Şaka değil: İktidar şiddeti muhalefet liderini felç etti
Diyarbakır 3 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bir mahkuma işkence yapıldığı ortaya çıktı. Mahkum yedi dakika boyunca dövülmüş, kamera kaydı ise bulunamamış...
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Diyarbakır 3 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kötü muamele yasağının ihlal edildiği kararını verdi. Kararla Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan bir mahkûmun dövüldüğü, kurum koridorlarında çıplak ayakla yürütüldüğü, müşahede odasında yarım saati geçen bir süre boyunca elleri kelepçeli bekletildiği ortaya çıktı. 11 üye ihlal var oyu kullanırken iki üye karşı oy kullandı. Karşı oyların gerekçesi “söz konusu uygulamaların ölçülülük ilkesine uygun olduğu.”
Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan bir mahkum TİHEK’e işkence ve kötü muamele gördüğü başvurusu yaptı. Mahkum başvuru dilekçesinde telefon kulübesine gittiğinde görüş süresiyle ilgili sorun oluştuğunu, sorunu memurlara iletmeye çalıştığında memurun “Sürekli zile basmayın, zile basan kişiyi döveceğim” geri dönüşüyle karşılaştığını belirtti. Dilekçede karşılıklı konuşmaların ardından kaldığı koğuşa gittiğini, koğuşa gelen hazır kuvvet birimi tarafından dövüldüğünü ve kelepçelenerek süngerli odaya alındığını söyledi.
Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu mahkumun iddiasını reddetti. Kurum yazılı görüşünde mahkumun görevlilere agresif tavırla “Nasıl iş yapıyorsunuz, hiçbir şeyden anlamıyorsunuz, illa bağırmak mı lazım size” diye bağırdığını ileri sürdü. Görevli personelin mahkuma sakinleşmesi yönünde telkinde bulunduğunu ama mahkumun bağırmaya devam ettiğini ekledi. Bunun üzerine kurumun belirttiğine göre mahkuma ‘orantılı güç’ uygulandı. Mahkumunsa müşahede odasına götürülürken memurları tehdit ettiği ileri sürüldü.
T24’ten Selinay Bozkurt’un haberine göre; TİHEK Ceza İnfaz Kurumu hakkında yapılan başvuru sonucunda kurumdan olayın yaşandığı günün kamera kayıtlarını ve mahkumun dövülmesiyle ilgili raporu istedi. Sunulan görüntüler ve raporlar verilen kararda yer aldı.
Kararda olayların başlangıcı mahkumun kaldığı koğuşun kapısında görevlilerle konuşması olarak anlatıldı. Konuşmadan yaklaşık iki dakika sonra agresifleşmeye başlayan mahkumun arkadaşları tarafından sakinleştirildiği raporda yer aldı. Sonrasında koğuştaki sandalyelerden birinde çay içmeye başlayan mahkumun içeri giren personel tarafından dışarı çıkarıldığı belirtildi. Mahkumun öncelikle elleri sırtında tutularak çıplak ayakla kurum koridorlarında yürütüldüğü, konuşmak istediğinde de sırtında tutulan ellerine baskı uygulandığı için eğilmek zorunda bırakıldığı aktarıldı.
Kamera görüntülerinin ulaşılamadığı başmemurluk odasına götürülen mahkum bu odada kaldığı yedi dakika boyunca yere yatılarak coplarla dövüldüğünü söyledi. Müşahede odasında da yarım saati aşkın süre elleri kelepçeli bekletildiği kamera kayıtlarının ilerleyen kısımlarından anlaşıldı.
Mahkum uygulanan “fiziksel zor kullanılma iddiasına” dair başvurusunu iki gün sonra geri çekmeye çalıştı. Yapılan görüşmelerde ilk başvurusundan vazgeçmemesi halinde sevk işleminin yapılmayacağından endişelendiğini açıkladı.
Başvuru geri çekilmeyerek incelenmeye devam edildi. TİHEK tarafından incelenen başvuru sonucunda Ceza İnfaz Kurumu’nda mahkumun “fiziksel güç kullanımına, bedensel cezaya ve alçaltıcı nitelikte muameleye” maruz kaldığı anlaşıldı. Oy çokluğuyla kötü muamele yasağı ihlali olduğuna hükmedildi.
Kuruldan karara iki karşı oy çıktı. Gerekçe olarak “ceza infaz kurumlarında geçirilen sürecin ıslah edici ve etkin olabilmesinde disiplin ve güvenlik büyük önem arz etmektedir” dendi. Müdahalenin “gereksiz uzatılmadığı” ve “ölçülülük ilkesine uygun olduğu” yazıldı.
Özgürlük için Hukukçular Derneği’nin 2022 yılında yayınladığı rapora göre bu Ceza İnfaz Kurumu’nda başka kötü muamele ve işkence olayları da yaşandı. 2022 yılında sekiz mahkumun kötü muameleye ve işkenceye uğraması da raporda yer aldı.
Havalandırılmaya çıkarılan mahkumlara ters kelepçe takılıp uzun süre bekletildiği, ırkçı hakaretlere ve küfürlere maruz bırakıldığı raporda not edildi.
Derneğin yaptığı incelemede kötü muamele nedeniyle mahkumların vücutlarında ciddi manada yara, morluk ve kırıklar oluştuğu da gözlemlendi.