Boşandığı eşini pompalı tüfekle öldürdü
Vaniköy'deki kaçak inşaatı yıkmak isteyen İBB ekiplerine bakanlık istemiyle polis izin vermedi. Gerilim ve yıkım devam ederken Bakanlık İstanbul İl Müdürü Batur İmamoğlu'na kendilerini gıptayla takip etmelerini söyledi.
İstanbul Boğazı’nın Anadolu kıyılarındaki Vaniköy son dönemde sırtlarındaki korunun ortasında kalan, ağaçlar arasında neredeyse görünmez haldeki binalarıyla gündemde. Çünkü bu cennetin içine inşa edilen binalar bir süre cehennemden farksızdı. Bu yaşananlar da Adnan Oktar’ın tutuklanmasıyla ortaya çıkmıştı.
Adnan Oktar burada yaşıyordu ve yeni binalar inşa ederek alanını genişletmişti. Baskın sırasında anlaşılacaktı ki burası adeta bir karargaha dönüştürülmüştü. Yine mahkemede ortaya çıktı ki burada genç kadınlara işkence yapılmış. Bu cehennem binaları bir imar suçunun da ürünü. İki binaya ek binalar yapılmış ve Adnan Oktar’la örgütü burada kendilerine korunaklı ve yeni bir alan yaratmıştı. Bu nasıl oldu da İstanbul’un ortasındayken bakanlığın ve belediyenin dikkatini çekmedi anlaşılamadı ama suç duyurusu yapılınca harekete geçildi.
Tabii bu sadece suç duyurusuyla yaşanmadı. Bir iddia vardı ve asıl sosyal medyayı ayağa kaldıran da buydu: Bu binaları Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonrası Batılı ülkelerin yaptırım uyguladığı Rusya kökenli zenginler listesinde bir numarada yer alan, Chelsea kulübünün eski sahibi ve savaşta birlikte Londra’dan ayrılıp zamanını Moskova-İstanbul-Tel Aviv arasında geçirmeye başlayan Roman Abramoviç satın almıştı.
Sık sık İstanbul’a geldiği bilinen Abramoviç’in Vaniköy’deki bu evleri alıp almadığı bilinmiyor ama buranın el değiştirdiği kesin. Gerçekten de tapu kayıtlarına bakınca bu binaların yakın zamanda el değiştirdiği, yeni sahibinin bir Rus şirketi olduğu görülüyor. Şirketin adı Pure Fueloil, kayıtlarda şirketin sahibi olarak da Boris Borisenko isimli bir Rus görünüyor.
Bunlar yaşanırken buradaki yeni inşaat da durduruldu. Çünkü 16 Ağustos’ta İBB suç duyurusu yaptı, inşaatı da mühürledi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da inceleme başlattı. Ayrıca bakanlık İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iki ayrı suç duyurusu yaptı. Bakanlık dün yıkım kararı alındığını duyurdu ve yıkıma da başladı. İBB araçları da aynı şekilde yıkım kararı sonrası korunun kapısına dayandı ancak burada anlaşmazlık yaşandı. Polis ekipleri belediyenin araçlarının koruya girmesini engelledi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Garip olan zaten yıkım programı olan yere bugün İBB sokulmuyor” dedi. Daha sonra İBB tarafından yapılan açıklamada CİMER’in ihbarı üzerine 16 Ağustos 2024 tarihinde mevzuatın gerektirdiği tüm işlemlerin yerine getirildiği vurgulanarak “Benzer CİMER ihbarı, 1 Temmuz 2024 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yapıldığı halde; Bakanlık konunun sosyal medyada gündeme geldiği 22 Ağustos tarihine kadar hiçbir adım atmadı. Bakanlık 52 gün boyunca susarken, İBB üzerine düşeni eksiksiz yaptı” dendi. İBB Boğaziçi İmar Şube Müdürü Elçin Karaoğlu da ”Burada alınmış olan bir tek yıkım kararı var, o da İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün aldığı yıkım kararıdır” dedi.
Kaçak yapı hakkında bilgi veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Ejder Batur alanda toplam yedi parça yapı bulunduğunu, bunlardan ikisinin iskanlı, beşininse iskansız olduğunu bildirdi.
Öte yandan Batur’la İmamoğlu arasında bugün de gerilim vardı. İmamoğlu’nun “Sosyal medya bakanlığı… Hüzünle izliyorum arkadaşları” sözlerini alıntılayan Batur “Hüzünle izlemeyin, üzülmeyin; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mızın çalışmalarını gıptayla takip edin. Bu arada oyuncak dediğiniz İstanbul Boğazı ekibinizin korumakla mükellef olduğu Dünya’nın incisi…” dedi.