15 Temmuz’dan sonra tutuklanıp geçen yıl tahliye edilen FETÖ firarisi yakalandı
Terör örgütü FETÖ'nün lideri Fethullah Gülen, Pensilvanya'da bir hastanede 83 yaşında öldü. Ölümü dünya basınında 'Erdoğan'ın eski müttefiki' ya da 'Erdoğan'ın bir numaralı düşmanı' gibi ifadelerle yer aldı. Kimi gazeteler onun İslam anlayışını övdü.
Yıllardır ABD’de yaşayan ve terör örgütü FETÖ’yü buradan yöneten Fethullah Gülen 83 yaşında öldü. Gülen’in ölümüyle ilgili söylentiler cuma gününden beri konuşuluyordu. Bu sabah FETÖ’nün yayın organı Herkül, Gülen’in öldüğünü doğrulamış oldu. Peki dünya basınında bu ölüm nasıl yankı buldu?
Kathimerini, Gülen’in ölümünü manşete çıkaran yabancı gazetelerden biri. Gülen’i de “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir numaralı düşmanı” olarak tanımlayarak başlamış habere. Kathimerini Gülen’in hayatını anlatırken “1959’da bir imam olarak göreve başladı ama zamanla etkileyici bir mekanizmaya ve etki ağına sahip hareket inşa etti” diye yazmış.
Haberin devamında Gülen’i tanıtırken “İslamcılığı Batılı fikir ve uygulamalarla birleştirdiğinden” bahseden gazete, Gülen’in “Müslümanların modern dünyaya entegre olurken özel yaşamında muhafazakâr yaşam tarzını korumaları gerektiğini düşündüğünü” de ekliyor. Bir de Gülen’in 1999’da söylediği “Fark ettirmeden sistemin can damarlarında iktidar merkezine kadar ilerlemeli, devlette gücü tamamen ele geçirene kadar sabretmelisiniz” şeklindeki sözlerine de yazıda yer verilmiş.
“Gülen’in bu sözleri ve elde ettiği gücün Kemalistlerce siyasete karışmak ve laik rejimin altını oymakla suçlanmasına neden olduğunu” da yazan gazete, yazıyı “Bu nedenle aynı yıl, o zamanlar iyi ilişkiler içinde olduğu Başbakan Ecevit’in ısrarıyla sağlık sorunlarını gerekçe göstererek Amerika’ya gitti” diye sürdürüyor. Kathimerini, FETÖ’nün Türkiye’de neyle suçlandığını da yazıyor. FETÖ’yü eleştirenlerin örgütü orduda, kolluk kuvvetlerinde ve kamuda yapılanmakla, güçlerini azınlıklar ve Kemalistler üstünde kullanmakla suçladığını yazan gazete, hemen ardına örgütün bu suçlamaları reddettiğini not düşüyor.
Gazete Fethullahçılara yönelik baskıların 2013’te başladığını ama darbe girişiminden sonra “kontrolden çıktığını” yazıyor. Yazı “2016’dan sonra bir milyonu aşkın kişi terörist olmakla suçlandı ve hayatları paramparça oldu” diye sürüyor. Kathimerini, Ankara’nın Gülen’i Amerika’dan iade etmek için her yolu denediğini de yazmış. Bunlar arasında Rahip Brunson’ın iki yıl Türkiye’de tutuklu kaldığı “rehine diplomasisi”ni ve Trump döneminin Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’e Gülen’in kaçırılmasına yardımcı olması için 15 milyon dolar teklif edildiği iddiası da var.
İngiliz haber ajansı Reuters’in Gülen’in ölümünü duyurduğu haberin başlığıysa “Darbe yapmakla suçlanan güçlü din adamı Gülen öldü.” Gülen’in “Türkiye ve ötesinde güçlü bir İslami hareket inşa ettiğini” yazan Reuters, yazının devamında “Gülen bir zamanlar Erdoğan’ın müttefikiydi ama araları dikkat çekici bir şekilde bozuldu. Erdoğan onu 2016’da yönetime başkaldıran askerlerin savaş uçaklarına, tanklara ve helikopterlere elkoyduğu darbe girişiminden sorumlu tuttu” diye yazdı.
Gülen’in 1999’dan beri “kendi isteğiyle” sürgünde yaşadığını yazan ajans ayrıca kurduğu “Hizmet” hareketinin “Batılı tarzda eğitimi, serbest piyasayı ve dinler arası iletişimi teşvik eden ılımlı bir İslam anlayışını yaymayı amaçladığını” yazdı. Gülen’in kurduğu öğrenci evlerinin sonraki yıllarda eğitim sektörüne, iş dünyasına, medyaya ve devlet kurumlarına kadar sızacağını yazan ajans, bu etkinin zaman içinde Türkiye sınırlarının da dışına, Orta Asya’daki Türk devletlerine, Balkanlara, Afrika’ya ve Batı’ya yayıldığını anlattı.
“Erdoğan’ın eski müttefiki” diye ara başlık yapan Reuters, iki taraf arasında artan gerilimin 2013 aralığında Erdoğan’a yakın bakanları ve yetkilileri hedef alan yolsuzluk soruşturmasının ortaya çıkmasıyla patlak verdiğini yazdı. Ajans bunun sebebinin soruşturmaları yapanların Hizmet hareketine bağlı savcı ve polisler olduğunun anlaşılması olduğunu da yazıyor. Hemen ertesi yıl Gülen hakkında tutuklama kararı çıkarıldığını ve iki yıl sonra da FETÖ terör örgütü olarak tanımlandığını da not düşüyor.
Katar merkezli haber kuruluşu El Cezire de Gülen’in ölümünü üst manşetlerden verdi. Ama onun başlığında Reuters’daki gibi “güçlü” ifadesi geçmiyordu. Haberin geri kalanında da Reuters’dan alınan içerik vardı. Abu Dabi merkezli The National da Gülen’in ölümünü “Sürgündeki Türk din adamı 83 yaşında öldü” diye verdi.
İngiliz yayın kuruluşu BBC ise Gülen’in “zaman zaman Türkiye’nin en güçlü ikinci adamı” olarak tanımlandığını yazdı. Gülen’in yükselişinin “ılımlı İslam” anlayışı sayesinde mümkün olduğunu yazan bir diğer yayın kuruluşu olan BBC, Gülen’in bir zamanlar Erdoğan’ın müttefiki olduğunu da not düştü.
Alman gazetesi Der Spiegel, “Erdoğan muhalifi Fethullah Gülen öldü” diye verdiği haberde Gülen’in Erdoğan’ın “başdüşmanı” olarak görüldüğünü yazdı.
Amerikan gazetesi Washington Post, Gülen’in ölümünü “Müslüman din adamı ve Erdoğan’ın hedefi Fethullah Gülen 83 yaşında öldü” diye verdi. Gazete Gülen mevzusunun ABD ile “kritik NATO müttefiki” arasındaki tansiyonu yükselttiğini söyleyerek “Oysa Ankara, Suriye’deki iç savaşı bitirmeye yardımcı olmak ve göçmen akınıyla başa çıkmak gerekliydi” diye belirtiyor.
FETÖ’yü evanjeliklerle kıyaslayan gazete, Gülen’in “evanjeliklerden farklı olarak girişimciliği ve zenginliği erdem olarak yücelttiğini” yazıyor. Gülen hakkında ayrıca “Hararetli bir konuşması değildi. Sessiz bir karizmaya sahip olan Gülen, ilerleyen yıllarda ormanlık alandaki evinde inzivaya çekildi” diye devam ediyor. Müritlerinin onu “Dalay Lama’nın Müslüman versiyonu” olarak gördüğünü de yazıyor gazete. Bu arada bazı eleştirmenlerin Erdoğan’ın başarısız darbe girişimini iktidarını sağlamlaştırmakla suçladığını da vurguluyor.
Bir diğer Amerikan gazetesi New York Times ise “Türk din adamı ve Erdoğan’ın rakibi Fethullah Gülen 83 yaşında öldü” diye yazdı.