Kaleseramik, doğum gününde hem borsaya girecek hem fabrika açacak
Deprem bölgesinde sanayi temelli daralma yaşandığını belirten TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, ‘Fabrika Yapan TOKİ’ modelini önerdi. Sönmez, böylece KOBİ’lerin, kısıtlı sermayelerini makine ve işletmeleri için kullanabileceğini söyledi.
Deprem bölgesinde sanayi temelli bir daralma olduğunu söyleyen Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “Biz bu noktada TÜRKONFED olarak ‘Fabrika Yapan TOKİ’ modelini ısrarla savunuyoruz. Böylece kısıtlı sermaye ile iş yapan KOBİ’ler, sermayelerini makine ve işletmeleri için kullanarak daha verimli ve kaliteli üretim yapabilir, ikiz dönüşümün desteğiyle girişimlerinin başarılı olma şansını artırabilirler” diye konuştu.
Sönmez, bölgede üretim ve ihracatın desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, olası İstanbul depreminin ülke ekonomisine vereceği zarara da dikkat çekerek, “Türkiye’ye en az üç tane Marmara Bölgesi gerekiyor. Özellikle yüksek deprem riskine sahip İstanbul, tek başına milli gelirin yüzde 31’ini üretirken, tahsil edilen verginin de yüzde 45’ini ödüyor. İhracatın yaklaşık üçte ikisi Marmara bölgesinden, 2022 yılı büyümemizin yarısı ise sadece İstanbul’dan geldi. Bu tablo, olası İstanbul depreminin ekonomimize vereceği zararı ortaya koyuyor. Bu riski kamu, özel sektör, STK ve yerel yönetim iş birliği ile ortadan kaldırmamız, ülkemiz için beka meselesidir” dedi.
Depremin ekonomik etkileri hakkında bilgi veren Sönmez, “Deprem felaketi, üretimin kaleleri olan fabrikalarımızın yıkılmasına, makinelerin zarar görmesine neden olurken altyapı ve üstyapı gibi ulaşımda yaşanan aksaklıklar da tedarik zincirlerinin kırılmasına yol açtı. Tüm bunlar deprem bölgesinin üretimini ve ihracat gücünü olumsuz etkiledi. Ülkemizde 2023 yılı ihracat hacmi, bir önceki yıla oranla yüzde 0,6 artarken deprem bölgesinde ise yaklaşık yüzde 13 daralma yaşandı. Bu da bölge ihracatında yaklaşık 2,8 milyar dolarlık kayıp yaşadığımız anlamına geliyor” diye konuştu. Öte yandan aynı dönemde ülke genelinde ithalat hacminin yüzde 0,5 artarken deprem bölgesinde yaklaşık 5,4 milyar dolara denk gelen yüzde 23’lük daralma olduğuna dikkat çeken Sönmez, “Bu anlamda deprem bölgesinde sanayi temelli bir daralma olduğunu; iş gücü eksikliği, altyapı ve finansmana erişim sorunları nedeniyle de milli gelir düzeyi ve ihracatta deprem öncesindeki seviyeye ancak 2026 yılı itibarıyla yeniden ulaşılacağını öngörüyoruz” diye konuştu.
Depremden sonra geçen bir yılda bölgedeki ücretli çalışan sayısının yüzde 20 civarında azaldığını ifade eden Sönmez, çalışanların bölgeye dönmemelerindeki başlıca sebeplerin barınma, sağlık ve eğitim hizmetlerindeki aksaklıklar olduğunu kaydetti. Sönmez şöyle devam etti: “Kalıcı konutların tesliminin 2026’ya kadar uzayacak olması, geçici barınma ve yaşam alanlarının üretimi destekleyecek şekilde planlanmasını gerekli kılıyor.” Bölgedeki illerde yatırım iştahını artırmak ve işletmeleri rahatlatmak için vergi indirimleri ile ertelemelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Sönmez, “Yeşil dönüşüm ve temiz enerji yatırımları için özel bir planlama yapılması da bölgesel ve makroekonomik açıdan deprem bölgelerimizdeki kentlerimizin direncini artıracaktır” dedi.