Kahramanmaraş depremleri The Guardian’da: Yıllardır süregelen kötü yönetim faciayı nasıl daha kötü hale getirdi
6 Şubat depreminde enkaz altındaki kızı Irmak Leyla Hançer’in (16) elini tutarken çekilen fotoğrafla hafızalara kazınan Mesut Hançer felaketin yıl dönümünde kızının mezarını ziyaret etti. Hançer “Ellerine sarıldım ama hiçbir çare bulamadık” dedi.
6 Şubat’ta peş peşe meydana gelen depremlerin sembolü haline bir fotoğraf hafızalardan kolay kolay çıkmayacak: Turuncu iş montu giymiş bir adam çöken binanın önünde oturmuş, enkazdan hafifçe çıkan bir eli tutuyor. Türkiye’de bu kareyi görüp tanımayacak, hatta anlatıldığında hatırlamayacak neredeyse kimse yok. Çünkü o fotoğraf 11 ili yıkan depremlerin sembollerinden biri.
Fotoğrafı AFP muhabiri Adem Altan çekti. Altan fotoğraf için “Daha önce çektiğim hiçbir fotoğrafla karşılaştıramam” diyor ve ekliyor: “Fotoğraf çok ilgi gördü evet. Ama mutlu olduğumu söyleyemem. Bu bir felaket.”
İşte o felaketin üzerinden tam bir yıl geçti. O fotoğraftaki baba Mesut Hançer ilk depreme çalıştığı fırında yakalanmıştı. Hemen Ebrar Siteleri’ne koştu. Gittiğinde koca sitenin yerinde sadece yıkım vardı. Hançer birbirine girmiş binaların enkazında kızı Irmak Leyla Hançer’i buldu. Yattağında hayatını kaybeden 16 yaşındaki Irmak’ın eli enkazdan dışarı çıkmıştı.
Baba Hançer bir geceliğine babaannesinde kalmaya giden ve depreme yatağında yakalanan kızı Irmak Leyla’nın elini tutarak cenazesinin çıkarılmasını bekledi. O sırada 41 yıllık foto muhabirinin kendisini fotoğrafladığını gördü, çekmeye devam etmesini söyledi.
Altan o anı daha önce şöyle anlatmıştı:
“‘Çocuğumun fotoğrafını çek’ diye seslendi. Sonra tuttuğu eli bıraktı ve bana çocuğunu gösterdi. Enkazın altında bir kişinin kafasını gördüm. Adını sordum. ‘Mesut Hançer’ dedi. Sonra çocuğunun adını sordum. Biraz uzaktaydı ve anlamakta güçlük çekiyordum. Kızının adının Irmak olduğunu söyledi.”
Fotoğrafçı Altan ertesi gün ne olduğunu merak etti ve tekrar harabeye döndü: “Ama onlara ne olduğunu merak ettim ve bu yüzden ertesi sabah baba ve kızın olduğu harabeye geri döndüm. Babaya ne olduğunu bilmiyorum. Ertesi gün geldiğimde o da yoktu, kızı da.”
Bir yıl sonra mezarının başında: Bir daha bırakamadık ki elini…
O baba depremden sonra eşi ve üç çocuğuyla Ankara’da yeni bir hayat kurdu. Acının yıl dönümünde ailesiyle Kahramanmaraş’a gelen baba ilk olarak Kapıçam Şehir Mezarlığı’na giderek kızı Irmak Leyla’nın kabrini ziyaret etti. Kızının mezarına karanfiller bırakan Hançer göz yaşlarına hakim olamadı.
Depremde kızıyla birlikte yedi yakınını kaybettiğini, Ankara’da TV 100’de çalıştığını belirten Mesut Hançer kaybettiği evladı için “Gidişi oldu gelişi olmadı bir daha. Biz de kendiyle beraber öldük işte. Biz de kendiyle beraber öldük yani. Hepsinin acısı farklı ama evladınki başkaymış. Öbürlerini bastırıyormuş yani anne, baba, abi kardeş acısını daha kötü bastırıyormuş. Hiçbir zaman çıkmadı, çıkmıyor da, hiçbir zaman da çıkmıyor acısı. İki-üç saat çocuğumun elini tutarak bekledim yani o şekilde. Ama bir daha da bırakamadık ki elini” dedi.
Çok kötüymüş evlat acısı
Her ne kadar Ankara’da yaşasa da sık sık Kahramanmaraş’a gelip kızının mezarını ziyaret ettiğini ifade eden Hançer “Babaannesinde kalıyordu işte, gezmeye gittiydi oraya. İki saatliğine gittiydi, gelmedi. Her şeyi yarım kaldı. Her şeyimiz bitti yani, her şeyimiz kayboldu, yok oldu. Fırından çıktık geldik bir ümitle ama ümitlerimizin hepsi yarım kaldı.
Geldiğimizde hep enkaz yığınıyla karşılaştık. Belden aşağısı enkazın altındaydı. Ellerinden öptüm, yanaklarından öptüm. İşte ellerine sarıldım, ellerini öptüm ama hiçbir çare bulamadık. Anında gitmiş, anında. Çok kötüymüş evlat acısı. Yani yüreğimizin başında ateş yanıyor daha da sönmedi, daha da sönmedi yani” dedi.