Zam yağmuru sürüyor: Ekmek ve suya da zam geldi
Döviz kurlarındaki artışın da etkisiyle başta gıda ürünlerine adeta zam yağıyor. Benzin zammının ardından yeni bir zam furyası beklenirken, Kurban Bayramı'na yaklaştığımız şu günlerde Eminönü'nde bile dükkanlar sinek avlıyor. Vatandaşlar pastırma ve sucuğu ancak 100-200 gram alabiliyor.
Seçimler öncesi biriktirilen zamlar, dövizin değer kazanması ve maliyet artışları gerekçe gösterilerek ardı ardına yağmur gibi yağmaya başladı. Önce Çaykur 4 gün önce artan yaş çay parası ve buna bağlı maliyetleri gerekçe göstererek yüzde 43 zam yaptı. Özel çay üreticileri de pazartesi günü yüzde 30 zam yapmaya hazırlanıyor. Çayı döviz kurlarındaki artıştan doğrudan etkilenen akaryakıt fiyatları izledi. Perşembe gecesi benzinin litresine 2 lira 70 kuruş, motorinin litresine ise 1 lira 37 kuruş zam yapıldı. Döviz kurlarındaki maliyet artışının etkisi geçmeden şimdi de akaryakıta gelen büyük zammın iğneden ipliğe her ürüne yeni fiyat artışları olarak yansıyacağı belirtiliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin un fabrikalarına ucuz buğday satışını durdurması üzerine yakında ekmek zammının yolda olduğu belirtilirken, henüz üzerinden bir ay geçmeden alkollü içeceklere de yüzde 40 oranında zam beklediğini Türkiye Tekel Bayileri Platform Başkanı Özgür Aybaş Twitter hesabından duyurdu.
Biz de hem zamların yansımalarını incelemek hem de Kurban Bayramı öncesindeki yoğunluğu yerinde görmek için İstanbul’un özellikle gıda alışverişinde en gözde semtlerinin başında gelen Eminönü’ne attık kendimizi. Şampiyonlar Ligi finali nedeniyle akın akın gelen turistlerin de etkisiyle Eminönü’ndeki yoğunluk adeta ikiye katlanmış, iğne atsan yere düşmeyecek hale gelmiş. Ancak aynı yoğunluğu dükkanların içinde görmek ne mümkün. Lokantalarda yemek yiyenlerin çoğunluğunu turistler oluştururken, Eminönü’nün başta kahvaltılık, kuruyemiş ve lokum-baklavada marka olmuş dükkanları adeta sinek avlıyor. Nasıl olmasın ki?
Eminönü’nün kahvaltılık ürünlerinde uğrak noktalarının başında gelen Namlı’ya girdiğimizde bizi karşılayan “Seçme pastırma 980 lira, lütfen el sürmeyiniz” yazısını görünce “Bana pastırma beyefendi diyeceksiniz” cümlesi kaçıveriyor ağzımızdan. Dikkatimizi çeken ilk şey bir zamanlar kasada uzun kuyrukların olduğu dükkanda hiç kimsenin olmaması. İçeri girince girişteki pastırma fiyatının ne kadar düşük kaldığını şaşkınlıkla görüyoruz. Bir zamanlar kahvaltı sofralarının vazgeçilmezleri arasında gelen pastırmayı kokuyor diye çemensiz almak isterseniz en az 1,500 lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Pastırmanın arkadaşları da o kadar olmasa da haşmetli duruşlarını etiketlerine yansıtmış, adeta “Alamazsın beni” diye bıyık altından gülüyor. Rozbif 1,300 lirayı, füme et 1,200 lirayı aşarken, kavurmanın kilosu bin, salam 650, sucuk 800 liralarda dolanıyor.
Mağaza yetkilileriyle sohbet ederken yüzlerindeki hoşnutsuzluğu fark ediyoruz. Vatandaşların eskisi gibi kilo kilo alışveriş yapmadığından yakınıyorlar: “Genellikle Arap turistler kilolarca alışveriş yapıyor. Türk vatandaşları ise genellikle 100-200 gramlık paketleri tercih ediyorlar.”
Turistlerin kilolarla alışveriş yaptığı sözüne biraz sonra girdiğimiz tarihi lokumcu dükkanında 60 kiloluk lokum siparişiyle bizzat tanık oluyoruz. Girdiğimiz iki ünlü lokumcuda da baklava fiyatları 600-700, lokum fiyatları ise 230-653 lira civarında. Bu fiyatlarla Kurban Bayramı’nda misafirlerine lokum ikram edecek kişi sayısının oldukça az olacağını söylemek zor değil.
Son günlerde döviz kurlarında yaşanan artışı fırsata çevirerek, ürün fiyatlarına kur artışının çok daha üzerinde zam yapan vurgunculara Ankara Ticaret Odası Başkanı Baran’dan uyarı geldi. Yaptığı yazılı açıklamada piyasada bazı ham madde ve nihai ürünlere dövizdeki kur artışının çok daha üzerinde zam yapıldığını gördüklerini ifade eden Baran, şunları kaydetti:
“Özellikle hammadde fiyatlarına yapılan zamlar, üretimi, ekonomimizin bel kemiği durumundaki KOBİ’lerimizi olumsuz etkiliyor. Tüm dünya ile ülkemizi de etkileyen pandemi, ardından Rusya-Ukrayna Savaşı, enerji ve ham madde fiyatlarındaki artış, tedarikte yaşanan sıkıntılar ve ardından Kahramanmaraş depremleri nedeniyle zor bir dönemden geçtik. Tüm bu zorluklara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam etti. Oysa özellikle ham madde fiyatlarına dövizdeki artışın çok daha üzerinde zam yapılması hem üretimimizi, ticaretimizi, ihracatımızı olumsuz etkileyecek hem de enflasyonu tetikleyecektir. Şimdi daha çok dayanışma zamanı. Dövizdeki artışı fırsatçılığa, zam vurgunculuğuna çevirmeyin.”