Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasındaki 2.5 milyonluk farkın neredeyse 1 milyonu deprem bölgesinden
2. tur sonucunda Tayyip Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı seçilirken, yarından itibaren yaşanacaklar da tartışılmaya başladı. Tartışmaların ilk sırasında iyice bozulmuş ekonomideki dengeler ve piyasalarda beklenen korkutucu gelişmeler yer alıyor.
Ekonomideki gidişatı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı seçimler belirleyecek. Geçtiğimiz hafta Cuma günü Merkez Bankası kurları durdurmakta epeyce zorlandı. Daha sonra dolar kurunu 20 TL’nin altına indirmeyi başardığını gördük. Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bazı ülkelerden gelen depo edilen dövizler” olduğunu duyduk ama şimdiye kadar bunun ne olduğunu öğrenemedik. Bu dövizlerin swap olarak mı geldiğini, kurları durdurmak için gelen bu dövizlerin miktarının ne kadar olduğunu ve hangi ülkelerden geldiğini bu hafta öğrenmeyi umuyoruz.
Çünkü gelen yeni dövizlerin Merkez Bankası’nın kuru durdurmasına kaç gün yeteceğini bilmiyoruz. Ya da Merkez Bankası’nın artık, seçimler yapılıp Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi tekrar kazandığına göre, kurun çıkışını bırakıp bırakmayacağını da bilmiyoruz. Bunun da ötesinde merkez Bankası’nın bundan sonra atılacak adımlar konusunda bir planı olup olmadığını da bilmiyoruz.
Bütün bu bilinmezlikleri bir yana bırakırsak Erdoğan’ın secimi kazanması nedeniyle yerli ve yabancı yatırımcıların dövize olan taleplerinin süreceğini beklemek yanlış olmaz. Çünkü zaten son dönemde Erdoğan’ın kazanma ihtimali arttıkça döviz talebi de artmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi politikalarında ısrar edileceğini söylemesi, dövize olan talebin en önemli nedeni olmaya devam ediyor.
Merkez Bankası’nın satacak dövizi kalmadığını, yeni gelen döviz miktarı ne kadar olursa olsun, döviz talebini karşılamaya yetmeyeceği çok açık. O nedenle de Pazartesi gününden itibaren dolar kurunun 20 TL’nin üzerine çıkacağını tahmin etmek zor değil. Ancak kurların nereye kadar gideceğini bilmek zor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Merkez Bankası’nın alacağı tavra bağlı olarak kurun nerelere kadar gideceği belli olacak.
Bugün Merkez Bankası’nın yeni adımlar atmasını beklemek sürpriz sayılmaz. Çünkü kurlarda çok hızlı artışı istemeyecektir ve bu nedenle dövize talebi kısmak için yeni adımlar atması kaçınılmaz olabilir. Alınacak önlemlerin ilk sırasında da seçim öncesi alınıp sonra vazgeçilen kredi kartlarından avans çekilmesine ilişkin karar gelebilir. Ancak bunun da yetmeyeceği, buna ek tedbirler alınmasının da piyasalar tarafından beklendiğini söylemeliyiz.
Bankalar ve hane halkının ekonomi tercihleri üzerinde artacak baskının ne kadar süreceği ve nereye kadar uzanacağı da merak konusu. TBMM’nin yeni üyelerinin yemin edip göreve başlamaları, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kesinleşip yeni Bakanların atanması, yaklaşık bir haftalık bir süre alacaktır. Bu süre içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atacağı adımlar piyasaların yönünde belirleyici olacaktır.
Buradaki kritik nokta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomide yapacağı tercihler olacak. Eğer beklendiği gibi “mevcut ekonomi politikaları devam edecek” söylemi devam ederse, piyasalardaki bozulmanın artması kaçınılmaz. Piyasalar, “Bu yola gitse bile, piyasalardaki çalkantının büyümesi ardından Erdoğan’ın mevcut ekonomi politikalarını değiştirmesi gerektiğini” düşünüyorlar. En büyük korkuları ise ısrar edilip, daha uzun süre bu politikaların devam etmesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiyi yürütecek uygulamacılar konusunda yapacağı tercih de kritik öneme sahip. AKP’lilerin ekonomi politikalarının geleceği konusunda endişeli oldukları biliniyor. Çoğunlukla Mehmet Şimşek gibi kredibilitesi olan eski isimlerin göreve getirilmesini istiyor, Lütfü Elvan gibi piyasaların güvendiği isimlerin görev almasını umuyorlar. Ancak bu konuda nasıl gelişmeler yaşanacak orası da belli değil.
Erdoğan’ın 2024 Mart’ında yapılacak yerel seçimlere büyük önem verdiğini biliyoruz. Bu nedenle “mevcut ekonomi politikalarından vazgeçmeyip, dışarıdan bulacağı ödünç dövizler ve kamu kurumları satışlarından gelecek kaynakla yerel seçimlere kadar gidebileceğini” tahmininde bulunanlar da var.
Bu arada ne olursa olsun ekonominin uzun bir durgunluğa girme ihtimali yüksek. Ekonomik dengelerin onarılması için böyle bir süreç gerekiyor. Ancak yerel seçimler nedeniyle Erdoğan buna yanaşmayıp “ekonomiyi büyütmeye devam edeceğim” demeye devam eder ve döviz ihtiyacını daha da büyütürse o zaman yine kurlar üzerindeki baskılar çok artacak. Bu da enflasyonun yeniden hızla yükseliş trendine girmesi anlamına gelecek.
Dolayısıyla Erdoğan ekonomideki kritik seçimlerinden birini de “ekonominin bir süre durgun gitmesine razı olup olmayacağı” konusunda yapacak. Büyümede ısrar ettiği takdirde, mevcut ekonomi politikaları devam ederse, ekonominin başına kim gelirse gelsin piyasaların istikrara kavuşma ihtimali çok zor.
Özetle; Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi kazandı. Şimdi yapacağı seçimler ise ekonominin dolayısıyla halkın kaderini, özellikle dar ve sabit gelirli geniş kesimin daha fazla yoksullaşıp yoksullaşmayacağını belirleyecek.