İmamoğlu’nun ‘verdiği’ söylenen gemiyi Topbaş, Rize’ye satmış
Marmara'da batan Batuhan A'nın mürettebatından cansız bedeni bulunan Zeynep Kılınç'ın son mesajları ortaya çıktı ve sürekli korktuğunu anlattığı görüldü. Zeynep mesajlaşmalarında kaptan İrfan Çiğ'e artık bu işi yapmayacağını söylüyor.
Marmara Adası Badalan Limanı’ndan Gemlik Limanı’na gitmek üzere 1250 ton mermer tozu yüklenerek yola çıkan Batuhan A isimli gemi 15 Şubat sabahı 6.32’de acil durum sinyali vermiş, bir saat sonra gemiden sinyal kesilmişti. Gemideki mürettebat altı kişiden oluşuyordu ve bunlardan ilk olarak Zeynep Kılınç’ın cansız bedenine ulaşıldı. Kadının cesedinin 18 Şubat’ta kaptan köşkünde dümende bulunması pek çok soruyu beraberinde getirdi. Zeynep aşçıydı, gemi batarken dümende ne yapıyordu? Kaza sırasında gemi onun yönetiminde miydi?
Geminin nasıl battığı hâlâ bilinmiyor. Çünkü gemicilerden Hüseyin Tutuk’un çekip eşine gönderdiği ve sonradan ortaya çıkan bir videoda geminin 01.00 sularında su aldığı görülüyor. Ayrıca Hüseyin Tutuk geminin altı saattir su aldığını söylüyor ama acil durum sinyali sadece bir saat önce verilmiş.
Milliyet’ten Zeynep Dilara Akyürek’in haberine göre 33 yaşındaki Zeynep Kılınç üç yıldır bu gemide çalışıyordu. Gemi 53 yıllıktı ve yakınlarda Zonguldak’ta batan Kafkametler gemisi trajedisi nedeniyle korkuyordu Zeynep. Bunu da Kaptan İrfan Çiriğ’e anlatıyordu. İrfan Çiğ ve Zeynep Kılınç 2020 yılının ekim ayında Tuzla’daki uzun yol kaptanlığı kursunda tanışmıştı. Zeynep’in dalgın ve her işe koşturan hali hem İrfan Çiğ’in hem de diğer kaptanların dikkatini çekmişti. İrfan Çiğ ile dostluk kuran Zeynep belgesini alır almaz çalışmaya başlayacağını anlatmıştı. İrfan Kaptan da onu ‘Bak bizim masada her türlü gemi sektöründen kaptan abilerin var. Neden gelip bizimle sohbet etmiyorsun?’ diyerek arkadaşlarıyla tanıştırmıştı.
Zeynep’i “İçten bir ‘abi’ deyişi vardı, benim de hoşuma giderdi. Her zaman başı sıkışırsa destek olacağımı söylerdim” sözleriyle tanımlayan İrfan Kaptan Kafkametler’den sonra Zeynep’in korkusunun arttığını biliyordu. Bu yüzden ona “Çalıştığın gemi hava kötü olduğunda çıkmaya çalışırsa sahil güvenliği ara. Hatta beni ara. Ben de sahil güvenliği, liman başkanlığını ve savcılığı ararım” demişti. Nitekim Zeynep dört ay önce İrfan Kaptan’a korkusunu yazmış, o da ona “Sana tavsiyem, denize devam edeceksen eski gemilerden uzak dur. Zamanla kendine karada iş tut” demişti. Kafkametler’den etkilendiğini belirten Zeynep “Aynen. Abi duydum duyalı onu düşünüyorum. Bayağı etkilendim ya, yok ben bu işi kışın yapmayacağım. Yok, bu üçüncü kış oldu artık. Zaten kaç gündür düşünüyorum da kesin kararlıyım. Sağ salim yaşarsak öyle yapacağım” yanıtı vermişti.
16 Aralık 2023’te Zeynep ile İrfan Kaptan arasında yeni bir yazışma olmuştu:
Zeynep: Biz Gemlik’teyiz abi, berbat bir hava var. Bugün gece kalkacaktık, vazgeçtik.
Kaptan İrfan Çiriğ: Bu hava Gemlik’e vurmaz.
Zeynep: Yarına bakalım ama acayip soğuk.
Kaptan İrfan Çiriğ: İntihar olur. Şu an 40 mil esiyor. Sakın ha!
Zeynep: Evet, bayağı kötü.
“Kötü havaya meydan okur gibi çıkıyorlardı. Bunun kurbanı oldular. Beş bofor kuvvetinde havada liman başkanlığı size karışmaz. Ancak fırtınalı havalarda liman başkanlığı çıkışa izin vermez. Gemi aşırı yüklendiyse (overload), gemi seyrinde engel teşkil edecek teknik ve personel yetersizliği durumlarında liman başkanlığı seyir izni vermez. Bu gemi ise 50 yaşından büyük, zaten deforme olmuş durumda” diyen İrfan Kaptan Batuhan A’dan gelen acil durum sinyalini de değerlendirdi.
“Gemideki yağcı Ahmet gece 04.00 gibi kız arkadaşına mesaj atmış. Ambar kapakları üstündeki brandaların attığını, bunları tekrar ambar kapaklarının üstüne serip kamarasına geçtiğini yazmış” diyen İrfan Kaptan dahili hat seferi yapan gemilerin ambar kapaklarının sorunlu olduğunu, delikler bulunduğunu, bunun da bilinen bir gerçek olduğunu söyledi. Bu nedenle ambar kapaklarının üstüne branda serilip iple sabitlendiğini belirten İrfan Kaptan sinyalin gittiği ve kesildiği saati şöyle anlattı:
“Yani olaylar 06.32’de değil, daha önce başlıyor. Gemiler acil durumlarda sinyal gönderir, telsizden sesli olarak çevre gemilerden yardım istenir. Marmara Denizi’nde yoğun gemi trafiği var ve Marmara Denizi’nin güneyinde drift yapan, açıkta bekleyen birçok gemi olur. Telsizden çağrı yapılmış olsa belki de onlar bugün hayatta olabilirdi. Bir de batma, yangın gibi durumlarda pozisyon ve durum bildiren mesajlar var. Bu gemide tehlike sinyali gönderen DSC düğmesi dediğimiz kırmızı düğmeye basılır. Üç ya da beş saniyede sahil istasyonlarına geminin pozisyonunu ve durumunu bildirir. Zeynep bu düğmeye neden basmadı ya da basamadı bilmiyoruz. Bunlar çok ciddi soru işaretleri. Gemi altı ila yedi metre battıktan sonra deniz suyu basıncıyla su yüzeyine çıkan ve uydudan tehlike sinyali gönderen ‘epirp’ cihazı var. Bu cihaz da o durumda manuel olarak çalıştırabilirdi.”
Anne Nilüfer Kılınç da doğruluyor kızının korktuğunu: “Geminin eski olduğunu biz de biliyorduk, o da biliyordu. Gemi tamir de oldu, bakım da yapıldı. Böyle olacağını bilse durur muydu? Gelirdi kızım buraya. Kafkametler’in batışına çok üzülmüştü, korkmuştu. Orada ölenlerden biri de arkadaşıydı. ‘Anne, arkadaşımın cenazesi bulunamadı’ demişti.”