Beton direğe çarpan araçtaki 4 genç öldü: Kaza kameraya yansıdı
Dört ay önce aracının ağaca çarpması sonucu ağır yaralanan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan'ın kazasına ilişkin takipsizlik kararı verildi. Kamuoyunun yakından takip ettiği dosyalara bakan Horasan karara itiraz etti.
İstanbul Başakşehir’de dört ay önce kullandığı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek ağaca çarpan ve ağır yaralanan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan’ın trafik kazasına ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Kamuoyunun yakından takip ettiği FETÖ davaları ve başka pek çok terör davasında görev alan Horasan aldığı tehditlerle ilgili hiçbir çalışma yapılmadığı, araca kaza öncesinde müdahale olup olmadığının ve kendisini takip eden bir araç olup olmadığının araştırılmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararının kaldırılması için itiraz etti.
Birçok FETÖ davası, Hrant Dink davası gibi kamuoyunun yakından takip ettiği dava dosyalarında mahkeme başkanı olarak görev yapan Ali İhsan Horasan 30 Eylül 2023’te trafik kazası geçirdi. Ali İhsan Horasan kullandığı 34 EP 4438 plakalı araçla Atatürk Bulvarı üzerinde Süleyman Demirel Bulvarı istikametinde seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetti, gidiş yolunun sağındaki kaldırım ve ağaca çarptı. Hastaneye kaldırılan Horasan bir dizi ameliyat ve dört aylık tedaviden sonra evine döndü.
Horasan’ın tedavisi sürerken kazaya ilişkin soruşturma da tamamlandı ve Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verildi. Kararda Ali İhsan Horasan’ın ifadesinde olay günü saat 18.40 sıralarında eşi ve oğlunu ikametine bıraktıktan sonra arkadaş ziyareti için İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Atatürk Bulvarından Süleyman Demirel Bulvarı istikametine gittiği esnada aracının arkasından rengini ve modelini hatırlamadığı bir aracın sağ şeride yakın vaziyette sol şeritten geldiğini, aracı ile sağ tarafa yanaşmak isterken kazanın meydana geldiğini söyledi.
Horasan savcılığa verdiği dilekçede de kaza anında elektrik kesintisi nedeniyle olayı gören kamera kayıtları olmadığını sonradan öğrendiğini söyledi ve yanından geçen siyah renkli hafif ticari araçla kaza anında yanından geçen başka araçların kendi aracına müdahalelerinin olup olmadığının ve kazaya sebebiyet verip vermediklerinin araştırılmasını talep etti.
Olayla ilgili tanık olarak ifadesi alınan traktör şoförü Nihat Kaynar olay günü kullandığı traktörle İSDÖK Sanayi arkasından çıkıp Atatürk Bulvarı’nda seyir halindeyken siyah renkli aracın yolun sağ tarafındaki ağaca çarptığını gördüğünü söyledi. Tanık seyir istikametinde başka araç olmadığını, kaza yapan aracın yanına gittiğinde aracın çevresinde veya üzerinde bu araca çarpmış olabilecek herhangi bir araç olmadığını, havanın aydınlık olduğunu ve şüpheli bir duruma rastlanmadığını söyledi. Muhammet Emin Çakır isimli başka bir tanık da ses duyup kafasını çevirdiğinde aracın ağaca çarptığını gördüğünü, bu araca çarpan başka araç olmadığını söyledi.
İSDÖK Sanayi Sitesi Yönetiminden olay yerini gösteren kamera kayıtlarının talep edildiği, ancak site yönetimi sistemsel arızadan dolayı kamera kayıtlarının olmadığını bildirdi. Arızanın ise kaza öncesinde başladığının tespit edildiği ileri sürüldü. Ayrıca olay günü saat 18.39 sıralarında İkitelli Organize Sanayi Bölgesini besleyen trafolardan birinde yüksek gerilim arızası sebebiyle 10 dakikalık elektrik kesintisi yaşandığı kaydedildi.
Dosyadaki başka bir kamera kaydında Horasan’ın aracının saat 18.37’de seyir halindeyken plakası kamera mesafesi ve açısı sebebiyle tespit edilemeyen siyah renkli bir araçla mağdurun aracının arasında 3-4 araçlık mesafe olduğu anlatıldı. Takipsizlik kararında Horasan’ın kullandığı aracın özelliklerinin yolun gerektirdiği şartlara uymaması nedeniyle aracın hakimiyetini kaybederek sağdaki kaldırım ve ağaca çarptığı, trafik kazasının meydana geldiği ve kazaya sebebiyet verecek şüpheli bir araca veya kusur atfedilebilecek bir şüpheliye rastlanmadığı ileri sürüldü.
Başkan Horasan avukatı aracılığıyla takipsizlik kararının kaldırılması için itirazda bulundu. Küçükçekmece Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere sunulan itiraz dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
– Müvekkilimiz İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin başkanı olup, uzun yıllardan bu yana başta FETÖ terör örgütü olmak üzere birçok terör örgütünün ve suç örgütlerinin yargılandığı davalarda ki mahkemelerde hakim ve başkan olarak bulunmuş olup ülkemizin menfaatlerini ve hukukun üstünlüğünü gözetmesi sonucu bu terör ve suç örgütlerinin odağı haline gelmiştir. Bu sebeple kendisine koruma tahsis edilmiş, müvekkilimiz silahlanmaya karşı olmasına rağmen görevi gereği silah edinmiştir.
– Müvekkilimiz en son bakmış olduğu suç örgütü davasında 2023 yılında mahkeme heyeti olarak aldıkları tehdit sonucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuşlardır. Ancak Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının vermiş olduğu takipsizlik kararı ve dosyası incelendiğinde müvekkilimizin almış olduğu tehditlere yönelik hiçbir çalışma yapılmadığı aşikardır.
Dilekçede kritik görevleri nedeniyle almış olduğu tehditler sonrasında resmi yoldan edindiği silahının olay günü ön yolcu koltuğunun üzerinde bulunan çantanın içerisinde olmasına rağmen tanık ifadesine göre silahın yola savrulmuş olduğunun söylendiği vurgulanarak Horasan’ın olay anında alkolsüz olduğu ve şoförlüğünü etkileyecek herhangi bir sağlık problemi olmadığına dikkat çekildi.
Dilekçede “Müvekkilimiz olay anını hatırlamamaktır. Kaldı ki yaklaşık dört aydır hastanede tedavi gördüğü göz önüne alındığında ne kadar büyük bir kazaya/suikasta uğradığı açık olup, olay anını hatırlamaması da gayet doğaldır. Bir kişinin tehdit algılamadığı müddetçe belindeki veya çantasındaki silahı çıkartmayacağı açıktır. Ancak olayda müvekkilimizin çantasında bulunan silah kapalı çantadan çıkarak savrulmuş vaziyette bulunmuştur. Bu olay anında müvekkilimizin tehdit unsuru algıladığına karinedir” ifadesi kullanıldı. Ayrıca araca ve aracın fren, gaz, direksiyon sistemlerine öncesinde veya kaza esnasında müdahale olup olmadığına yönelik incelemenin de yapılmadığı belirtildi.
İSDÖK Sanayi Sitesi yönetiminden kazadan üç gün sonra kamera kayıtlarının istendiği, yazının ne zaman site yönetimine ulaştığının muamma olduğu, savcı tarafından kazanın olduğu anda kamera kayıtlarının toplanmadığı hususunun soruşturmanın eksik yürütüldüğüne karine olduğu kaydedildi.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. ile yapılan yazışmalarda sadece kaza öncesi, anı ve sonrasına denk gelecek şekilde 10 dakikalık elektrik kesintisinin olduğuna da dikkat çekilen dilekçede kamera arızası ile elektrik kesintisi birlikte düşünüldüğünde durumun hayatın olağan akışına aykırı bir durum oluşturduğu açık olduğu vurgusu yapıldı
Öte yandan Horasan’ın kendisine yakın mesafede bir araçtan bahsettiği, bilirkişi raporunda da bir araçtan bahsedilmesine rağmen bu aracın tespit edilemediği belirtilerek olayda hayatın olağan akışına aykırı birçok şeyin gerçekleştiği, MOBESE kameraları olmak üzere takip eden bir araç olup olmadığının araştırılmamasının eksiklik olduğu ifade edildi.
Dilekçede “Her şeyden önemlisi ömrünü ülkesine vakfetmiş bir hakimin karıştığı olayla ilgili yeterli araştırma ve soruşturma yapılmadan, olayın basit bir kazadan mı ibaret olduğu yoksa düzenli olarak suç ve terör örgütlerinin odağında olan bir hakimine suikast girişimi mi olduğu aydınlatılmadan olayın müvekkilimizin kusurundan kaynaklanan bir kaza olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına kararı vermek müvekkilimizi derinden üzmüştür” dendi.