişiye göre mektup siyasetçi Gündüz’e gönderildi ve temmuz ayı ortasında cumhurbaşkanlığına teslim edildi.

Dignita, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mektubu görüp görmediğini tespit edememiş olsa da, mektubun anında ve olumlu bir etki yarattığını söyledi. Aynı ay, İsveçli şirket Gündüz’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminin üst düzey bir üyesiyle ve muhtemelen cumhurbaşkanının kendisiyle bir sonraki adımları görüşmek üzere yakında toplantılar yapılacağını öğrendi.

Türkiye’deki ticari kayıtlara göre, planlanan paravan şirket temmuz ayında İstanbul’da kuruldu. Yasal başvurulara göre şirketin amaçlarından biri yerli ve yabancı şirketler arasında arabuluculuk yapmak. Ağustos ayında ise Dignita, Cumhurbaşkanı Erdoğan için sekiz slaytlık bir sunum hazırladı.

Ancak o zamana kadar, konu hakkında bilgi sahibi olan diğer kişiye göre, Dignita’nın ABD’deki sahipleri Smart Start ve Apollo, Türk projesinin ABD rüşvetle mücadele yasalarını ihlal edebileceği de dahil olmak üzere, uygunsuz yönleri konusunda endişelenmeye başlamıştı. Söz konusu kişi, kurum içi bir incelemenin ardından projenin durdurulmasına karar verildiğini söyledi.

Reuters tarafından görülen bir mesaja göre, eylül ayında Dignita Türk tarafındaki görüşmelere katılan bir kişiye İsveçli şirketin projeden vazgeçtiğini bildirmiş ancak herhangi bir neden belirtmemiş.

Katılımcı, “En iyisini umalım” şeklinde yanıt vermiş.”

Reuters haber ajansının haberi burada bitiyor.

İletişim Başkanlığı’ndan sert yalanlama

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından Reuters haber ajansının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan hakkındaki haberine ilişkin paylaşımda bulundu.

“Reuters haber ajansının bugün, özel dosya başlığıyla abonelerine servis ettiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Sayın Bilal Erdoğan’a yönelik mesnetsiz iddialarla dolu bir senaryodan müteşekkil sözde haber; gazetecilik tarihi açısından hem kara bir lekedir hem de 171 yıllık bir medya kuruluşunun kendini açıkça küçük düşürmesinin acınası bir örneğidir” ifadelerini kullanan Altun, “temel habercilik kriterlerine asgari düzeyde dahi olsa riayet edilmemiş bu dezenformasyon ürününün, içerisinde yer alan cümlelerle kendisini yalanlaması ve gerçekle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını adeta itiraf etmesinin gazetecilik derslerinde okutulacak cinsten olduğunu” ileri sürdü.

Aile şirketlerinde yeniden yapılanma: Tayyip Erdoğan’ın çocukları, amcalarının gemicilik şirketini devraldıAile şirketlerinde yeniden yapılanma: Tayyip Erdoğan’ın çocukları, amcalarının gemicilik şirketini devraldı

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.