Erdoğan’ın Filistin vurgulu İspanya ziyareti: 11 yeni anlaşma ve Demirtaş gerginliği
Türkiye’de zeytinyağı rekoltesini tespit için hafta başında bahçelere girildi. İlk veriler ve yurtdışından gelen haberler rekoltenin düşük ve fiyatların da çok yüksek olacağını gösteriyor.
Fiyatı çok arttığı gerekçesiyle ihracatına “fiili yasak” getirilen zeytinyağında rekolte tespit çalışmaları dün başladı. 24 Eylül’e kadar Türkiye’nin tüm bölgeleri gezilecek ve 1 Ekim’de rekolte tahmini açıklanacak. Zeytin ve zeytinyağı üreticilerine göre bu yıl küresel iklim değişikliği rekolteyi ciddi şekilde etkilemiş durumda. Beklentiye göre rekolte geçen yılın yarısı kadar yani 200 bin ton civarında gerçekleşecek. Durumun daha da kötü olduğunu ve rekoltenin 160-180 bin ton arasında değişeceğini söyleyenlerin sayısı da az değil. Geçen yılın 450 bin tonluk rekolte rakamının “istisna” olduğu konusunda herkes fikir birliği etmiş. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) 330 bin tonluk rekolte tahmini yaptığı önceki yıl ise gerçekleşme 280 bin ton olmuştu. Üreticinin beklentisi önümüzdeki dönemde fiili ihracat yasağının devamı durumunda bile dünyadaki benzer koşulların da katkısıyla zeytinyağında “kusursuz fırtına” yaşanacağı.
Düşük rekolte beklentisinin en önemli nedeninin küresel iklim değişikliği olduğunu söyleyen üreticilere göre havalar yumuşak gitti, ağaçlar erken uyandı ve ardından bir iki gün don oldu bütün bölgelerde. Şimdilik umutları ise bugünlerde yağmurun gelmesi ve meyvenin etlenmesi.
İlk verilere göre Türkiye’nin en büyük zeytin ağacı varlığına sahip Akhisar’da da durum pek iç açıcı değil. Hem iç piyasaya hem de White Castle markasıyla ABD gibi önemli bir pazara satış yapan Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat, durumu “Akhisar’da rekolte geçen sene çok iyiydi, bu yıl birazcık fazla düştü. Ama diğer bölgelerde rekolte geçen seneye göre yarı yarıya düşük olacak” sözleriyle özetliyor.
Edremit Körfezi’ndeki zeytinyağı üretim merkezleri Ayvalık, Gömeç, Havran’da beklenti fena değil. Tire, Ödemiş, Koçarlı, Milas. Adana’da beklenen rekolte düşük. Tarsus, Mersin ve Hatay’daki üreticiler de iyi rekolte bekliyor.
Adının açıklanmasını istemeyen bir ihracatçıya göre ise Türkiye’de çok sulandığı ve çok ilaç atıldığı için zeytinin yapısı bozuluyor. Bunun sonucunda da küresel iklim değişikliğinden Güney Avrupa’daki zeytin ağaçları gibi çok etkileniyor. Aynı ihracatçı zeytinin sıcağa ve zor koşullara dayanaklı olduğunu belirterek savını desteklemek için bir Kuzey Afrika ülkesi olan Tunus’un dünyanın en önemli zeytinyağı üreticileri arasında bulunduğunu söylüyor.
Türkiye’de rekolte beklentisi düşük de dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisi İspanya ne durumda? Ülkenin en önemli üretim bölgelerindeki uçsuz bucaksız zeytin bahçeleri geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sıcaktan kavrulmuş. Yağmur pek az düşmüş ve bu nedenle de zeytinyağında rekolte tahminini 660 bin tona kadar çekmişler. Sıradan bir yılda rekoltenin 1 milyon 300 bin ton olduğu ülkede bu veri durumun vehametini gösteriyor.
“İyi bir yılda rekolte 1 milyon 700 ile 1 milyon 800 bin ton arasında olurdu” diyen ihracatçıya göre, ihtiyacını karşılamak ve dökme olarak aldığı yağı ihraç etmek için ithalata yüklenen İspanya’da geçen yıl rekolte 780 bin ton olarak gerçekleşmiş.
Türkiye resmi bir karar almamış olsa bile zeytinyağında 1 Ağustos’tan bu yana “fiili yasak” uyguluyor. İhracatçı birliklerine yapılan başvurularda beyanname açılmadığı için ihracat yapmak mümkün değil. Fiili yasağın nedeni ise ihracatın iç piyasada zeytinyağı fiyatını yükseltmiş olduğuna ilişkin inanç.
Ancak yasak uygulanmayla başladığından bu yana geçen 1,5 ayda da zeytinyağı fiyatı yüzde 15 civarında arttı. Zeytinyağına son 2 yılda üçüncü kez ihracat yasağı getirenlerin artışın nedenleriyle ilgili fikirleri olduğu şüpheli.
Zeytin ve zeytinyağcılara göre fiyat artışın en büyük nedeni küresel iklim değişikliği nedeniyle düşen üretimin fiyatları arttırması. Dış piyasada son bir yılda sızma zeytinyağını fiyatı 4 dolardan 8 dolara çıkmış olması. Bu gören yerli üretici de ihracat yasağına rağmen iç piyasaya mal vermiyor.
Piyasadaki yaygın inanış ise halen elinde mal bulunan tüccar ve üreticinin ‘tok satıcı’ olması. Elinde mal bulunan ve paraya ihtiyacı olanlar zeytinyağını çoktan satmak zorunda kalmış.
Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alhat maliyetlerin de yüksek olduğunun altını çiziyor. Verdiği bilgiye göre sızma zeytinyağının üreticiye litre maliyeti 120 TL. Buna bir de sıkma maliyeti eklenince rakam 132 TL’ye kadar çıkıyor. Son tüketicinin alış fiyatı ise kampanyada bile 170 TL’nin üzerine çıkıyor. Ayvalık sızma zeytinyağının fiyatını bulmak için ise litre fiyatına her aşamada 10-15 TL eklemek gerekiyor. Alhat da elinde mal olanın “İhracat açılınca satarım” dediğini söylüyor ve “Devlet eğer iç piyasada zeytinyağının ucuzlamasını istiyorsa sübvansiyon yapsın” diyor. Ayvalık sızma zeytinyağının litresinin tüccarın tankerine giriş fiyatı ise 200-210 TL. arasında değişiyor.
İhracatta ekim ayı sonuna kadar “yasak” var. Devletin force major ilan etmediğinin altını çizen ihracatçılar şunları söylüyorlar:
“Devlet ben ihracatı yasaklıyorum demedi. İhracatçı birliklerine telefonla beyanname açmayın dendi ve ihracat kapatıldı. Devletin force majör ilan etmemesinin nedeni ihracatçıların dava açmasını engellemek. Ancak yurtdışına mal sattığı halde taahhüdünü kapatamayan ihracatçılara dışarıdaki alıcıların dava açması kimseyi şaşırtmayacak.”
Bazı ihracatçılara göre ise fiili yasağın altında taahhütlerini yerine getirdikleri takdirde hatırı sayılır bir zararla karşılaşacak bazı ihracatçılar var. Söylentiye göre, bir büyük zeytinyağı üreticisi ve ihracatçısı 16 Ağustos’ta İspanya’ya gemi yüklemesi yapmak için el sıkışmış. Anlaşmaya göre 6 bin ton civarında sızma zeytinyağını 4,250 eurodan ihraç edecekmiş. Ancak iş mal teminine gelince bakmış ki fiyatlar hızla yükseliyor, başlamış kara kara düşünmeye. Sonunda şirketinin gizli ortağı olduğu öne sürülen iktidar partisine mensup bir milletvekiliyle zeytinyağı ihracatına iç piyasada fiyatları yükselttiği gerekçesiyle yasak getirtmeyi kararlaştırmışlar. Resmen yasak getirmemişler ama ara bir çözümle sorunlarını halletmişler. Piyasaya göre “İhracat yasaklanıyor” söylentisinin 1 Ağustos öncesi piyasada 20 gün dolaştırılmasının nedeni de “Olur da fiyatlar bu nedenle düşer ve biz de ihracatı fazla zarar etmeden yaparız” düşüncesiymiş.