Ak Partili Başkan, ağır hasar alan konutların yeniden yapılmasını istiyor: Kaza yapacağız diye yola çıkmayalım mı?
Adana'da 6 Şubat’taki depremlerde yıkılan, 12 kişinin yaşamını yitirdiği Mete Apartmanı soruşturması kapsamında tutuklanan müteahhit ve inşaat mühendisinin ilk duruşmada adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Enkazda anne ve babasını kaybeden Avukat Meltem Çitken bu duruma tepki gösterdi.
6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli ilk depremde hasar gören, ikinci depremde de ön tarafı yıkılan, Adana’nın merkez Çukururova ilçesindeki Mete Apartmanı’nın enkazında 12 kişi hayatını kaybetti. Depremlerin ardından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yıkılan binaların yapımında sorumluluğu olanlar hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Mete Apartmanı’nın müteahhidi Muzaffer Mete ve inşaat mühendisi Atilla Tuğran gözaltına alındı. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklandı.
Olayla ilgili davanın ilk duruşması 21 Temmuz’da Adana 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanıklar Mete ve Tuğran’ın yanı sıra enkazda yakınlarını kaybeden mağdurlar katıldı. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda binanın karot örneğinin deprem dayanıklılık testini geçmediği ve deprem mevzuatına uygun yapılmadığı belirtildi. Savunmasında ailesiyle birlikte 2016’dan beri Mete Apartmanı’nda oturduklarını söyleyen Muzaffer Mete, “İnşaatın yapımına 1997’de başladık. Gerekli fen ve teknik kuralları uygulayarak binayı inşa ettik. Ben müteahhit olarak üzerime düşen yükümlülükleri yerine getirdim. O zaman Adana üçüncü deprem kuşağındaydı, sonrasında ikinci, ardından ise birinci deprem kuşağına alınmış. Biz apartmanı yaptığımızda Adana’nın deprem kuşağı farklıydı” ifadeleri kullandı.
Diğer sanık inşaat mühendisi Atilla Tuğran ise savunmasında binanın ön tarafında daha önceden kolon kesildiğini öne sürerek, “Kitapçının bulunduğu kısım göçmüş, diğer kısımlar ayakta kalmıştır. Kolon kesildiğine dair dosyada delil ve fotoğraflar bulunmaktadır. Hal bu olmasına rağmen bu hususta hiçbir inceleme yapılmamıştır. Binanın kolon kesilmeyen bölümü yıkılmamış ayakta kalmıştır. Bilirkişi raporu bu incelememekle birlikte Adalet Bakanlığı Bilirkişi kılavuz kitabında belirtilen usul ve esaslara aykırı şekilde rapor düzenlenmiş, bilirkişi heyeti usule uygun oluşturulmamıştır” dedi. Mahkeme heyeti ifadelerin ardından her iki sanığın da adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine ve davanın sonraki duruşmasının 28 Eylül’de görülmesine karar verdi.
Mete Apartmanı’nın enkazında annesi Filiz (56), babası Ramazan Çitken (64), anneannesi Seher Uğurlar (77) ve dedesi Mehmet Uğurlar’ı (91) kaybeden avukat Meltem Çitken (28), anne ve babasının ilk deprem sonrası apartmanda yaşayan dedesi ve anneannesini evden tahliye etmek için binaya girdiklerini, o sırada ikinci depremin yaşandığını belirterek, “Haberi aldıktan 15 dakika sonrasında enkazdaydım. Binanın yarısı yıkılmış, diğer yarısı ayakta duruyordu. Cenazelerimize 6’ncı günün sonunda ulaştık. Apartmanda hayatını kaybeden 12 kişi sadece bir sayıdan ibaret değil, onlar bizim canımız. Bu dava, Kahramanmaraş başta olmak üzere depremin yaşandığı bütün illerdeki davalara da emsal teşkil ediyor. Ancak ilk celsede, tahliye kararı verildi. Adalete güveniyoruz. Umarım sorumlular cezasını çeker. Tarif edilemez acılar yaşıyoruz. Enkaz alanına yaşamını kaybeden 12 canımız için 12 tane çiçek bıraktık” dedi.
Yakınlarını kaybeden mağdurların avukatı Rafet Demirağ ise “Sanıkların tahliye edilmesiyle birlikte, elimizde başka bir şüpheli ve sanık kalmadı. Bu tüm Türkiye’nin mağdur olduğu bir davadır. Tahliyelere itiraz edeceğiz” diye konuştu.