Güzeller güzeli Fransa’nın masal şehirlerinden Obernai, Alsace bölgesinin gizli hazineleri arasında. Vosges dağlarının doğu yamaçları üzerinde kurulan şehir, yılın bu zamanı Alsace’ın ünlü kasabalarından rol çalmayı başarıyor.
Alsace’ın üç büyük kavşağında; ‘Şarap Yolu’, Vosges dağları ve üzüm bağlarının arasında duruyor Obernai. Popülerlik konusunda Colmar, Kaysersberg, Egusheim ve Riquewihr kadar iddialı değil belki ama bu onu daha da özel yapıyor.
Yarı ahşap evleri ve Arnavut kaldırımlı dar sokaklarıyla sakin sakin önünüzde uzanıyor bu güzel şehir. Eğer araba kiralamadıysanız Strazburg’dan Obernai’ye ulaşmak için Barr ve Selastat yönüne giden trenlere binebilirsiniz. Obernai Turizm Ofisi’nden bir harita alın ve numaralandırılmış yürüyüş rotasını keşfetmenin keyfine varın. Belediye parkları ve bahçeleri ise şehir merkezinden sadece birkaç dakika uzaklıkta.
Strazburg’a oldukça yakın olan şehrin ismine ilk kez 1240 yılındaki kayıtlarda rastlanıyor. 7’nci yüzyılda Alsace düklerinin mülkü olan Obernai, M.S. 660-720 yılları arasında yaşayan dükün kızı ve daha sonra Alsace’ın koruyucu azizi olacak olan Aziz Odile’in doğum yeri.
Alsace bölgesinin pek çok yerleşimi gibi bir dönem Almanya’nın egemenliği altına giren Obernai, Alsace’ın kalanı ile 1918 yılında yani I. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’ya iade edilmiş, çok da güzel olmuş. Sakin, huzurlu, sıcacık bir şehir. Kardeş kasabaları gibi şarap üretiminde haklı bir üne sahip, peki şaşırdık mı, hayır. Bu bereketli topraklardan başka türlüsü beklenemezdi zaten hatta oraya özgü bir şarabı bile var: Klevener de Heiligenstein.
Obernai’nin en muhteşem manzaralarından biri, Vosges Dağları’nın en ünlü zirvelerinden birinden, orman içinden çıkılan yolun sonundaki Mont Sainte-Odile Manastırı ya da diğer adıyla Hohenburg Manastırı’ndan görülüyor.
Manastır M.S 690 yılında Alsace Dükü Adalrich tarafından kızı Odile için kurulmuş ve Odile ilk rahibesi olmuş. Doğal olarak her yerde sessiz olmanız gerektiği yolunda uyarılar var. Ayrıca yılın bu zamanı yolunuz düşerse en kalın giysilerle gitmeye özen gösterin zira hava sıcağı sevmeyen benim gibi biri için bile hatırı sayılır derecede soğuk.
Obernai’ye sadece 4 km uzaklıkta gerçek bir huzur vahası olan Domaine de la Leonardsau, Mont Sainte-Odile Manastırı,
19’ncu yüzyılda yeniden inşa edilen Oberkirch Kalesi ile aynı yüzyıla ait El Biar Kalesi, Çan ve Saat Kulesi (Kappelturm), perşembe günleri küçük bir pazarın kurulduğu şehrin en ünlü meydanı, yan yana sıralanmış restoranlarıyla Place du Marche, Place de l’Etoile, Buğday Pazarı (Halle aux Bles), eski sinagog ve Rue des Pelerins’teki Romanesk ev Obernai’de görülecek başlıca yerler arasında.
Rue Sainte-Odile’de, Belediye Binası Hotel de Ville’in yanında 13’ncü yüzyılda inşa edilen Virgin’s Chapel’den geriye kalan beş katlı zarif, pembe Çan Kulesi Kappelturm görülebilir. İç avlusu ve sakin sokak manzarasıyla çok hoş. Kuledeki Geç Gotik oymalar da görülmeye değer kesinlikle. İçinde 15’nci yüzyıldan kalma iki çan var.
Çan ve Saat Kulesi Kappelturm’un önündeki La Fontaine Sainte-Odile (Aziz Odile Çeşmesi) şehrin koruyucusu olduğuna inanılan Odile için 1904 yılında inşa edilmiş anıtsal bir çeşme. Küçük bir havuz görünümündeki Aziz Odile Çeşmesi, Obernai’nin koruyucusuna bir saygı duruşu niteliğinde.
Hotel de Ville’in önünden Alsace’ın en büyük katolik kiliselerinden Eglise Saint-Pierre et Saint Paul yönünde ilerlerseniz Rue Chanoine Gyss’de korint tarzı üç sütunun süslediği, dairesel bir başlıkla tamamlanan çok zarif bir kuyu karşınıza çıkıyor. 1579 yılında Strazburglu ustalardan oluşan bir ekip tarafından Rönesans tarzında inşa edilen sekizgen kubbeli kuyu 1900’dan bu yana tarihi anıt sınıfında yer alıyor.
1154 yılında inşa edilen Rathsamhausen Ailesi’nin evi Maison Romane, Alsace’daki en eski Orta Çağ sivil mimarisi örneklerinden. Kare zemin planı, rustik kumtaşı ve küçük açıklıkları, Orta Çağ kalelerini anımsatan müstahkem bir kule görünümünde. Rönesans sırasında yeniden modellenen bina, sütunlu ve başlıklı küçük Romanesk yapılarla dönem çatısını koruyor.
1922’den beri tarihi anıt olarak listelenen ve 2000-2001’de restore edilen Maison Romane, sizi kökenleri ve inşa edildiği dönemdeki yaşamı hakkında bilgi vermek için çağırıyor ama evi görmek istiyorsanız randevu almanız şart.
Sıcak şarap ve zencefilli kurabiye kokularının sardığı, el yapımı ürünlerin ve yerel gurme lezzetlerin satıldığı ahşap kulübeleriyle Noel Pazarı görülmeye değer kesinlikle. Sıcak şarap sadece ‘kırmızı’mı olur, tabii ki hayır! Bir de Obernai’nin beyaz şarapla karıştırılıp kaynatılan sıcak şarabını deneyin! Kaz ciğeri, baharatlı ekmek ve Noel birası ise gurmeler için hayli keyifli anlar vadediyor ve kesinlikle Alsace’a özgü bir lezzetler.