Tren istasyonlarında gastronomik deneyimler: Gar restoranları ve brasserie’ler

Gezi 18 Şubat 2024
Bu haber 2 ay önce yayınlandı

Bir restorandan ne beklersiniz? Yaratıcı bir menü mü, özenli bir hizmet mi yoksa şık bir atmosfer mi? Peki bunların hepsini sunan gar restoranlarına ne dersiniz? Bir yolculuğa başlamak ya da bitirmek için en güzel yollardan biri değil mi sizce de?

Biraz nostalji, biraz modernizm

Zamanın telaşsız, sakin sakin aktığı tren yolculuklarının karşı konulmaz bir romantizmi var tabii güzeller güzeli tren garlarında bulunan fine-dining restoranlar ve vintage kafelerin de… İçinde bulundukları tarihi binalarla özdeşleşmiş, mis gibi nostalji kokan gar restoranları yolculukların en keyifli molalarına ev sahipliği yapıyor ama onlar her şeyden önce kent hafızasının simge mekanları arasında. Geldiğiniz şehre güzel bir başlangıç yapmak ya da “hoşçakal” demek için ideal.

Konfor, kalite, şıklık ve zarafet

Avrupa’nın büyük tren istasyonlarının bazıları mükemmel kafe ve restoranlara sahip. Baştan çıkaran menüler ve tarihi mekanlar yolculuklarınızda size eşlik etmek için hazır bekliyor. Trenler her gün istasyonun içinden geçiyor olabilir ama bu konfor ve kaliteyi cömertçe sunan restoranlar adeta zamanın durduğu yerler. Özellikle zamanınız varsa bu şık restoranlara uğramadan seyahatinize devam etmeyin!

Orient Express Restaurant (Sirkeci Tren Garı)

Sirkeci Garı 1890 yılında açılmış tabii adını Paris’ten kalkan ve uzun yıllar bu istasyonda yolcu indiren ünlü Orient Express’ten alan restoran da. Alman mimar August Jachmund tarafından planı çizilen gar binasının yapımında granit mermer ve Marsilya Aden’den getirilen taşlar kullanılmış. İçindeki restoran ise altın çağını 1950-60 yılları arasında yaşamış. Basın ve edebiyat dünyasının ünlülerinin ikinci adresi olmuş. 1895 dönüm yılı Gar Lokantası’nın Orient Ekspress olarak yenilenen mekan nostaljik görüntüsünü koruyarak yoluna devam ediyor. Beğendili Kuzu Tandır, Orient Usulü Kaşar Peynirli Beğendili Köfte ve Çoban Kavurma favorileri arasında.

Le Train Bleu (Gare de Lyon, Paris / Fransa)

Nefis yemekler ve çok şık bir ambiyans… Belle Epoque’un tüm ihtişamına tanık olacağınız, gösterişin hem mutfakta hem de salonda sergilendiği bir restoran burası. Buram buram tarih kokan Le Train Bleu’ye “gar restoranı” demek haksızlık olur, çünkü o kadar şık ki restorandan çok bir Paris sarayının salonunu andırıyor. 1901 yılında açılan restorana 1963 yılında aynı adlı trenin adı verilmiş. Bir restoran bu kadar şık olursa sinemanın da çekim alanına girer elbette. George Cukor ‘Travels with My Aunt’, Luc Besson ‘Nikita’, Nicole Garcia ‘Place Vendome’, Steve Bendelack ise ‘Mr Bean Tatilde’ filmlerinde mekan olarak burayı kullanmış.

Grand Cafe Restaurant 1e Klas (Merkez İstasyonu, Amsterdam / Hollanda)

Eski şehir merkezinin muhteşem manzarasına sahip olan tarihi Amsterdam Merkez İstasyonu 1881-1889 yılları arasında yapılmış ve Hollanda’da mimariyi yeniden canlandıran isim olarak anılan Pierre Cuypers’in imzasını taşıyor. Cuypers, 19’uncu yüzyıl sosyetesinin birinci sınıf yolcuları için tasarladığı, istasyonun 2B platformunda bulunan bu restoranda ise tıpkı Rijksmuseum için yaptığı tasarımda olduğu gibi Geç Gotik ve Erken Rönesans mimarisinden ilham almış. Yüksek tavanlar ve dev kemerli pencereler ihtişam ve zarafet duygusunu öne çıkarıyor. İstasyonun eski 1. sınıf bekleme salonu şık bir restorana dönüştürülünce Hollanda mutfağının geleneksel örneklerini de sunması kaçınılmaz tabii. Grand Cafe Restaurant 1e Klas, The Guardian tarafından Avrupa’daki En İyi 10 Gar Restoranı’ndan biri olarak nitelendirilmiş.

La Brasserie de la Gare (Brüksel / Belçika)

Yüzyılın başında inşa edilen ve 1995 yılında yenilenen eski bir bina olan Brasserie de la Gare, ilk günkü çekiciliğini koruyor. Yenileme çalışmaları sırasında sütunlar, ahşap banklar, karo zeminler ve kale ahşap işçiliğiyle yeniden oluşturulan bar gibi unsurlar mekanın karakterini koruyor. Klasik Belçika mutfağının en iyi örneklerini görebileceğiniz restoran, restoran sahibinin babası Paul Vankueken’in yaptığı tabloların duvarlarını süslemesiyle de adından söz ettiriyor. Karides kroketlerinden patates kızartmalarına kadar tüm Belçika klasikleri burada ustalıkla hazırlanıyor. Ayrıca çok gurur duydukları bir de şarap mahzeni var.

Treno Sto Rouf – Wagon Restaurant & Wagon Bar (Rouf Demiryolu & Banliyö İstasyonu, Atina / Yunanistan)

Vintage tren vagonlarının içinde unutamayacağınız bir deneyim yaşamaya hazır mısınız? Orient Express’ten orijinal bir vagon dahil dokuz eski vagonun restore edilmesiyle oluşturulan Treno Sto Rouf, harika restoran-bar. Ayrıca bir tiyatro sahnesine, müzik sahnesine, fuayeye, soyunma odalarına ve malzeme odalarına ev sahipliği yapıyor. Nefis yemeklerin yanı sıra kültürel etkinliklere de katılabilirsiniz.

Grand Central Oyster Bar & Restaurant (New York / ABD)

100 yılı aşkın bir süredir New York’un önemli bir parçası. Manhattan’da 42. Cadde ve Park Bulvarı’ndaki Grand Central Terminal’in alt katında yer alan deniz ürünleri restoranı, ilk olarak Grand Central Terminal Restaurant olarak 1912 yılında açılmış. 60’lı yıllarda kısa bir duraklama dönemi yaşasa da Jerome Brody’nin rehberliğinde yeniden açılmış. Tonozlu, kiremit kemerli tavanıyla göz dolduran bu restoran, dünyanın her yerinden gelen kabuklu deniz ürünleri ve Yeni Zelanda kral somonu dahil 25’ten fazla balık çeşidini sunuyor.

Searcys Brasserie ve Şampanya Barı (St. Pancras Uluslararası Tren İstasyonu, Londra / Birleşik Krallık)

1868 yılında inşa edilen Viktorya dönemi Gotik tren istasyonu olan St. Pancras İnternational, Londra’nın en yoğun ulaşım merkezlerinden biri. İstasyonun Büyük Teras’ında yer alan şampanya barı ve restoranı Searcys ise Avrupa’nın en uzun şampanya barına sahip. Brasserie’de ise kahvaltıyla güne keyifle başlayabilir ya da menünün lezzetlerini tadabilirsiniz.

Roselys Restaurant (Gare Centrale, Montreal / Kanada)

Şehrin Fransız ve İngiliz yemek kültürlerinin bir karışımı olan çok şık ve modern bir restoran. Cumartesi günü ikindi çayı, pazar günleri ise brunch servisi var. Güçlü siyah çaylardan açık yeşil çaylara ve dünyanın her yerinden aromalı çaylara kadar her zevke uygun bir şeyler bulabilirsiniz. Brunch servisinde ise salata barı, kurutulmuş sığır eti, peynir ve şarküteri ürünleri ile deniz ürünleri sunuluyor.

Restaurant Crystal (Jungfraujoch Tren İstasyonu, İsviçre)

Bernese Oberland Alpleri’nin inanılmaz manzarası eşliğinde bir yemek deneyimine kim “hayır” diyebilir ki? Eiger Buzulu’na bakan bu dağ restoranı, iyi yemek ve güleryüzlü personeliyle adından söz ettiriyor ve tüm yıl konuklarını en kaliteli İsviçre yemekleri ve uluslararası lezzetlerle şımartıyor. Jungfraujoch Tren İstasyonu, deniz seviyesinden 3454 metre yükseklikte, Jungfrau Demiryolu’nun son noktası, İsviçre ve Avrupa’nın en yüksek tren istasyonu yani Avrupa’nın zirvesi. Peynir fondü, dana straganof ve ıstakoz bisque’i mutlaka deneyin! Restoranın özel kahvesi ise ev yapımı Eigerspitzli.

La Mundana (Barselona Sants Tren İstasyonu / İspanya)

Restorana dönüştürülen bu eski vermut barında Japon, Fransız ve Akdeniz esintili yemekler sizi bekliyor. Şefler Alain Guiard ve Marc Martin, başta Akdeniz, Fransa ve Japonya lezzetleri olmak üzere, zengin mutfak kişiliği ve yaratıcılığa sahip yemekler yaratmak için dünyanın dört bir yanından lezzetlerle oynamanın keyfini çıkarıyor. Restoranın favorileri patatas bravas, croquetas, Kore kaburgaları ve karides carpaccio. ve diğer La Mundana klasiklerinin her bir katmanlı ısırığının tadını çıkarın. Makul fiyatları sayesinde hem yerli halkı hem de oradan geçen gezginleri ağırlıyor.

Jarnvagsrestaurangen Östra Station (Stockholm / İsveç)

Geleneksel İsveç ev yemekleri, bol miktarda krema ve tereyağı… 1932’de, mimar Albin Stark tarafından tasarlanan Östra İstasyonu’ndaki demiryolu restoranının iç mekanı, 50’li yıllarda şarap servisi yapılabilmesi için eklenen cam duvar dışında, yapıldığı günden beri orjinalliğini koruyor ve 1935 yılından bu yana aynı aile tarafından işletiliyor.

Restaurante La Estacion San Pablo De Buceite (Jimena de la Frontera / İspanya)

Büyüleyici bir mekan, uygun fiyat politikası ve harika yemekler… Şarabıyla da çok ünlü olan San Pablo İstasyonu’nun restoran, çalışanlarının yardımseverliği ve güleryüzüyle haklı bir üne sahip. İstasyon Salatası, mantarlı spesiyalleri, Jambon ve sarımsaklı ızgara enginar, Sebze soslu morina filetosu ve jambonlu enginar ile Jambon ve ıspanaklı kroketleri çok seviliyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.