6 Şubat depremlerinde son resmi ölü sayısı: 53 bin 537
Depremin yıktığı Hatay'da enkaza dönen künefe dükkanları yeniden şehri eski kokusuna kavuşturmak için kollarını sıvadı. Prefabrik kentte açılan yeni künefe lokantasının sahibi Engin Dinç, yaşadıkları kötü olaylardan sonra ilk kez künefe yediği anı "Oh be dedim, yaşıyorum işte" sözleriyle anlatıyor.
Hatay, kadim kültürlere ve birçok milletten insana ev sahipliği yapması dolayısıyla Türkiye’nin en sevilen şehirlerinden biri. Ancak bu çok kültürlü kent, 6 Şubat’taki depremlerde en fazla hasar alan illerden biri oldu. Yeniden toparlanmaya çalışan kentin yaraları halen açık ancak vatandaşlar dükkanlarını açıyor ve Hatay’ı eski haline getirmeye çalışıyor.
Hatay’ın çok kültürlülüğünün bir başka önemli yansıması, bu şehrin Türkiye’nin dört bir yanında meşhur mutfağı. Bu mutfağın önemli parçalarından biri de elbette künefe.
Depremden önce kentte en az 30 tane künefeci varken deprem sonrası bu sayı oldukça düştü. Bir zamanlar künefe yemek için kapılarında sıraya girilen dükkanların çoğu moloz yığınlarıyla dolu. Ancak bu Hatay’ın yaşadığı ilk felaket değil. Kentin yaşadığı yıkımlar dünyadaki pek çok tarihçinin anlatımlarında da yer alıyor.
BBC Türkçe’den Gonca Tokyol’un haberine göre depremden sonra Hatay’da geriye kalan az sayıda künefe dükkânı kapılarını yeniden açmayı, buradaki yerel halkın yüzyıllardır yaptığı gibi hayatını yeniden kurmaya çalışan dirençli müşterilerine bir nebze de olsa normalliği yaşatmayı başarıyor.
Son depremlerden birkaç hafta sonra Hatay’da kurulan prefabrik çarşıda ağır hasarlı dükkanını yeniden açan künefe ustası Engin Dinç, “Eski yerimizden sonra burası biraz küçük kaldı. Yine de çok şirin. Buna sahip olduğumuz için şanslıyız. Belki de yeniden doğduğumuz yer olacak” diyor. Bu prefabrik kentteki Gözde Künefe’nin depremden önceki yeri zengin semtlerden birinde yer alıyordu.
Şimdi bu yeni dükkanda eşi Engin Dinç’in eşi Lamia da kollarını sıvayarak mutfağa girdi. Lamia Dinç, “Önce bana güvenmiyordu. Ama hayatta kalmak için yeni koşullara uyum sağlamamız gerektiğini çabucak anladı” diyor.
Mutfağa dönmek ve ilk künefe tepsisini ocağa sürmek, depremden sonra kendini yeniden “iyi” hissettiği ilk an olmuş Engin Dinç için. “Tadına baktım ve olanlardan sonra yediğim ilk künefe buydu” diye hatırlıyor: “Oh be dedim, yaşıyorum işte.”
Gözde Künefe’de ocakların üzerinde dönen künefeler cızır cızır kızarırken, tereyağı ve pekmez kokusu havayı dolduruyor. “Eski günlerdeki gibi kokuyor” diyor dışarıda oturan bir müşteri. Gözde Künefe’nin müşterilerinin çoğu artık güvenlik güçlerinden oluşuyor; insanların işini de yitirdiği, yardım ve bağışlara bağımlı olduğu şehirde künefe almaya gücü yetenler onlar.
Yine de, evlerinden eşya almak için geri dönen kent sakinleri de ziyarete geliyor ve künefe yiyebilmek onları “çok mutlu ediyor” diyor Dinç: “Depremden sonra şehri terk edenlerin künefemizi diğer bölgelerde daha da popüler hale getireceğine inanıyorum.”