ABD ve İngiltere’den Husilerin ‘kalbine’ saldırı
Fatih Camii imamı Galip Usta ve öğrencisi Bilal Erdem'e bıçakla saldıran Ömer Salgın hakim karşısına çıktı: "İçimdeki o nefret ahir zamanın fitnesiyle patladı ve olan oldu. İmam dışında başka kimseye saldırmadım."
Ömer Salgın aslında Bursa’da yaşıyordu. İstanbul’da yeni sayılırdı. Geçen 8 Ocak’ta Fatih Camii’ne gitti. Kendi deyişiyle ‘üzerinde bir hal vardı’, ‘kendinde değildi’ ve ‘neden bu vaziyette diye bir kurtuluş arıyordu.’
Bir anda “Müslümanlar uyanın putları camilerden çıkarın” diye bağırmaya başlayınca imam Galip Usta devreye girdi ve adamı sessiz olması konusunda uyardı. Usta ise ‘sessiz olmak’ yerine imam Galip Usta ve öğrencisi Bilal Erdem’e bıçakla saldırdı.
Usta yaşananları şöyle anlatıyordu: “Akşam namazını kıldırdığım sırada delikanlı ayağa kalktı, ‘Ey Müslümanlar gaflet uykusundan uyanın. Putları camiden çıkarın’ diye bağırdı. Bazen namaz sonrasında sesler duyuluyor. Ben o sesi hatırlıyorum imam olduğum için hiçbir şey demedim. Müezzinlerden birinin ‘Müslümanlara laf söyleyeceğine İsrail’e laf söyle’ dediğini duydum. Ben hiçbir şey demedim. Boğazım kesildi, sesim kısıldı. Beni direkt öldürmeye teşebbüs etti. Allah korudu.”
Salgın derhal gözaltına alınarak tutuklandı. Bugün de İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Savunmasında “Bursa’dayken beş vakit namaz için camiye gidiyorum. Dinimi kitaplardan öğrendim. Camide kulağıma bazı şeyler çarpmaya başladı, kitaptakilerle imamların söylediği uyuşmuyordu. Kendi dünyamda bir tepki oluşmaya başladı. Camii değiştirmeye başladım, acaba burada bir sıkıntı mı var diye” deyip şöyle devam etti:
“Kendi içimde bir sıkıntı yaşamaya başladım. Dinimi öğrenmeye çalışırken büyük bir zaman harcadım. Bu sürecin sonuna doğru kendi mahallemdeki hocalarla tartışmaya başladım, küfürler çıkıyordu ağızlarından, sünnette hadiste olmayan şeyler söylüyorlardı. Bu beni ciddi sıkıntılara soktu. Kuran-ı baştan sona okudum, anladığımı düşünüyorum. Benim anladığım şu zamanda imamlar bizim dinimizde vasfedilen imamların görevini yapmıyor. Müslümanları dinden çıkarıp başka bir dine yönlendirmeye çalışıyorlar sanki. Ben bunu kabul etmiyorum. O dönem kendi dünyamda ciddi çalkantılar vardı. Bursa’da aradığımı bulamadım, Bursa’dan çıktım İstanbul’a geldim, belki ferahlarım diye.
Ne kadar gezdiğimi hatırlamıyorum. Üzerimde bir hal vardı, kendimde değildim. En son Fatih Camisi’nde Kuran okuyordum. Bir kurtuluş arıyordum neden bu vaziyetteyim diye. İmam kıyafetli birini gördüm akabinde odaya girdim, sonrasını pek hatırlamıyorum. İçimdeki o nefret, ahir zamanın fitnesiyle patladı ve olan oldu. İmam dışında başka kimseye saldırmadım.
Kimseden talimat almadım. 40 yaşına geldim, şimdiye kadar kimse doğru düzgün dinimi öğretmedi, 40 yaşından sonra Allah nasip etti, içimdeki bu nefreti bir yere yönlendirdim. Bütün taşlar yerine oturduğunda bu olay oldu. Vaziyetimden razıyım. Yüzde yüz aklım yerinde değildi sadece yaptığım fiili söylüyorum. Başka bir çare bulamadım, bir çığlık gibiydi. Müslümanların yaşadığı en zor zamanlar, Müslümanlar, Müslüman görünen insanların ihanetine uğruyor. Ben kaderime iman etmişim. Hayırlısı neyse o olacak.”
Mahkeme heyeti sanık Ömer Salgın’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet mütalaasını hazırlaması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.