Abdullah Öcalan, Devlet Bahçeli’nin teklifine ‘tamam’ dedi: Koşullar oluşursa…
Adalet Bakanlığı’nın Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü İzleme Kurulları 2023 Faaliyet Raporuna göre İmralı Cezaevi’nde hükümlü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın izlediği kanal sayısı biri radyo olmak üzere 15’e çıktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçen haftalarda Öcalan’a “Örgütü lağvet, TBMM’de DEM Parti grubunda konuş” dedi ve “Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın” çağrısını yaptı.
Bahçeli’nin bu çıkışının ardından Öcalan “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” mesajı paylaştı. Bunun üzerine DEM Parti Öcalan’ın inisiyatif alabileceği koşulların yaratılması gerektiğine vurgu yaptı.
Öcalan’ın İmralı Cezaevi’ndeki koşullarının ne olduğuna dair ise bir bilinmezlik söz konusu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü İzleme Kurulları 2023 Faaliyet Raporu Öcalan’ın bulunduğu İmralı Cezaevi’nin koşullarına dair bazı bilgileri içerdi.
Türkiye’deki ceza infaz kurumlarında incelemeler yaparak cezaevlerindeki bazı eksiklikler ve ihlalleri tespit eden İzleme Kurulları bu tespitler sonucunda cezaevlerinin yerine getirdiği ve getirmediği önerileri sıraladı. İnceleme yapılan cezaevleri arasında Öcalan’ın da bulunduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu da yer aldı.
Duvar’ın haberine göre raporda İmralı Cezaevi’ne ilişkin biri yerine getirilen, biri getirilmeyen iki öneri yer aldı. Yerine getirilen önerilerden biri İmralı Cezaevi’ndeki hükümlülerin izlediği televizyonlardaki kanal sayısına ilişkindi. Cezaevindeki televizyonlardaki kanal sayısının artırılması talebine ilişkin önerinin yerine getirildiğinin ifade edildiği raporda “Tüm hükümlüler 14 TV kanalı ve bir radyo kanalı olmak üzere toplam 15 kanal alan merkezi sistem yayınından yararlandırılmaktadır” dendi.
Yerine getirilmeyen öneri ise hükümlülere gelen mektup ve faksların cezaevine erişimine ilişkindi. Bu yöndeki talebin yerine getirilemediği kaydedilen raporda İmralı’nın bir ada cezaevi olmasına dikkat çekildi ve “Kurumun İmralı Adası’nda bulunmasından dolayı ulaşım sıkıntısı sebebiyle mektup ve faksların ulaştırılmasında aksaklıklar yaşanmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün İzleme Komisyonları tarafından hazırlanan raporu inceleyen Adalet Komisyonu üyesi CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer sağlık hakkından beslenmeye kadar cezaevlerinde pek çok hak ihlali yaşandığını ifade etti.
CHP’li Özer raporla ilgili şu bilgileri paylaştı: “151 izleme kurulu tarafından ceza infaz kurumu, hastane mahkum koğuşu, adliye nezarethanesi olmak üzere toplamda 403 ayrı yer 2 bin 119 kez ziyaret edildi. Bu ziyaretler sonucunda bin 268 rapor düzenlendi ve raporlarda hak ihlaline neden olan eksikliklerin yanı sıra personel ve fiziki koşulların yetersizliğiyle ilgili tespitler yapılarak 2 bin 357 öneride bulunuldu. Son 10 yıla baktığımızda en çok öneri 2023 yılında. 2009 yılından beri üç Yargı Reformu Strateji belgesi hazırlandı ve bu belgelerde özellikle cezaevlerinin koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili bir dizi hedef var. Ancak 2024 yılında bu hedeflerin hala tam olarak yerine getirilmediğinin itirafı hazırlanan bu rapordur.”
Cezaevlerinin bir kısmında doktor, psikolog, dişçi, sağlık personeli, diyetisyen, aşçı, sosyal hizmet uzmanı olmadığını belirten Özer “Bazı cezaevlerinde infaz ve koruma memuru eksiği var. Kapasitesi ve fiziki yapıdan kaynaklı sorunların yanı sıra ödenek yetersizliği nedeniyle kurumlarda bakım onarım sorunu hatta bazı kurumlarda yatak, klozet, kantin, temizlik malzemesi eksikliği bile var. Hasta hükümlü ve tutukluların sevkinde Jandarma personeli yetersizliği nedeniyle gecikmelerin yaşandığı da rapordaki notlar arasında” dedi.
Cezaevlerinde annelerinin yanında kalan bebeklerin ihtiyaçlarına da dikkat çeken Özer “Raporda çarpıcı olan diğer bir husus ise annelerin yanında kalan bebekler için şampuan, çocuk bezi gibi hijyen ve sağlık için önemli olan ürünlerin tedarikinin yapılamaması. Ayrıca bazı cezaevlerinde kadın tutuklu ve hükümlülere sağlık taraması yapılmıyor. Bu durum ciddi bir sağlık hakkı ihlalidir” ifadelerini kullandı.
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu için 19 milyar 277 milyonluk bütçe istendiğini belirten Özer “Böyle bir bütçe varken ‘ödenek yetersizliği’ gibi bir gerekçe kabul edilemez. Cezaevlerindeki hak ihlallerinin ya da fiziki yetersizlik nedeniyle yaşanan olumsuzlukların giderilememesi iktidarın politikası olsa gerek. Çünkü her sene bakanlığa bağlı kurulların binlerce tespitine, cezaevleriyle ilgili çalışmalar yapan STK’ların raporlarına rağmen hala sağlık, eğitim, haberleşme, beslenme haklarının ihlal edilmesi anlaşılır gibi değil. Adalet Bakanlığının yeni cezaevi yapmak yerine bir an önce yeterli bütçeyi hak ihlallerinin önlenmesi için ayırması gerekmektedir” diye konuştu.