AB’den Rusya’ya tahıl hamlesi: Gümrük vergilerini artıracak
AB liderlerinin geçen ayki AB-Türkiye ilişkilerini değerlendirdiği ve olumsuz tepkilerin verildiği günden bu yana AB'den Türkiye'ye son bir ayda dört ziyaret oldu. AB'nin Genişlemeden Sorumlu yetkilisi Varhelyi Ankara'daydı, konu vize kriziydi.
Avrupa Birliği’nin (AB) Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB’nin genişlemeden sorumlu yetkilisi Oliver Varhelyi’nin Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili olarak aylar önce hazırladığı 17 sayfalık raporunu ancak 18 Nisan’da ele alabilen AB liderleri Türkiye’nin hoşuna gitmeyecek sorunlara değinmişti. Bu sorunların başında da Kıbrıs meselesi geliyordu. AB ilişkilerin düzelmesi için Kıbrıs’ta barış görüşmelerinin tekrar başlaması ve ilerleme kaydedilmesinin önemli olduğu vurgulanmıştı. Avrupa iki kesimin federal bir yönetimle bağlı olduğu bir barış süreci istiyor.
Ancak Avrupa’nın son Kıbrıs raporunda Kıbrıs Türklerinin artık ambargo ve izolasyon koşullarında yaşamak istemedikleri belirtiliyordu. Kıbrıs Türkleri Kofi Annan’ın BM’ye önerdiği plana göre yapılan 2004 referandumunda olumlu yönde oy kullanmalarına rağmen cezalandırıldıklarını, Kıbrıs Rumlarının ise hayır oyu kullanmalarına rağmen AB’ye üye yapılıp ödüllendirildiklerini düşünüyor. Ankara BM’nin bölgeye temsilci atamasını memnuniyetle karşılamakla birlikte Kıbrıs sorununda öne çıkması gereken esas kavramların Kıbrıs Türklerinin Rumlarla hem egemenlik, hem de uluslararası alanda eşitlik olması gerektiğini, müzakerelerin ancak bu çerçevede başlayabileceğini söylüyor.
Dolayısıyla Türkiye raporunda özellikle Kıbrıs meselesine değinilmesi Ankara’nın hoşuna gitmedi. “Böyle bir zihniyet Kıbrıs sorununa veya diğer bölgesel ve küresel meselelere olumlu ve yapıcı bir katkı sunamaz” diyen Dışişleri Bakanlığı Türkiye’nin aday ülke olarak üyelik konusunda kararlılığını sürdürdüğünü belirtmekle beraber işbirliğinin “seçici bir anlayışa bazı alanlarla sınırlandırılmasına” tepki gösterdi. Şimdi bu tepkiden bir ay sonra Oliver Várhelyi Türkiye’ye geldi.
Aslında Varhelyi Türkiye’ye 22 Mayıs’ta geldi, ama Dışişleri Bakanı Hakan Fidan helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın cenazesine gitmişti. Dolayısıyla görüşmeler bugün başladı. Varhelyi yarın da Türkiye’de olacak. Bu Varhelyi’nin nisan ayında AB-Türkiye ilişkilerinin ele alındığı toplantının ardından Türkiye’ye dördüncü resmi ziyareti. Avrupa Komisyonu’nun haber sayfasında Varhelyi’nin bir ayda dört kez Türkiye’ye gelmesinin AB’nin Türkiye ile ortaklığa verdiği önemi gösterdiğini belirtiyor.
Varhelyi’nin bu son ziyaretinde görüştüğü üst düzey yetkililer Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat oldu.
Türkiye AB’ye üyelik görüşmelerine 2005 yılında başlasa da bu süreç yıllar içinde gerilemeye devam etti. Avrupa’nın son raporlarında Türkiye’nin hukuki ve insan hakları konusunda geriye gittiği, kadın ve LGBTİ+ bireylerin uğradığı şiddetin son yıllarda arttığı belirtiliyor. Ancak özellikle Avrupa’da devam eden savaş Türkiye’nin işbirliğine duyulan ihtiyacı artırıyor. Rusya çekilene kadar yürürlükte olan Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşmasında Ankara başarılı bir arabuluculuk faaliyeti yürütmüştü.
Ayrıca Avrupa’nın göç sorununda Türkiye de ara ülkelerden biri olarak kullanılıyor. 2015’te Suriye’den akın akın Avrupa’ya göçü önlemek için Avrupa Türkiye’ye belli miktarda fon sağlamıştı. AB’nin sitesinde Avrupa’nın 2011’den beri Türkiye’ye mülteciler için 10 milyar euro verdiği yazıyor. Bu fonun mültecilerin temek ihtiyaçları, eğitim, sağlık, istihdam ve sınır yönetimi için kullanılması için verildiği de belirtiliyor. Gerçi Avrupa’nın Türkiye’deki mültecilerle ilgili son raporu da yine Ankara’yı eleştirir şekildeydi.
Öte yandan Türkiye Gümrük Birliği ve vize konularında AB’den kolaylık bekliyor. Özellikle pandemi döneminden sonra Türkiye’ye vizelerin çok geç verilmesi, bazen hiç verilmemesi sorunu var. Örneğin Türk vatandaşlarının vize başvurularına verilen retlerin diğer ülke vatandaşlarıyla karşılaştırınca yüzde 16,5 gerilediği görülüyor. Halbuki vize başvurularında geçen yıl yüzde 30 artış yaşandı. Dolayısıyla her iki taraf da birbirine eleştirel yorumlar yapsa da ilişkileri tamamen koparmaya bu sebepler nedeniyle hazır değil.
Ticaret Bakanı Bolat, Varhelyi ile görüşmesinde “AB Komisyonu olarak üye ülkelere ve onların dış işlerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize başvuruları ve çok girişli ve uzun süreli vize almaları noktasında bir koordinasyon çalışması yürüttüklerini ve olumlu tavsiyede bulunduklarını ifade etti” dedi. Bolat bu tavsiyelerin AB’ye üye ülkelerin Türkiye’deki elçilik ve konsolosluklarındaki insan kaynağını ve donanımı artırmaları yönünde olduğunu belirtiyor.
Fidan ise Varhelyi ile görüşme sonrasında ortak basın toplantısında vize meselesinde iki aşamalı çalıştıklarını söyledi. Özellikle iş insanları ve öğrencilere vize kolaylığı sağlanması için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Fidan “Türkiye, sadece Avrupa Birliği için değil, parçası olacağı herhangi bir ittifakı inanılmaz derece güç ve değer katacak bir aktör” dedi.
Varhelyi ise Fidan ile ortak basın toplantısında Türkiye Yatırım Fonu’na 2,4 milyar euroluk doğrudan yatırımı amaçladıklarını söyledi.