MHP’nin Merih Demiral teklifinin kabul edildiğini AA yazdı, CHP yalanladı
Diyarbakır, Van ve Mardin’deki Kürtçe trafik uyarıları inatlaşmaya dönüştü. Belediyenin yazıp valiliğin sildirdiği yazılar bir kez daha yazılmıştı. Bugün valilik yazıları tekrar sildirdi. Yazıları sildiren genelge ise yargıya taşındı.
Diyarbakır, Van ve Mardin’de belediyeler geçen hafta yollardaki trafik uyarılarının yanına Kürtçelerini de ekledi. Ancak Hêdî (Yavaş) ve Pêşî Peya (Önce Yaya) yazıları Mardin’in Dargeçit ilçesinde, Diyarbakır’da ve Van’da valilik kararıyla Karayolları Bölge Müdürlüklerine sildirildi. Önce belediyelerin silinmesi istendi ama kabul edilmeyince Karayolları Bölge Müdürlüğü devreye girdi, Kürtçe uyarıların üstünü polis nezaretinde boyayla kapattı.
Başta DEM Parti olmak üzere yaşananlara siyasetten de tepki yağdı. Hatta AK Parti’nin içinden de itiraz yükseldi. AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu “Van ve Diyarbakır’daki Kürtçe uyarı yazılarının silinmesini doğru bulmuyorum. Bu yazılar trafikte dikkat çekmek amacıyla yazılmış olup yasa dışı değildir. Bu konuda gerekli adımların atılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Amacımız, bu tür olayların tekrarlanmamasını sağlamaktır” dedi.
Bir tepki de AK Parti’nin kurucularından eski bakan Hüseyin Çelik’ten geldi. Çelik “Kürtçe yazıların silinmesini cinnet hali olarak değerlendiriyorum. AK Parti bu icraatlarıyla her geçen gün Kürtlerle arasına duvar örmeye devam ediyor” dedi.
Valilikle belediye arasındaki yazı krizi sürerken silinen yazılar yeniden yazıldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi silinen yazıların aynısını 31 Temmuz’da yeniden ekledi. Ancak yazı inatlaşması burada bitmedi.
ANKA’nın aktardığına göre valilik yazıları bugün bir kez daha sildirdi.
Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir ise farklı dillerde kamusal hizmete erişim sağlanmasının Türkiye’deki yapısal ve anayasal mevzuat açısından problem teşkil etmediğini söyledi. Kürtçe trafik yazılarının 15 yıldır kullanıldığını aktaran Özdemir şunları söyledi: “5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 13’üncü maddesinde esasen belediyelerin hangi amaçla hangi görevle sorumluluklarla çalışacağı belirtilmiştir. Bu çalışmaları yürütürken de Kürtçe veya farklı bir dilde hizmet götüremeyeceğine dair yasaklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki 15 yıla yakın bir süredir Kürtçe uyarı işaretleri Diyarbakır ve bölge kentlerinde kullanılıyordu…”
Kürtçe yazıların silinmesine İçişleri Bakanlığı’nın 26 Temmuz’da yayımladığı genelgenin dayanak gösterildiğini ifade eden Özdemir şöyle devam etti: “İçişleri Bakanlığı’nın her ne kadar yayımladığı genelgeyle belli standartlarla uyulmadığı belirtilmişse de Kürtçe trafik yer işaretlerinin nicelik, nitelik, ebat kapsamında daha önce var olan Kürtçe trafik yer işaretleriyle aynı nitelikteler. Standart dışı olarak kabul ettiği hususun da esasında Kürtçe dilinin kullanımı olduğunu görmekteyiz. Kürtçeye yönelik tahammülsüzlüğün, kendi içinde Kürdün inkarını, Kürtçenin yok sayılmasını veya kamusal alanda kullanmasını engellemek noktasında belediyelere sorunlar yaratmaktadır.
Diyarbakır Barosu olarak İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinin iptali için Ankara 10’uncu İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Dosyanın incelemesi devam ediyor. Yakın bir zamanda buna ilişkin bir karar çıkmasını bekliyoruz.
Yazılıp silinip tekrar yazılması merkezde alınan kararın yerelde uygulanmasının hadisedir. Merkezi alanda alınan kararda Kürtçeye yönelik bir tahammülsüzlük var. Bu tahammülsüzlük ya politik mecra içinde giderilecek ya da hukuki açısında İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi iptal edilerek, valiliklerin silme işleminin yapılmasına engel olacak.”