Ek vergi Çinli otomotivcinin Türkiye yatırımlarını hızlandıracak
Zara ve H & M gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapan Sun Tekstil, teknolojiyi kullanarak sürdürülebilirlik konusunda önemli yol kat etti. Şirket, su kullanımının yoğun olduğu tekstilde, kurduğu teknolojiyle tükettiği suyu yeniden sisteme girişteki gibi temiz hale getiriyor.
Bir taraftan dünyada sürdürülebilir tekstil, moda ve hazır giyim sektörüne talep artarken, diğer taraftan, Sınırda Karbon Düzenlemesi tekstil sektöründe sürdürülebilir yatırımları öne çıkardı. Zara ve H & M gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapan Sun Tekstil de, teknolojiyi kullanarak sürdürülebilirlik konusunda önemli yol kat etti. Hammadde seçiminden doğal kaynak kullanımına, enerji tüketiminden tedarik zinciri emisyonlarına uzanan geniş yelpazede çevresel etkiyi azaltmak için yola çıkan Sun Tekstil, sürdürülebilirlik dönüşümünü tüm üretim paydaşlarını dahil ederek bir üst seviyeye taşımak için NTT Data Business Solutions ile işbirliği yaptı. İşbirliği nedeniyle yapılan basın toplantısında konuşan Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sabri Ünlütürk, müşteri talebinin yanı sıra ‘Fit for 55’ ve ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi” mekanizmasının da yakın gelecekte tekstil ve hazır giyim sektörü için zorunlu hale gelmesinin beklendiğini belirterek “Biz de Sun Tekstil olarak, bu beklentiler doğrultusunda, dijital dönüşüm yolculuğumuzun başından bu yana yol arkadaşımız olarak gördüğümüz NTT Data’nın uzmanlığına güvenerek, Microsoft Sustainability Manager çözümünü iş süreçlerimize entegre ettik. Bu dönüşüm projemizin Türkiye’de tekstil sektöründe sürdürülebilirlik alanında referans niteliğinde olacağını umuyoruz. Özellikle hayata geçirdiğimiz bu çalışmanın rekabet potansiyelimizi artıracağına ve Türkiye tekstil sektörünün geleceğini doğrudan etkileyeceğine inanıyoruz” dedi.
Halihazırda sıfır atık yönetimi, su geri kazanımı, çevre dostu kimyasalların kullanımı ve yenilenebilir enerji kullanımı oranının artırılması gibi konularda çalışmaları bulunduğunu kaydeden Sabri Ünlütürk, “Teknolojinin gücüyle bu çalışmaları önemli çıktılara dönüştürmeyi başardık. 2022’de, Sun Tekstil’de yüzde 92’si 10’dan fazla ülkeye ihraç edilen toplam üretimimizin neredeyse yüzde 64’ünde sürdürülebilir hammadde kullandık” dedi.
Tekstilin üretimde çok fazla su kullanan bir sektör olduğunu belirten Ünlütürk, “Bu nedenle eğer şirkette artırma tesisi yoksa temiz suyu yok ediyor. Biz şirket olarak kendi fabrikalarımızda tükettiğimiz suyu tekrar geri kazanmak için proje başlattık. Şu an bitmek üzere. Test süreçlerinde yüzde 90’ın üzerinde başarı sağladık. Sistem devreye girdiğinde atık su hiç olmayacak. Bütün su temiz olarak sistemden çıkacak. Neredeyse buharlaşama dışında hiç kaybı yaşanmayacak” diye konuştu. Sistemi bir Türk firmasıyla birlikte hayata geçirdiklerini söyleyen Ünlütürk, bunun sektörde dünyada ve Türkiye’de bir ilk olarak niteledi. Halihazırda bağlı ortaklıkları olan Ekoten Tekstil’de son 22 yıl içinde toplam su tüketimlerinde yüzde 51, son 10 yıl içinde sera gazı emisyonlarımızda yüzde 45 azalma sağladıklarını anlatan Ünlütürk, “2019’dan bu yana GES (güneş enerjisi santralı) sistemimizle yılda ortalama 1.410.000 KWh elektrik enerjisi üretirken, 2020’den itibaren şebekeden elektrik enerjisi tüketimimizi I-REC sertifikalı yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynağıyla dengeledik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı tarafından Resmi Gazetede yayımlanan 7709 Sayılı Karar ile, belirli tekstil, hazır giyim ve ev tekstili ürünlerinde uygulanan ilave gümrük vergisi oranlarına yüzde 30 ila yüzde 100 arasında artış geldi. İpliklerde ilave vergi oranı yüzde 10’dan 13’e çıkarılırken, kumaşlarda yüzde 20 olan oran yüzde 27’ye, hazır giyim ürünlerinde yüzde 30 olan oran yüzde 39’a, ev tekstili ürünlerinde ise yüzde 20 olan oran yüzde 29’a çıkarıldı. Ünlütürk, bu artışların özellikle küçük üreticileri etkileyeceğini söyledi. Türk tekstil sektörünün Akdeniz havzasında geniş kümelemeye sahip olduğuna dikkat çeken Ünlütürk, “Zaten vergiler yüksek. Bir şekilde büyük firmaların dahilde işlem rejimi ile yurtdışından ürün getirme imkanı var. Ancak küçük firmalar hammadde tedarik edemedikleri için zorlanacak. Dolayısıyla bu otomatik olarak yurtdışında hammadde fiyatlarını yükseltecek. Bu tarz uygulamalar sektörün tamamına zarar verecek. Çünkü hazır giyimde bir kapanma dönüp dolaşıp tekstil firmalarını da bir süre sonra olumsuz etkileyecek”
Sektörün durumuyla ilgili de değerlendirme yapan Sabri Ünlütürk, firma olarak piyasadan olumlu yönden ayrıştıklarını ancak enflasyon nedeniyle Türkiye’nin pahalı hale geldiğini söyledi. Ayrıca sektörde daralma olduğunu da kaydeden Ünlütürk şöyle konuştu: “Pandemi sonrası başlayan tüketim Rusya –Ukrayna savaşı nedeniyle kesildi. Ancak savaş öncesi satışlar çok yükselince birçok firma böyle devam eder düşüncesiyle çok mal aldı. Fakat savaş çıkıp, resesyon oluşunca ve çok fazla stok oluştu. Bu sorun müşterilerin stoklarının azalmasına bağlı olarak, 2024 ün 2’nci çeyreğine kadar sürecek. Bu nedenle sektörde birleşmeler ve konsolidasyonlar olabilir.”
Sun Tekstil’in tedarik zincirinde sera gazı emisyonlarının yönetimi konusundaki uygulama tecrübelerinden de faydalanarak firmaların sürdürülebilirlik yolculuğunda karşılaşacağı çevresel riskleri ve bu riskleri yönetirken karşılaşacakları maliyetleri azaltan, süreçlerini izlenebilir kılan uçtan uca bir proje yürüttüklerine dikkat çeken NTT Data Türkiye CEO’su Dr. Bahri Danış, “Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız Sun Tekstil’le hayata geçirdiğimiz bu proje, Microsoft teknolojileri üzerinde sürdürülebilirlik alanında hayata geçirdiğimiz ilk proje olması yönüyle de önem taşıyor” dedi. Mevcut altyapısıyla uyum içinde çalışan bu dönüşüm sayesinde Sun Tekstil ile tedarik zincirindeki emisyonları izleme ve azaltma noktasında önemli çıktılar elde ettiklerini anlatan Danış, “ Uygulamalarımızı robotik süreç otomasyonu entegre yapay zeka ve makine öğrenmesi başta olmak üzere fark yaratan çözümlerle daha fazla geliştirmeyi hedefliyoruz. Sun Tekstil’in sürdürülebilirlik vizyonunu iklim riskleri ve finansal riskleri anlamlandırma yönünden de güçlendiren proje, hammadde tedariği, üretim, lojistik, tedarik zinciri, atık yönetimi gibi pek çok boyutta katma değer sağlıyor” dedi.