İktidardan patronlara ‘sonbaharda yapısal reform’ sözü
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağı çalışanların yüzde 83’ü kendisini 'işten işe atlayanlar' olarak tanımlıyor. 30’larına geldiğinde en az 6-7 şirkette kısa süreli deneyim sahibi olan Z kuşağının bir işte kalma süresi ortalama 2 yıl 3 ay.
Birçok yönetici iş hayatında Z kuşağının giderek artması ile çalışma ortamlarında daha çok ekranın olacağını, kağıdın, bürokrasinin oldukça azalıp esnek çalışma modellerinin çoğalacağını, çok fazla yeni iş tanımının ortaya çıkacağını, farklı kültür, cinsiyet ve inançta rengarenk insanların çalışacağını söylüyor. Ancak bu dönüşümle birlikte iş dünyasında hangi dinamiklerin değişeceğinin sinyalleri de yavaş yavaş geliyor. Araştırmalara göre, Z kuşağının beklentisi kendini özgürce ifade edebildiği ve hiyerarşiden uzak, yenilikçi, sosyalleşmeyi teşvik eden bir iş yeri ve esnek ve özgür çalışma ortamı, otoriter yönetim yerine katılımcı, demokratik ve lider yapıda bir şirket yönetimi.
Suit Your Job Kurucusu Aysu Bilgin, Z kuşağının çalıştığı yere aidiyet hissetmediğini belirterek, “Hatta ABD’de yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağı çalışanların yüzde 83’ü kendisini ‘işten işe atlayanlar’ olarak tanımlıyor. Çalışanların yüzde 65’i çalıştıkları iş yerinde 2 yıl ve 2 yıldan daha az süre kalacaklarını söylüyor. Bunun pek çok sebebi var tabii ki ama en büyük sebeplerden biri yine sağlıklı bir iş-özel hayat dengesi sağlayabilmek. Sonuçta kendilerini çalıştıkları şirketlere ait hissetmiyorlar; işlerini hayatlarını idame ettirecek bir araç olarak görüyorlar. Tabii bu temelde sağlıklı bir bakış açısı olabilir ama ekstremlere çekildiğinde uzun vadede hem çalışanlar hem de şirketler için istikrarsızlık yaratacak” diyor. Sık sık iş değiştiren kitlenin genellikle 20’li yaşlarının başında ve çoğunun yeni mezun çalışanlar olduğunu söyleyen Aysu Bilgin, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Araştırma sonuçlarına ve sektörden aldığımız haberlere göre milenyum kuşağı ve Z kuşağı 30’larına geldiğinde en az 6-7 şirkette kısa süreli deneyim sahibi oluyorlar. Z kuşağının bir işte kalma süresi ortalama 2 yıl 3 ay. Çalıştığı şirketten emekli olmayı bırakın, yılsonuna kadar kalacaklarının bile garantisi yok. Eskilerden bildiğimiz şirket içinde pişerek kariyer basamaklarını atlama artık söz konusu değil; bir şirketten diğerine hatta bir endüstriden başka bir endüstriye geçerek yükseliyorlar ki Z kuşağının yakın zamanda çalışan nüfus içinde önemli bir oyuncu olacağını düşünürsek, gelecekte kariyer planlamanın iş değiştirmeye dayanacağını da bugünden rahatlıkla söyleyebiliyoruz.”
Z kuşağının çalıştıkları şirketlerin ve özellikle satın alım yaptıkları markaların değerlerine odaklandıklarını söyleyen Bilgin, “Dünyanın ve çevrenin geleceğiyle ilgilenirken aynı zamanda kendi hayatlarını da daha esnek bir şekilde yaşamak istiyorlar. İş-özel hayat dengesine çok önem veriyorlar. Deloitte’un araştırmasına göre Z kuşağının yüzde 27’si nerede çalışacağına kendisi karar vermek istiyor. Örneğin akşam iş çıkışı ofise daha yakın bir yerde arkadaşlarıyla buluşacaksa o gün ofiste çalışmak istiyor; eğer evde yapacak çok işleri varsa o gün evden çalışmak istiyorlar. Yani Z kuşağının iş dünyasında yapacağı en büyük değişiklik bana kalırsa esneklik ve gelenekselden uzaklaşmak olacak” diyor.