Deniz kenarında sakince uzanan kasabalar Arnavut kaldırımlı sokakları, rengarenk boyalı evlerin sıralandığı sahil şeridi ve balıkçı teknelerinin süzüldüğü limanlarıyla ömre bedel bir güzellikte.
Pitoresk manzaraların ve masmavi suların nefes kesen görüntülerini sunan sahil kasabaları, kalabalık şehirlerin kaosunu arkanızda bırakmak için en doğru seçim.
Bir zamanlar Queenstown olarak adlandırılan Cobh, Avrupa’nın en güzel küçük kasabalarından biri. Cork şehrinde bulunan kasabada, dik bir tepenin eğimini takip eden ve limana bakan ‘The Deck of Cards’, yan yana sıralanmış 23 rengarenk evden oluşuyor ve muhtemelen Cobh’da en çok fotoğrafı çekilen yer burası.
Cobh’ta tarih ve macera tutkunlarını memnun edecek pek çok şey var. Cobh Miras Merkezi’nde göç ve denizcilik tarihinin etkileyici öyküsünü keşfedebilirsiniz. Bu büyüleyici sergi, Cobh’un tarihçesini yansıtırken, mektuplar, günlükler, kıyafetler, mobilya replikaları ve eşyalar kullanarak Titanic ve Lusitania’daki göçmenlerin, denizcilerin, mahkumların ve yolcuların trajik hikayesini anlatıyor.
İngiltere’nin Kuzey Yorkshire bölgesindeki bu eski balıkçı köyü, dar sokakları ve geçitleriyle ünlü. Dog Loup’un dünyanın en dar sokağı olduğu iddia ediliyor. Köyün en eski ve en iyi bilinen kısmı, yüksek uçurumlarla çevrili olan limanın etrafında konumlanmış.
Köyün en ünlü sakinlerinden biri, 16 yaşındayken dükkan sahibi William Sanderson’ın asistanı olarak Staithes’e yerleşen ve ardından çırak denizci olmak için Whitby’e taşınan Kaptan James Cook. Cook’un hayatı ve yolculukları hakkında daha fazla bilgi edinmek için eski Metodist Şapeli’ndeki Staithes Miras Merkezi’ni ziyaret edebilir ya da Kaptan Cook Anıt Müzesi’ne gidebilirsiniz.
St. Peter Kilisesi, Our Lady Star of the Sea Kilisesi ve Bethel Şapeli görülecek yerler arasında. Yerel bir pub turuna katılmadan ve denizci şarkıları dinlemeden dönmeyin!
Cornwall’daki bu pastoral kasabanın dar sokaklarında 16’ncı yüzyıldan kalma çoğu beyaz badanalı geleneksel balıkçı kulübeleri sıralanıyor.
Güzel bir koyda bulunan Polperro, eski balıkçı kulübeleri ile kayalık bir kıyı şeridi arasında kıvrılan dar, araçsız sokaklarıyla çok romantik. Teknelerle dolu limanı ise bir yağlı boya tablodan fırlamış kadar etkileyici.
Tuna Nehri üzerindeki bu küçük kasaba kalabalık ve telaşlı şehirlerden kaçmak için mükemmel bir yer. Wachau bölgesinin en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri ve aynı zamanda şaraplarıyla adından söz ettiriyor. Grüner Veltliner ve Riesling bölgenin en ünlü şarapları.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Dürnstein, Barok ve Orta Çağ mimarisini harmanlayan binaları, antik kalıntıları ve yemyeşil doğasıyla ünlü. Tuna Nehri’ne bakan Durnstein Kalesi ise bir cazibe merkezi.
Normandiya’nın kalbindeki bu büyüleyici şehir yerel kültürün izlerini taşıyor ve pitoresk manzaralarıyla gezginlere romantik saatler vadediyor.
Norman kasabası Honfleur’ün limanı aslında Vikingler’in kurduğu bir liman. Rengarenk yarı ahşap evler, sanat galerileri ve restoranlar Honfleur’un Fransa’da ziyaret edilebilecek en popüler yerlerden biri olmasını sağlıyor.
Limanın kalbi Vieux Bassin çevresinde atıyor. Vieux Bassin’in her iki yakasındaki mahallelerin hepsinin kendine has bir karakteri var. Doğudaki mahalle, Saint-Etienne Kilisesi gibi ilginç binalarla dolu. Batıdaki mahalle ise Sainte-Catherine’in muhteşem ahşap kilisesine ve Honfleur’ün ana sanat müzelerine doğru uzanıyor.
İzlanda’nın en büyüleyici kasabalarından biri olan Husavik, adanın kuzey kıyısı olan Skjalfandi Körfezi’nin kıyısında yer alıyor.
1907 yılında inşa edilen ahşap kilise Husavikurkirkja bu güzel kasabanın cazibe merkezi. Husavik, sık sık körfeze giren farklı türdeki balinalar nedeniyle İzlanda’da balina izlemenin merkezi haline gelmiş. Husavik Balina Müzesi bunun canlı kanıtı. Keşif-Araştırma Müzesi ise insanlığın keşif tarihine ev sahipliği yapıyor.
Fotojenik manzaralarıyla büyülü bir köy burası. Norveç’in Lofoten bölgesinde, Moskenesoya Adası’nın doğu tarafında bulunan, fiyortlar ve dağlarla çevrili balıkçı köyü Hamnoy, kazıklar üzerine oturtulmuş rorbuer adı verilen kırmızı ahşap kulübeleriyle ünlü tabii bir de Kuzey Işıkları’yla, dolayısıyla fotoğraf tutkunları arasında hayli popüler.
Lofoten, Norveçliler için bile eşsiz… Seyahat edenlerin sıklıkla bahsettiği popüler aktiviteler arasında yürüyüş, kayak, tırmanma, balık tutma ve fotoğraf safarileri yer alıyor.
Norveç’in en çok fotoğrafı çekilen köylerinden biri. Reine, Bodo’dan gelen feribotların varış limanı olan Moskenes’in 9 kilometre uzağında.
Eğer şanslıysanız Kuzey Kutup Dairesi’nin 100 kilometre yukarısında bulunan, Atlas Okyanusu kıyısındaki bu balıkçı köyünde muhteşem Kuzey Işıkları’nı görebilirsiniz ama en iyi zaman eylül ile nisan arası.
Moskenes Adası üzerindeki köyde denize inen dağlara, yeşil düzlüklere ve rorbuer denen kırmızı-beyaz balıkçı kulübelerine hayran kalacaksınız.
Manarola, Fransa sınırından başlayıp Toskana’ya kadar uzanan ve muhteşem kıyı şeridinden dolayı İtalyan Rivierası olarak da anılan Ligurya bölgesindeki Cinque Terre’nin beş köyünden en güzeli.
Bir kayalığın ucunda kurulan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan köy, kayalık yamaçlardan aşağı sıralanan evleri ve İtalyan lezzetleriyle gönlünüzde taht kuracak.
Como Gölü’nün en güzel kasabalarından biri. Bu küçük balıkçı kasabasında iskeleden rıhtım boyunca yürüyün, göle inen küçük ve dar sokakları, gölün panoramik manzarasına sahip mekanları keşfedin, zeytin ağaçlarıyla çevrili bir Orta Çağ kalesi olan Castello di Vizio’ya çıkın. Gördüğünüz her manzaranın sergilenmeye değecek bir fotoğraf karesi kadar güzel olacağından şüpheniz olmasın.