Uzak ufuklarda yeni keşifler: Yepyeni maceralara açılmanın tam zamanı!

Siz de yeni destinasyonları keşfetmenin zamanının geldiğini düşünenlerden misiniz? Öyleyse konfor alanından çıkmanın ve harekete geçmenin tam zamanı. İhtiyacınız olan tek şey yeniliklere açık olmak.

Gezi 31 Ağustos 2024
Bu haber 4 ay önce yayınlandı

Tropikal tatili bir kenara bırakın. Bu sonbahar ertelediğiniz tatil planlarını gerçekleştirmek için harekete geçin. Hayal kurmaktan fazlasını yapın ve daha önce yaşamadığınız maceralara yelken açın.

Grönland

Neredeyse tamamı (yüzde 81’i) buzullarla kaplı olan ve Kuzey ışıklarının rahatça görülmesinden dolayı doğa tutkunlarını her daim kendine çekmeyi başaran Grönland, kuzey kutbundaki en büyük buz örtüsüyle kaplı, Danimarka Krallığı’na bağlı özerk bir bölge. Arktik ve Atlantik okyanusları arasında yer alan dünyanın bu en büyük adasının halkının çoğunun ataları Alaska’dan Kuzey Kanada’ya göç eden ve 13’ncü yüzyılda adaya yerleşen Eskimo halkı İnuitler ki kendilerine Kalaallit (Grönland İnuitleri) deniyor. Grönland yerli dilinde ülkenin adı Kalaallit Nunaat yani ‘Kalaallit’in ülkesi’. Ne yazık ki küresel ısınma yüzünden Grönland’ın buzla kaplı kısımları eriyor.

Svalbard (Norveç)

Morslar, ren geyikleri ve kutup ayıları… Norveç ile Kuzey Kutbu arasında yer alan Svalbard, dünyanın en kuzeydeki yerleşim alanlarından biri. Kuzey Kutbu’nu kapsayan, buzlarla kaplı Arktik Okyanusu’nda (Kuzey Buz Denizi) Norveç’e bağlı takımadalar. Adaların yüzde 60’ı buzullardan oluşuyor. Svalbard Hollandalı Willem Barentsz tarafından 1596’da Kuzey Denizi rotasını ararken keşfedilmiş. Kutup Ayısı nüfusu insan nüfusundan fazla. Kışın Kuzey Işıklarını, yazın gece yarısı güneşini görmek için ideal, çünkü güneş 20 Nisan ile 22 Ağustos arasında hiç batmıyor. Svalbard’daki en önemli detay ise Küresel Tohum Deposu. Burası dünyanın mahsul çeşitliliği için güvenli bir yedekleme tesisi. Svalbard tohum bankası, dünyanın dört bir yanındaki gen bankalarında korunan tohumların kopyalarının uzun süreli depolanmasını sağlıyor. Bu deponun amacı; yanlış yönetim, kaza, ekipman arızaları, fon kesintileri, savaş, sabotaj, hastalık ve doğal afetler nedeniyle gen bankalarındaki tohum kaybına karşı dünyanın gıda arzının güvenliğini sağlamak.

Torshavn (Faroe Adaları)

10’uncu yüzyılda Vikingler tarafından kurulan Torshavn, Faroe Adaları’nın başkenti ve en büyük şehri. Adını İskandinav mitolojisindeki gök gürültüsü ve şimşek tanrısı Thor’dan alıyor ve Türkçe Thor’un limanı anlamına geliyor. Danimarka, İskoçya, İzlanda ve Norveç dahil birçok popüler destinasyondan direkt uçuş var. Adaların en önemli tarihi bölgesi olan Kirkjubour, başkentten sadece yarım saat uzaklıkta. Burada 1300’lü yıllarda inşa edilmiş ve birkaç yüzyıl boyunca etkili bir iktidar merkezi olan St. Magnus Katedrali’ni görebilirsiniz. Torshavn’ın Reyn ve Undir Ryggi’den oluşan eski kenti, beyaz çerçeveli pencereleri ve çim çatıları olan iki düzine kadar küçük, siyah katranlı ahşap eve ev sahipliği yapıyor. İnsanlar bugün hala bu 14’ncü yüzyıl evlerine sahip.

Normandiya (Fransa)

Fransa’nın 18 bölgesinden biri olan Normandiya, Paris’e oldukça yakın; Gare St-Lazare’dan trenle gidebilirsiniz. ’Normandiya’nın vazgeçilmez unsurları Caen Anıtı, 2. Dünya Savaşı’nın dönüm noktası olarak nitelendirilen Normandiya Çıkarması’nın yapıldığı Utah, Omaha, Gold, Juno ve Sword kod adlarıyla anılan plajlar ve gel-gitlerin yaşandığı adacık Mont Saint-Michel Manastırı. Claude Monet’nin muhteşem evinin de olduğu Giverny, Orta Çağ kasabası Rouen, sahil kasabaları Deauville ile Trouville ve güzeller güzeli Honfleur en keyifli yerler arasında öne çıkıyor.

Montreal (Kanada)

Modern ve şık karakteriyle uzun zamandır Kanada’nın en havalı şehirlerinden biri. Tüm yıla yayılan festivalleri, sanat etkinlikleri, renkli yaşam tarzı ve ulaşım kolaylığıyla yerli halkın olduğu kadar turistlerin de göz bebeği. Quebec eyaletinin en büyük, Kanada’nın ise ikinci büyük kenti olan Montreal, Montreal Uluslararası Caz Festivali ve Montreal Dünya Filmleri Festivali ile sanat alanında dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Bu önemli liman kentinde Notre Dame Bazilikası, Crescent Street, eski şehir merkezi, 1860 yılında kurulan ve Kuzey Amerika’nın en büyük müzesi olan Montreal Güzel Sanatlar Müzesi, Montreal Botanik Bahçesi ve Japon Bahçesi mutlaka görülecekler listenizde olsun.

Cakarta (Endonezya)

2. Dünya Savaşı’ndan sonra Endonezya’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle başkent olan Cakarta, 17 Ağustos’ta yerini Nusantara’ya devretti ve Nusantara resmen yeni başkent ilan edildi. Jalan Sudirman ve Jalan Thamrin caddelerinde yürüyüşe çıkın. Kukla gösterilerini izleyin. Şehir merkezindeki Merdeka Meydanı’ndaki 132 metre yüksekliğindeki Monas Kulesi’ne çıkarak şehir manzarasının tadını çıkarın. İstiklal Camisi, Endonezya Ulusal Müzesi, Ulusal Anıt, Cakarta Katedrali, Ancol Tema Parkı ve Wayang Müzesi görülmesi gereken diğer yerler arasında.

Nikaragua (Orta Amerika)

Tropik ormanlar, verimli vadiler, sarp ve engebeli sıradağlar, geniş ovalar, şelalaler ve yanardağlar… Orta Amerika’nın en büyük ülkesi olan Nikaragua, politik kargaşasına rağmen dünyanın en güzel coğrafyalarından biri. Granada’nın Arnavut kaldırımlı sokakları, Pasifik Kıyısı’nı süsleyen köyler ve 78 doğa rezervi onu gerçekten özel kılıyor. Özellikle Karayip Kıyısı açıklarındaki Mısır Adaları tek kelimeyle unutulmuş bir cennet. Nikaragua Gölü ise Orta Amerika’daki en büyük tatlı su gölü ve dünyanın nadir tatlı su köpek balıklarına yani Nikaragua köpekbalığına ev sahipliği yapıyor. Managua, Granada, Leon, San Juan del Sur, Masaya Volcano Milli Parkı, Mombacho Volcano, Laguna de Apoyo, Ojo de Agua, Cascada Santa Emilia Şelalesi, Granada Katedrali, Islets of Granada ve Las Isletas Adası görülmesi gereken yerler arasında.

Ekvador (Güney Amerika)

Geniş yağmur ormanları, yerel kültürler, milli parklar ve aktif volkanlar… Kolombiya ve Peru ile komşu olması kültürel zenginliğinin en önemli kanıtlarından. Galapagos Adaları da ülkenin sınırları içinde. Ekvador’un başkenti Quito’dan başlayan birçok özel tur var. Otawalo, Cuenca ve Riobamba şehirleri, Cotopaxi Milli Parkı, Cotopaxi Yanardağı, Sangay Milli Parkı, Papallacta köyü, Amazon’un kapısı olarak adlandırılan Banos de Agua Santa kasabası ile And Dağları’nın omurgası boyunca kazınmış jeolojik bir şaheser olan Avenida de los Volcanes yani Volkanlar Bulvarı ilginizi hayli çekecek. Yüksek ve görkemli volkanlarla kaplı Volkanların Bulvarı, Ekvador’daki And Dağları’nın, birçok volkanın birbirine yakın konumlandığı etkileyici bir doğal manzara sunuyor. Dilerseniz rehberli And Dağları ya da Pailon del Diablo şelalelerine turlar da yapılıyor.

Patagonya (Şili ve Arjantin)

Yarı kurak bir iklim, göz alabildiğine uzanan çalılık platolar ve ıssızlık… Patagonya, Şili ve Arjantin’in güneyinde, Arjantin’deki Rio Colorado ile Şili’deki Bio Bio nehirlerinin güneyi ile Macellan Boğazı’nın kuzeyi arasında kalan bir bölge. Kutuplardan sonra yeryüzünün en büyük buzul alanları Patagonya’nın Şili kısmında bulunuyor. Şili tarafındaki Torres del Paine Milli Parkı ile Arjantin tarafındaki Perito Moreno Buzulu turistlerin göz bebeği.

İzlanda

Bir yanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Thingvellir Ulusal Parkı, buzullar arasında yapılan tekne gezileri, krater gölleriyle nefes kesen bir doğa, aktif volkanlar, buzullar ve fiyortlar, diğer yanda İzlanda mutfağı, İzlanda edebiyatı ve Orta Çağ destanları… Ada ülkesi İzlanda, Avrupa’nın en seyrek nüfuslu ülkesi ama sahip olduğu doğal güzelliğiyle eşi benzeri yok. Ünlü yanardağ Eyjafjallajökull, buzulların içinden fışkıran Strokkur ve Geysir gayzerleri, Gullfoss Şelalesi, Kerid Krater Gölü gibi İzlanda’nın nefes kesici duraklarını kapsayan Golden Circle bölgesi, Blue Lagoon ile ‘Game of Thrones’ dizisinin bazı sahnelerine ev sahipliği yapan Vik kasabası Kuzey Kutup Dairesi’nin kuzeyinde yer alan İzlanda’da hayli ilginizi çekecek.

Manaus (Brezilya)

Amazon yağmur ormanlarının ortasındaki duruşu ve Amazon Nehri üzerindeki en önemli limanlardan biri oluşuyla adından söz ettiren Manaus, özellikle ekolojik alanlarıyla ünlü. 19’uncu yüzyıl sonlarında tüm yapım malzemeleri Avrupa’dan ithal edilip neo-klasik tarzda inşa edilen, 1871 yılında başlayıp 1914’e kadar süren Belle Epoque döneminin mimari şaheseri Amazon Theatre, Rio Negro ile Solimoes nehirlerinin çarpıştığı yerde suların muhteşem buluşması, Mercado Adolpho Lisboa Pazarı, sadece tekneyle ulaşılabilen, dar ve ünlü nehir plajı Praia da Lua, nefis şelaleler, Rio Negro Köprüsü, Amazon Müzesi, Rio Branco Sarayı ve etnik grupların dans gösterileri radarınızda olmalı.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.