Dilan-Engin Polat hakkında beraat talebi: Savcı mütalaa değiştirdi
Dilan-Engin Polat çiftinin tutuklanmasının ardından sosyal medyada şaşalı yaşamlarıyla dikkat çeken fenomenler mercek altında. Bunlardan biri olan Şule Kayatürk'ün 16 villa, 28 daire, 1 helikopter, 173 iş yeri ve bir yatı olduğu iddia ediliyor. Bu lüks yaşantının kaynağı ise merak ediliyor.
Dilan-Engin Polat çiftinin gündeme oturmasının ardından gözler onlar gibi şaşaalı, gösteriş odaklı yaşam tarzlarıyla ön plana çıkan, sosyal medyada bir anda büyüyen ve kazandıkları paraların kaynağı belli olmayan ‘fenomen’lere çevrildi. “Şulemsi” adıyla tanınan Şule Kayatürk ve “yasince” olarak tanınan Yasin Kayatürk, “tayyargil” olarak bilinen Tayyar-Özlem Öz çifti, Aymira Koçaklı isimli kişilerin hepsinin “güzellik merkezi” işine girmiş olması dikkat çekiyor.
Gündeme gelen ilk isim ‘şulemsi’ mahlasıyla ön plana çıkan Şule Kayatürk ve eşi ‘yasince’ oldu. Kayatürklerin tespit edilebilen 16 villa, 28 daire, 1 helikopter, 173 iş yeri ve 1 yatı olduğu iddia ediliyor.
Muhafazakar kesime hitap eden Şule Kayatürk kendi giyim markasından tutun da güzellik salonlarına kadar pek çok işletmeye sahip. Kayatürk, geçen Ramazan’da alkole tövbe eden çalışanlarına altın dağıttığı videoyla dikkat çekmişti. Şule Kayatürk bir milyon takipçili Instagram hesabını, kendisiyle ilgili “bu gelirin kaynağı ne” sorusu gündeme gelince açık hesaptan gizli hesaba çevirdi.
Çift uzun yıllardır sosyal medyada. İlişkileri çok eskilere dayanan çift sosyal medyanın gözü önünde ‘birlikte büyüdük’ paylaşımlarıyla dikkat çekmiş, düğünlerinden çocuk sahibi olmalarına kadar her şeyi takipçilerine sunmuşlardı.
İddialar üzerine Şule Kayatürk gizlediği sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Ben her şeyimle dikkat ediyorum ticaretime. Olur da bir açığım varsa bilmeden, devletime kurban olsun” dedi.
“tayyargil” olarak bilinen Tayyar-Özlem Öz çifti de ‘sulemsi’ler gibi muhafazakar kesim üzerinden prim yapmaya çalışıyor. “Ortopedist” olan Tayyar Öz, kendi adına çıkardığı marka ile güzellik kremi, bal ve doğal tarhana gibi ürünler pazarlarken, sosyal medyada ürünleri hakkında yüzlerce şikayet var. Diğerleri gibi abartı hareketlerle gündem olmaya çalışıyorlar. Sosyal medyada çağrı yapan Özlem Öz, eşi Tayyar Öz’den bir ton altın istedi. Tayyar Öze da ona bir tepsi dolusu altın hediye etti.
Gündemde olan bir başka ikili de Bahar Candan-Nihal Candan kardeşler. Katıldıkları bir yarışma ile ünlenen ve sosyal medya hesabından yaptıkları paylaşımlarla gündem olmayı başaran ikili hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ortaya çıktı. Birgün’den Timur Soykan’ın yazısına göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan bir suç duyurusuna göre, Bahar ve Nihal Candan kardeşler “Sazan Sarmalı” yöntemiyle çok sayıda kişiyi dolandıran bir suç örgütünün mensubu. Suç duyurusunda Nihal Candan’ın çete liderinin sevgilisi olduğu, Bahar Candan ile birlikte örgütün gizli kasası oldukları iddia edildi.
Bu sosyal medya fenomenleri gündemdeyken Reklamcılar Derneği Türkiye Medya Yatırımları raporunu yayınlandı. Bu rapora göre Türkiye’de 170 bin kadar influencer olduğu tahmin ediliyor. Influencerlar 1 milyon 900 bin liraya kadar olan kazançları için gelir vergisi ödemiyor. Uzmanlar çoğu fenomenin kripto paralar aracılığıyla ödeme aldığını ve şahsi hesaplarına aktardığını ifade ediyor. Ekonomim’de yer alan habere göre; Reklamcılar Derneği’nin Türkiye Medya Yatırımları raporuna göre bu yılın ilk altı ayında influencer pazarlaması için şirketlerin yaptığı reklam yatırımları 1 milyar 709 milyon TL’ye ulaştı. Rakamlar bu alanda geçen yılın aynı dönemine göre 2,4 kat artışa işaret ediyor.
Reklamcılar Derneği influencer pazarlamanın 2022’den 2023’ün ilk yarısına dek yüzde 176 büyüme kaydettiğine işaret ediyor. Dijital medya alanında influencer pazarlamanın büyüme trendine devam ettiğini aktaran dernek markaların tüketiciye ulaşmak ve dikkat çekmek için bu alana daha fazla yatırım yaptığını söylüyor. Rapora göre geçen yıl markaların yüzde 35’i influencer pazarlaması için 2 milyon TL’den yüksek bir bütçe ayırdı. Markaların yüzde 18’inin pazarlama bütçesi 5 milyon TL’nin üzerinde oldu. Creatorden’in raporu Türkiye’de faaliyet gösteren 50 civarı global ve yerel şirketle yaptığı anket sonuçlarına dayanıyor.
Anket sonuçlarına göre geçen yıl influencer işbirlikleri için en fazla kullanılan platform yüzde 97,7 ile Instagram olurken bu platformu yüzde 48,8 ile YouTube ve yüzde 46,5 ile TikTok izledi. Ankete katılan pazarlama profesyonellerinin yüzde 21’i Twitch, yüzde 14’ü Facebook ve Spotify, yüzde 11,6’sı LinkedIn üzerinden de anlaşmalar yaptıklarını belirtti.
Creatorden’e göre influencerlar firmalarla yaptıkları anlaşmalar dahilinde en fazla paylaşım karşılığı ücret alırken satış komisyonu, ücretsiz ürün ya da indirim kodu alanlar da var. Ankete katılanların yüzde 82’si işbirliğinde ödeme yolu olarak paylaşım karşılığı ücreti tercih ettiğini belirtirken ücretsiz ürün/servis yüzde 38, satış komisyonu yüzde 13, indirim kodu yüzde 11’de kaldı. Katılımcıların yüzde 13’ü erişim, etkileşim ve izlenmeye dayalı performans bazlı ödeme de yaptığını belirtti.
Geçen yıldan itibaren sosyal medyada içerik üreten ve mobil uygulama geliştirenler için basit bir vergileme usulü getirildi.
26 Ekim 2021’de yürürlüğe giren 7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a göre 2022 itibarıyla bu işleri yapanlar, Türkiye’de kurulu bir bankada özel bir hesap açıyor ve banka bu hesaba yapılan ödemelerden yüzde 15 oranında stopaj kesintisi yapıyor.
Bu kapsamda elde edilen kazançların 2022 yılı için 880 bin lirası gelir vergisinden istisnaydı. Bu tutar 2023 yılında 1 milyon 900 bin liraya çıkarıldı.
Stopaj oranı yüzde 15 olarak sabit olup 2023 yılı için 1 milyon 900 bin TL’ye kadar değişmiyor. Ayrıca bu gelirler KDV’ye de tabi olmuyor. Ancak istisnadan faydalanmak için paranın açılan özel hesaba gelmesi şart.
DW Türkçe’den Pelin Ülker’e konuşan vergi uzmanı Nedim Türkmen kripto paralarla ödeme alındığında ya da transferwise, payoneer, stripe gibi uygulamalarla ile para bireysel hesaba çekildiğinde istisnadan faydalanılamadığına dikkat çekiyor.
Eylül 2022’de dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında Youtube, Facebook, Instagram, Bigo Live, Twitch, TikTok, Dlive ve Scorp mecraları üzerinden yapılan analizler sonucu 50 bin kişinin sosyal medya aracılığı ile elde ettiği gelirler üzerinden vergisel yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmediği tespit edildiğini duyurmuştu.