Obezitenin Türkiye’ye yıllık maliyeti 27,5 milyar dolar; Sağlık Bakanlığı savaş açıyor
Bir zamanlar 'ele geçirilebilecek şirketler' listesinde yer alan Eli Lily sadece son dört yılda 20 milyar dolarlık fabrika yatırımı yaptı. Geliştirdiği obezite ilaçları şirketin piyasa değerini 11 aydan kısa sürede 1 trilyon doların üstüne çıkaracak.
ABD’de küçük yatırımcıların hisse senedi yatırımlarına yardımcı olan BestBroker adlı online platformun raporuna göre zayıflama ilacı alanının iki büyük ismi ABD’li Eli Lilly (LLY) ve Danimarkalı Novo Nordisk (NVO) kısa süre sonra 1 trilyon dolarlıklar kulübüne katılabilir. Ancak rapora göre ABD’li ilaç devi bu konuda Novo Nordisk’e göre biraz daha avantajlı. Lilly 11 aydan kısa süre içinde piyasa değeri 1 trilyon dolar veya daha yüksek olan ilk ilaç şirketi olacak. Herkesin Ozempic ile tanıdığı Novo Nordisk’in de en fazla iki yıl ya da yeni ilaçlarının performansına bağlı olarak daha kısa süre içinde kulübe katılması bekleniyor. Lafın kısası her ikisi de iki yıl, dokuz ay ve 20 gün boyunca 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşması beklenmeyen Tesla’yı kolayca geçebilir. Tesla hisseleri 2021’in sonlarından bu yana yatay ve aşağı yönlü bir seyir izlerken Eli Lilly ve Novo Nordisk hisseleri son on yılı aşkın süredir yükseliyor.
The Wall Street Journal gazetesi çok da uzak olmayan bir geçmişte ele geçirilebilecek şirketler listesinde bulunan Eli Lilly’nin son yıllardaki yükselişini haber yaptı:
“Eli Lilly’de zamanlar iyi geçiyor. Wall Street’in zayıflatıcı ilaç hisselerine olan doymak bilmez iştahı şirketi piyasa değeri açısından dünyanın ilk 1 trilyon dolarlık ilaç üreticisi haline getirecek gibi görünüyor.
Ancak bir ilaç şirketi yönetiyorsanız daha kasvetli zamanlara dair savaş hikayeleri asla uzakta değildir. 2000’in ilk 10 yılının sonlarında Eli Lilly’nin hisse fiyatı, aralarında Prozac, Zyprexa ve Cymbalta’nın da bulunduğu çığır açan psikiyatrik ilaçlarının patent süreleri dolduğu için tüm zamanların en düşük seviyelerine yaklaştı.
O günlerde konsolidasyonun sektörü kasıp kavurduğunu hatırlayan şirket CEO’su Dave Ricks Eli Lilly’nin de yutulma riskiyle karşı karşıya olabileceğini söylüyor. Ancak o zamandan buyana talihin çarkı döndü. Şirketin bugün en önemli sorunu GLP-1’ler (kan kan şekerini ve enerji alımını azaltan bir anorektik ilaç sınıfı) olarak bilinen yeni bir ilaç sınıfının parçası olan ve satış rekorları kıran diyabet ve kilo verme ilaçları Mounjaro ve Zepbound’a yönelik talebi karşılayacak kadar hızlı üretim hatları kurmak.
İlaç üreticisi son dört yılda üretim tesislerine 20 milyar dolar yatırım yaptı ve kısa süre önce merkezinin bulunduğu Indiana eyaletinde klinik deney aşamasındaki ilaçlar için bir üretim tesisi inşa etmek üzere 4,5 milyar dolar daha harcayacağını açıkladı. Olası hasta havuzu, tarihteki en büyük ilaç havuzlarından biri: Bu havuzda100 milyondan fazla obezite hastası ABD’li yetişkin ve dünya çapında bir milyar insan var.
En güçlü zayıflama iğnesi ve ilk onaylı küçük moleküllü zayıflama hapı olması beklenen ilaç da dahil olmak üzere 11 deneysel ilaçtan oluşan bir ürün gamını önümüzdeki dönemde piyasaya çıkarmaya hazırlanan Eli Lilly on yılın sonunda satışların yılda 130 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilen bir pazarın en büyük kazananı olmaya aday.
Ancak Ricks rehavete kapılmaktan çok uzak. Zamanının çoğunu rakibi Novo Nordisk ile rekabet edebilmek için üretim kapasitesini artırmaya çalışarak geçiriyor. Bu arada Eli Lilly taklit kilo verme ilaçları ve kazançlı alana giren diğer ilaç geliştiricilerinin rekabetiyle mücadele ediyor ve ilaçlarını fiyatı konusunda politikacıların ve hastaların artan baskısı altında kalıyor.
Yatırımcılar aynı zamanda şirketin pazartesi günü piyasa kapanışı itibariyle 842 milyar dolar veya önümüzdeki 12 ay için öngörülen kazançların 54 katı olan ve sektörde daha önce hiç ulaşılmamış bir yüksekliğe ulaşan köpüklü değerlemesi konusunda da temkinli davranıyor.
En büyük 10 hissedardan biri “[Eli] Lilly ve tüm bu hisse senetlerine herkes gözü kapalı atlıyor, bu yüzden yükselmeye devam edecekler ama mükemmellik için fiyatlandırıldılar” diyor. “Eğer yatırımcılar kilo verdirici ilaçları olan diğer 10 oyuncudan ve fiyat baskısı ihtimalinden korkarlarsa bu hisselerin başları belaya girebilir.”
Ancak şirket rekabette öne geçerek ABD’nin en değerli ilk 10 şirketi arasındaki yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Eli Lilly için bu olağanüstü gelirlerini araştırma ve geliştirmeye akıtarak 2030’ların ortalarında jenerik rekabetin ortaya çıkmasıyla kilo verdiren ilaçlarının patent korumasının sona ereceği güne hazırlanmak anlamına gelecek. Eli Lilly’nin baş bilim sorumlusu Daniel Skovronsky en değerli şirket unvanı için yarışan teknoloji hisselerinin – Microsoft, Apple, Nvidia ve Google gibi – “geçmişte ilaç endüstrisinin sahip olmadığı bir müşteri bağlılığını” paylaştığını söylüyor.
Şirketin uzun vadeli misyonunun sadece daha yükseklere çıkmak değil, aynı zamanda bu tüketici sadakatinin bir kısmını geliştirerek daha karanlık zamanlara geri dönmekten kaçınmak olduğunu belirterek “Misyonumuz ilaç sektöründeki o yükseliş ve çöküş döngüsünden çıkmak’’ diyor Skovronsky.
2018 yılında İsviçreli ilaç üreticisi Roche’un kardeş şirketi Chugai’den tip 2 diyabet tedavisi için gelecek vaat eden bir GLP-1 hapının lisans haklarını almayı kabul etmemesinin ardından, yüzyılı aşkın bir geçmişe dayanan rekabet bir kez daha alevlendi. Görüşmeleri bilen iki kişiye göre Eli Lilly kısa bir teklif savaşından sonra Danimarkalı rakibi Novo Nordisk’i Chugai’nin geliştirdiği deneysel ilacın patent hakkı için girilen yarışta geride bıraktı ve sadece 50 milyon dolar peşin ödemeyle kazanan taraf oldu. Skovronsky lisans anlaşması sırasında hapın bir kilo verdirme ilacı olarak potansiyelinin tartışılıp tartışılmadığını hatırlamıyor. Ancak şu anda orforglipron olarak bilinen ve 2026 yılında planlandığı gibi piyasaya sürülmesi halinde ilk küçük moleküllü obezite karşıtı ilaç olacak hap Eli Lilly’nin kilo verdirici ilaç pazarında üstünlük için Novo Nordisk’i geride bıraktığı birkaç cepheden biri.
“Bir asır boyunca [Novo Nordisk] ile doğrudan ya da dolaylı olarak rekabet ettik” diyor Ricks. “Rekabet bu açıdan tüketiciler için iyidir: işleri hızlandırır çünkü yarışırsınız, daha çok çalışırsınız, daha iyi ürünler üretecek şekilde yineleme yapabiliriz… bu yüzden bir tür sıçrama olmuştur.”
Eli Lilly 1923 yılında o zamana kadar ölüm cezası olarak kabul edilen diyabeti tedavi etmek için ticari bir insülin üreten ilk şirket oldu. Nordisk ile birleşmeden önce bağımsız bir şirket olan Novo daha uzun ömürlü bir versiyon ve ilk insülin kalemini yarattı.
1982 yılında Eli Lilly insan insülininin ilk sentetik, seri üretilebilir versiyonunu piyasaya sürdü. Şirket daha sonra 2005 yılında günde iki kez kullanılan ilk GLP-1 ( kan kan şekerini ve enerji alımını azaltan bir anorektik ilaç sınıfı) ilacını üretti, ancak Novo Nordisk 2017 yılında ABD’de Ozempic’i piyasaya sürerek pazarda bir devrim yarattı.
Novo Nordisk’in pazara ilk giren şirket olmasına rağmen Eli Lilly’nin kilo verdirici ilaçlarının piyasaya sürülmesiyle “ikinci hamle avantajından” yararlandığını söylüyor HSBC’de sağlık hizmetleri hisse senedi araştırma müdürü Rajesh Kumar. “Önlerindeki şirketin hangi tuzaklara düştüğünü görebiliyorlar” diyen Kumar bu sayede üretimlerini daha hızlı artırabildiklerini ve yeni nesil ürünlere yatırım yapabildiklerini vurguluyor.
Analistler Eli Lilly’nin her ikisi de tirzepatid etken maddeli zayıflama ilaçları Mounjaro ve Zepbound’un bu yıl toplam1 i8,8 milyar dolarlık satış yapacağı konusunda görüş birliği içindeler. Her iki ilaç da daha kısa süredir satışta olmalarına rağmen Novo Nordisk’in Ozempic ve Wegovy’den elde etmesi beklenen 27 milyar dolarlık ciroya yaklaşmış olacaklar. Ancak Eli Lilly’nin GLP-1 zayıflatıcı etkiye sahip ilaçlarının satışlarının 2027 yılına kadar Novo Nordisk’inkileri geride bırakması bekleniyor.
Orforglipron eğer planlandığı gibi 2026’da piyasaya çıkarsa Eli Lilly rakipleri kendisini yakalamadan önce zayıflama hapı pazarında iki yıllık bir tekelin keyfini çıkaracak. Şirket aynı zamanda üç farklı bağırsak peptidini aktive eden ve orta aşama denemelerinde vücut kütlesinde yüzde 24’lük bir azalmaya yol açarak mevcut herhangi bir ilacın etkilerinden çok daha dramatik sonuçları olan deneysel bir obezite ilacını daha geliştiriyor.
Şirket ayrıca bu ilacın uyku apnesi, kardiyovasküler risk ve kronik böbrek hastalığı gibi obezitenin zincirleme etkilerine yönelik ek faydalarını kanıtlamak ve daha geniş sigorta kapsamına alınmasını sağlamak için çalışıyor. Çünkü çoğunlukla 65 yaş üstü kişileri kapsayan devlet destekli sağlık programı Medicare kilo verdirici ilaçların faturasını yalnızca kişide başka bir hastalık varsa karşılıyor.
“Hedefe adım adım ulaşacağız bunu sadece kilo vermek için değil, bunun sonuçlarını da göstererek yapacağız” diyor Ricks. “Sanırım beş yıl içinde geriye dönüp baktığımızda bu hastalıkların çoğunun kilo değişimi ile iyileştirilebileceğini göreceğiz … ve ödeme yapanlar (sağlık sigortaları ve programları) da geriye dönüp bakacak ve ‘Evet, tüm bu koşullarda ve tıbbi obezite olan öncül koşulda obezite ilacı için ödeme yapmalıyız’ diyecekler.”
Eli Lilly en önemli rakibi Novo Nordisk’in yanısıra başka şirketlerin de rekabetiyle karşı karşıya bulunuyor. PitchBook’a göre 2023’un sonuna kadar aralarında AstraZeneca, Pfizer ve Amgen gibi ilaç üreticilerininkilerin de olduğu 16 yeni obezite ilacı piyasaya çıkabilir.
Ancak Eli Lilly bugün de bir dizi taklit kilo verme ilacına karşı mücadele ediyor. ABD Gıda ve İlaç İdaresi genellikle kişiye özel ilaç hazırlayan eczanelerin arzın yetersiz kaldığı durumlarda ticari markalı ilaçları yeniden üretmesine izin veriyor ve bunlar da piyasayı doldurdu. Ricks Eli Lilly’nin arzı artırma çabaları nedeniyle tirzepatidin FDA’nın eksiklik listesinde kalmasının “hiçbir mantığı olmadığını” savunuyor ve eczanelerin ürettiği taklit ilaçların hastalar için risk oluşturduğunu öne sürüyor ve “Üretim sorununu çözmek için birlikte çalışalım, Amerikalıları onaylanmamış [aktif farmasötik bileşenler] içeren tağşiş edilmiş ürünlere maruz bırakan bu tuzak kapıyı kullanmayalım” diyordu. Ancak FDA’in kısa süre önce tirzepatidi etkileyen kıtlığın “çözüldüğünü” ve muhtemelen ilacın taklitlerinin üretimine son verileceğini açıklaması Eli Lilly’i rahatlatacağa benziyor.
Yatırımcılar Eli Lilly’nin peşindeki rakipleri ve sahip olduğu önemli avantajın erozyona uğraması nedeniyle şirketin değerinin zirveye yaklaştığına ilişkin de uyarı işaretleri görüyorlar. En büyük 25 hissedardan biri Eli Lilly’nin 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşacağını söylüyor ve bunun zirvenin çok yakını olacağının altını çiziyor.
Eli Lilly ilaç endüstrisinin yükseliş ve çöküş döngüsünden gerçekten kurtulmak istiyorsa, araştırma ve geliştirme ekibinin bir sonraki çığır açıcı ilacı keşfetmek için çalışmaya başlaması gerekecek. Bir yatırımcı Eli Lilly’nin görevinin “bir sonraki mükemmel ancak ulaşılması çok güç ilacını belirlemek” olduğunu söylüyor.
Şirket bu tür fırsatların obezite karşıtı ilaçlarının piyasaya sürülmesinden elde edilen gerçek dünya verilerinde gizli olabileceğini umuyor. Skovronsky tirzepatid kullanımının yüz binlerce hastada anksiyete ve depresyon semptomlarında azalmanın yanı sıra sigara ve içki gibi kompulsif davranışlar üzerinde daha iyi kontrol sağlayan ilk etkilerinin görüldüğünü ifade ediyor.
Eli Lilly ilacın sedef hastalığından etkilenen kişilerde el ve ayak parmaklarının şiştiği otoimmün hastalıklara (kişinin bağışıklık sisteminin yanlış bir şekilde kendi vücuduna saldırması sonucu ortaya çıkan hastalıklar) karşı diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığını da belirtmekle birikte bu tür ilaçların ruh sağlığı ve bağımlılık üzerindeki etkileri konusunda “Bu ilaçların bu tür hastalıklara yardımcı olup olamayacağı sorusuna nasıl yaklaşacağımızı düşünüyoruz” diyor.
İlaç devi ayrıca aşırı kilolu olmamakla birlikte kilo alma riski taşıyan kişileri de kilo verdirici haplarının ve diğer ilaçlarının gelecekteki denemelerine dahil etmeyi düşünüyor ve bu da kilo verdirici ilaç pazarını büyütmenin yollarını aradığını gösteriyor. Ancak Eli Lilly için en büyük soru, şirketin zayıflama ilaçlarından elde ettiği eşi benzeri görülmemiş talih kuşuyla ne yapacağı.
Analistler Eli Lilly’nin bugünle 2030 yılları arasında istediği her şeyi yapabileceği 187 milyar dolarlık serbest nakit akışı yaratmasını bekliyor. Bir risk sermayedarının ifadesiyle, sektör gözlemcileri Eli Lilly’nin piyasa değerine kafayı takmışken asıl belirleyici olan Lilly’nin “para kapıdan içeri girdikten sonra” ne yaptığı olacak.
“Harcama kapasitemiz artıyor, bu nedenle her şeye bakmalıyız ama muhtemelen ilkelerimizi değiştirmemeliyiz” diyen Ricks büyük ciro artışı yaratmakla birlikte büyümeyi kısıtlayan dev satın almalar yerine erken aşamadaki Ar-Ge yatırımlarını tercih ettiğini sözlerine ekliyor.
“Bu şirketin geleceği şüpheli olduğunda … Ar-Ge’ye yoğunlaştık ve yaratıcı olarak bu işten sağ salim çıktık” diyen Ricks diğer ilaç grupları pes ettiğinde şirketin diyabet ve obezite araştırmalarına nasıl devam ettiğine işaret ediyor.
Ricks “Muhtemelen yaratıcı olarak ivmeyi korumamızın yolu buydu” diyor ve ve şunları söylüyor:
“Dolarları tepeden inme bir matematiğe göre değil, projeye göre dağıtıyoruz… bu da her bir proje üzerinde derinlemesine düşünmemizi ve bu konuda heyecanlanıp heyecanlanmamamızı gerektiriyor.”
Yeni alanlara girmenin bazı riskleri var, çünkü tıpkı Novo Nordisk gibi onlar da bir konuda gerçekten iyiler. Ancak geri kalan alanlar ise pek kolay değil. Skovronsky, Merck’in satış rekorları kıran kanser immünoterapi ilacı Keytruda 2014 yılında piyasaya sürüldüğünde Eli Lilly’nin rakibi yakalamak ve kontrol noktası inhibitörleri olarak bilinen ilaç sınıfının kendi versiyonunu piyasaya sürmek için acele ettiğini hatırlıyor. Birçok rakip ilaç üreticisinin obezite pazarına girecek bir yol bulmaya çalışırken bir sonraki yenilik dalgasını kaçıracağını öngörüyor.
Bu arada Eli Lilly’nin bir sonraki büyük inovasyonunu gerçekleştirmek için hareket alanı olacak: Erken evre Alzheimer hastalarının tedavisi için geliştirdiği Kisunla’nın ABD’de onaylanmasının ardından, ilacı tedavisi olmayan beyin rahatsızlığı için önleyici tedavi olarak uygulamaya koyuyor.
Skovronsky bir önceki en büyük ilacı depresyon tedavisinde kullanılan Prozac olan Eli Lilly’nin psikiyatriye geri dönebileceğini de sözlerine ekliyor. ABD opioid krizine çözüm aramaya devam ederken opioid olmayan ağrı kesiciler de potansiyel bir büyüme alanı.
Şirketin onkoloji bölümünü yöneten Jacob Van Naarden “uçuruma yaklaşan yıllarda şirketlerin yatırımcılar tarafından zorlanmasının nedeni, işin geri kalanının uçurum boyunca büyümemesi değil, işin geri kalanının ilgi çekici olmamasıdır” diye konuşuyor.
Eli Lilly için zorluk yatırımcılara işinin geri kalanının da satış rekorları kıran obezite ilaçları kadar cazip olabileceğini kanıtlamak. Bir yatırımcı “Diyabet ve obezite ilaçlarını çıkarırsanız, o kadar iyi performans göstermiyorlar” diyor.