Anlayış ve kadro aynı; enflasyon tek haneye inebilir mi?
TÜİK verilerine göre, en zengin yüzde 20'nin toplam gelirdeki payı son 16 yılın zirvesine çıktı. Bu grup gelirin yüzde 48'ini, dipteki yüzde 20 ise ise yüzde 6'sını alıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022’ye ilişkin gelir dağılımı istatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2022 yılı sonuçları enflasyonun hızla tırmandığı ve yaşamın büyük kitleler için zorlaştığı geçen yıl en zengin grubun daha da zenginleştiğini ortaya koydu.
Araştırma sonuçlarına göre, en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay 2021’de bir önceki yıla göre 1,3 puan artışla yüzde 48’e çıkarak son 16 yılın en yüksek değerini görürken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak yüzde 6’ya geriledi. En yüksek gelire sahip olan yüzde 20’lik kesim 2006 yılında yüzde 48,4’lük pay almıştı. Onu takip yıllar içinde aldığı payda düşüş eğilimi görülen en zenginler 2021’de rekora çok yaklaştı.
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı sosyal medyada paylaştığı tweet’te bu ekonomi ve iktidarın zengini daha zengin yaptığını ifade etti.
Bu da bir başka ilginç sonuç.
1.Ücret gelirlerinde ve sosyal transferlerdeki azalmaya dikkat çekmek isterim.
2. Malum CHP gelirse yardımları keser deniyordu ya. İşte daha CHP gelmeden sosyal transferlerde çok ciddi bir azalma olmuş bile.
3. Müteşebbis gelirleri artmış. pic.twitter.com/Ie4uYEzIID— Õner Günçavdı (@onerguncavdi) May 4, 2023
Ücret gelirlerinde ve sosyal transferlerdeki azalmaya dikkat çeken Prof. Dr. Günçavdı “Malum CHP gelirse yardımları keser deniyordu ya. İşte daha CHP gelmeden sosyal transferlerde çok ciddi bir azalma olmuş bile” dedi.
Gelir dağılımındaki bozulma arttı
Gelir dağılımındaki eşitsizliğin ölçütlerinden olan Gini katsayısı 2021’de bir önceki yıla göre 0,014 puanlık artışla 0,415 olarak tahmin edildi.
Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor. 2021 Gini katsayısı da Türkiye’de gelir dağılımındaki eşitsizliğin arttığını gösteriyor.
Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,487, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,423 olarak tahmin edildi.
Türkiye OECD üyesi 37 ülke arasında gelir dağılımı en bozuk üç ülke arasında yer alıyor. OECD veri tabanına göre ilk sıra 0.487 (2021 verisi)ile Kosta Rika’nın. İkinci sırada 0.420 (2020 verisi) ile Meksika yer alıyor. 2021’deki 0,415 oranı ise Türkiye’nin üçüncü yerleşmesine neden oldu. Gelir dağılımının nispeten eşit olduğu üç ülke ise Slovak Cumhuriyeti, Slovenya ve Çek Cumhuriyeti olarak sıralandı. Türkiye’yi ise yakın komşusu Bulgaristan, kapitalizmin kalesi ABD izliyor.
Toplumun en yüksek gelir elde eden yüzde 20’sinin elde ettiği payın en düşük gelir elde eden yüzde 20’sinin elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,6’dan 7,9’a, gelirden en fazla pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelirin en az pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı ise 13,7’den 14,2’ye yükseldi.
Araştırma araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 7,9 iken, bu değerin en düşük olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri 4,5 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) ve TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) olurken bu bölgeleri 4,9 ile TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) bölgesi izledi. Bu veri hem sanayi hem de tarımsal faaliyetin olduğu, gelir farklılıklarının nispeten az olduğu bu şehirlerde eşitsizliğin de fazla olmadığını gösteriyor.
P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 8,1 ile TR10 (İstanbul), 7,9 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan) ve 7,4 ile TR52 (Konya, Karaman) oldu. Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturan İstanbul’da ülkenin en zenginlerinin yaşadığı gerçeği TÜİK’in yüksek eşitsizlik verisini doğrularken, TRA2 bölgesinde yoksullukta, TR52 bölgesinde ise yoğun tarımsal faaliyete ve son yıllarda artan sanayileşmeye rağmen eşitsizliğin yüksek düzeyde olduğu görülüyor.
Türkiye’de yıllık ortalama hane halkı kullanılabilir geliri yüzde 28,3 artarak 2022 yılı anket sonuçlarına göre 98 bin 416 TL oldu. Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri ise bir önceki yıla göre yüzde 30,1 artarak 37 bin 400 TL’den 48 bin 642 TL’ye yükseldi.
Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirlerinde en yüksek gelir, geçen yıla göre 13 bin 257 TL artarak 62 bin 554 TL ile tek kişilik hane halklarının oldu.
Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hane halklarının yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri 60 bin 696 TL iken tek çekirdek aileden oluşan hane halklarında bu değer 49 bin 902 oldu.
En düşük yıllık ortalama eşdeğer kullanılabilir hane halkı fert gelirine sahip hane halkı tipi ise 36 bin 210 TL ile en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane halkları oldu.
Toplam gelir içinde en yüksek payı, bir önceki yıla göre azalmasına rağmen yüzde 46,2 ile bir önceki yıla göre 0,9 puan düşen maaş ve ücret geliri aldı. İkinci sırayı yüzde 21,0 ile önceki yıla göre 3,5 puan artan müteşebbis geliri alırken üçüncü sırayı yüzde 20,2 ile önceki yıla göre 3,7 puanlık azalış gösteren sosyal transfer geliri oluşturdu.
Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı yüzde 19,8 olurken, emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payı ise yüzde 89,8 olarak gerçekleşti.
Yükseköğretim mezunları ilk sırada
Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla yükseköğretim mezunlarında 87 bin 451 TL, lise ve dengi okul mezunlarında 62 bin 835 TL, lise altı eğitimlilerde 46 bin 916 TL, bir okul bitirmeyenlerde 34 bin 755 TL ve okur-yazar olmayan fertlerde 25 bin 406 TL olarak hesaplandı.
2020’ye göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 34,1 ile bir okul bitirmeyen, en düşük artış ise yüzde 28,1 ile okur-yazar olmayan fertlerde görüldü.
Esas iş gelirleri sektörel ayrımda incelendiğinde; en yüksek yıllık ortalama gelirin 66 bin 072 TL ile hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin ise 46 bin 106 TL ile tarım sektöründe olduğu görüldü.
2020 yılına göre; yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 41,3 ile tarım sektöründe gözlenirken, bunu yüzde 35,5 ile inşaat sektörü izledi. Diğer taraftan sanayi sektöründeki artış yüzde 32,1, hizmet sektöründeki ise yüzde 29,1 oldu.
Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla işverenlerde 220 bin 482 TL, kendi hesabına çalışanlarda 58 bin 697 TL, ücretli maaşlılarda 56 bin 899 TL ve yevmiyelilerde 25 bin 632 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre en yüksek artış yüzde 61,8 ile işverenlerde, en düşük artış ise yüzde 21,5 ile ücretli maaşlılarda oldu.
Gelirde sınıf atlamak kolay değil
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın panel bir çalışma olması nedeniyle ilk defa 2022’de yıllar itibarıyla geçiş istatistikleri de üretildi.
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine göre sıralı yüzde 10’luk gelir grupları itibarıyla fertlerin bir önceki yıla göre yüzdelik geçişleri incelendiğinde; bir önceki yılda birinci yüzde 10’luk grupta olan fertlerin 2021 yılında yüzde 55,4’ünün, son yüzde 10’luk grupta olan fertlerin ise yüzde 70,5’inin gelir grubu değişmedi. Ayrıca 2020 yılında birinci yüzde 10’luk grupta olan fertlerin yüzde 23,7’sinin 2021’de gelir grubu birden fazla yükseldi. Son yüzde 10’luk grupta olan fertlerin ise yüzde 8,3’ünün gelir grubu birden fazla düştü. Bu verilerde Türkiye’de ekonomik anlamda “sınıf atlama”nın pek de kolay olmadığını gösteriyor.