Hayvanları korurken tacizci iftirasıyla linç edilip öldürülmüş
Diyarbakır'da muska yazıp fiş kesen sanığın ifadesi ortaya çıktı. Audi ve Tiguan marka iki aracı olan şeyh kimseden para almadığını savundu. İddianame ise şeyhin tekke ve zaviyeler kanuna muhalefetten altı ay hapsini istiyor.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde çevresi yüksek duvarlı ve dikenli tellerle çevrili avlulu bir eve her gün çok sayıda insan gidiyordu. Ev güvenlik kameralarıyla donatılmıştı ve insanların girebilmek için randevu alması gerekiyordu. Özellikle kadınlar müdavimi olduğu evde 250 ile 500 lira arasında değişen ücretler ödüyordu ve karşılığında fiş de alınıyordu. Evde alınan hizmetse muskaydı.
Sözcü’den Özgür Cebe’ye göre olay basında yer alınca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı re’sen soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında A.A. adlı biri gözaltına alındı ve adli kontrolle serbest bırakıldı.
Şimdi 58 yaşındaki A.A. “Tekke ve zaviyelerle türbeleri seddine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ilgasına dair kanuna muhalefet” suçundan açılan davada yargılanıyor ve mal varlığı dikkat çekici: Şeyh A.A.’nın adına kayıtlı biri Audi, diğeri Tiguan iki adet lüks jeep var. A.A. bu araçlardan birini kendisinin, diğerini oğlunun kullandığını söylüyor.
İddianamede söz konusu evde yapılan aramanın detayları var. Aramada “96 adet jelâtine sarılmış ve bir adet de kâğıda sarılmış Arapça yazılar içeren muskalar, 23 adet de dua hazırlamada kullanıldığı belirlenen kurşun, yine ipe sarılı halde 3’lü muska, 4 adet Arapça yazılı kaşe, 30 adet sıra fişi olarak kullanılan kâğıtlar, çok sayıda halka, bir adet görüntü kayıt cihazının ele geçirilmiş” ve sanığın telefonuna da imajı alınmak üzere el konmuş.
İddianamede şeyhin savunmasına da yer veriliyor. Şeyh Kötekan Dergâhı’na bağlı olduğunu, ailesinin Ehlibeyt soyundan geldiğini söylüyor. Anlattığına göre ev bir dergah ve kendisine ait. Kendisi ve ailesi seyit, yani peygamber soyundan geliyorlar. Dergaha bağlı insanlar bu eve geliyor, zikir çekip sohbet ediyor. Sıkıntılarını şeyhe anlatan insanlara o da dua ediyordu ve istek üzerine dua da yazıyor. Bunlar okumaları gereken dualar.
Yine savunmasına göre şeyh hiç para talep etmiyor, ücret de almıyor. Para vermek isteyenler olduğunda ise reddediyor. Hakkındaki haberler tamamen asılsız; ne büyü yapmış ne de muska. Evde bulunan malzeme de dua yazmak için kullandığı materyal. Bir kısmı da zikir esnasında çalınan müzik aletlerinin parçası.
Sanığın avukatı da müvekkiline itibar suikastı yapıldığını savunuyor: “Toplumun dini duyguları olduğundan bazı şahsiyetlerde bu duyguları temsil ettiklerinden dolayı müvekkilin ailesi de seyit oldukları için toplumda itibarları söz konusudur. Müvekkilimin çevresinde saygınlığı vardır. Kendisine itibar suikastı yapılmaktadır.”
İddianamede ise sanığın suçu şöyle anlatılmış: “sanığın görüntü kayıtları, dergâh olarak kullandığı evdeki aramada ele geçirilen malzemeler dikkate alındığında, sanığın 677 sayılı kanuna muhalefet suçunu işlediği ve aynı kanunun 1. maddesinin 2. fıkrasındaki “Alelümum tarikatlarla şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadıyla nüshacılık gibi unvan ve sıfatların istimaliyle bu unvan ve sıfatlara ait hizmet ifa ve kisve iktisası memnudur” hükmünü ihlal…”
Bu suçu işlediği için de altı ay hapisle cezalandırılması, ikametinde ele geçen malzemelerin de adli emanette delil olarak saklanması isteniyor.