Merkez Bankası’ndan bankalara deprem talimatı
DEÜ’lü bir grup bilim insanı 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerdeki suyu inceledi. Prof. Dr. Azize Ayol deprem hareketliliği sürdüğü için bulanık ve çamurlu suya rastladıklarını söyledi ve ‘kesinlikle tüketilmemeli’ dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen deprem geniş bir coğrafyayı etkileyerek büyük yıkıma yol açtı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nden (DEÜ) bir grup bilim insanı geçen hafta bölgede inceleme yaptı. DEÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı, Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojisi Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. DEÜ olarak depremden hemen sonra tüm birimlerinin afet bölgesinde çalışmaya başladığını hatırlatan Prof. Dr. Ayol “Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü olarak su arıtma noktasında bölgenin acil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik Adıyaman, Malatya ve Hatay’da çalıştık. Su arıtma üniteleri kurduk. Toplam yedi su arıtma ünitemiz bölgede faaliyet gösteriyor” dedi.
Deprem sonrası afet bölgelerinde şebeke kırılmaları nedeniyle çok sayıda sorun oluştuğunu belirten Prof. Dr. Ayol “Mikrobiyal kirlenme gözlemledik. Bazı yerlerde deprem hareketliliği nedeniyle suyun çamurlu ve bulanık akması söz konusuydu. Depremden sonra su şebekelerinde onarım yapıldı. Hemen hemen onarım olmayan ilimiz yok. Oldukça önemli bir çalışmayla bakım ve onarım faaliyetleri yapıldı. Ancak bölgedeki depremlerin sürüyor olması nedeniyle zaman zaman şebekeden hala bulanık ve çamurlu su akabiliyor. Dolayısıyla bu suyun kullanılmaması, içilmemesi gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü içme suyunda bulanıklık oranının 5 NTU’nun üzerinde olmaması gerektiğini ve kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini söylüyor. Deprem aktifliğine bağlı olarak süregelen deprem nedeniyle bazı yerlerde 10 ile 50 arasında ölçümler yaptığımız oldu. Birkaç gün geçince tekrar yaptığımız ölçümlerde seviyenin normale düştüğünü de gördük” dedi.
TÜBİTAK destekli yürüttükleri projelerde yer altı suyu kalitesini de izlediklerini belirten Prof. Dr. Azize Ayol “Hemen hemen 11 ilimizde bu çalışmaları yürütüyoruz. Kaynak olarak belirlediğimiz kuyularda dönem dönem su numunesi alamıyoruz. Ya yer altı suyu çekilmiş ya da yer değiştirmiş oluyor. Bunlar kritik tespitler. Bilimsel sonuçlara ulaşabilmemiz için bu tespitlerin uzunca bir süre izlenmesi gerekiyor.”
Bölgede arıtma ünitelerine ihtiyaç bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ayol “Afet bölgelerinde bu sürecin ne kadar uzun süreceğini bilmiyoruz. Asrın felaketi dediğimiz bir durum söz konusu. Dolayısıyla o bölgelerde şebeke suyuna ya da sağlıklı suya erişim uzun süreç alacak. Su kullandığımız ürünler açısından kritik.
Bu nedenle devletimizin bize vermiş olduğu imkanları üniversite olarak kullanarak afet bölgesine su arıtma ünitelerimizi kurduk. Özellikle bebeklerin, çocukların, gençlerin ve daha yaşlı olan kişilerin kemik sağlığına zarar vermeyecek şekilde bir yapılanmaya gittik. Özel mineral takviyeli bir arıtma sistemi geliştirdik. Dolayısıyla sadece arıtma işlemini yapmıyoruz. Son işlem olarak çok iyi kalitede bir mineral takviyesi ile suyu zenginleştiriyoruz. Sayın Rektör, hocamız Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın destekleriyle bu çalışmaları yürüttük. Ancak bu su arıtma ünitelerinin ivedilikle kurulması gereken yerler var, alanlar var. Su arıtma sistemlerinin yaygınlaştırılmasını, afet bölgeleri özelinde gelecek planlamalarının yapılması gerektiğini düşünüyorum. Afetzedelerimiz emin olmadıkları, bulanık olan suyu tüketmesin” diye konuştu.