325 euroluk çalışan anne desteğine iki günde rekor başvuru
Aslıhan Sinem Çiçek 18 yaşındaydı. İzmir polisi onu otoyol kenarında üstü başı kan içinde buldu. Bilinci kapanan Aslıhan hastanede öldü. Süreçte tanıklar ve deliller ortaya çıktı ama dosya cinayet davası değildi. Nihayet dün bir ümit ışığı belirdi.
İki yıl önce 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bir ihbar düştü. Telefondaki ses İzmir’dendi. Otoyolda Bornova Çiğli yönüne giderken Bayraklı Tünelleri çıkışında sağda genç bir kız olduğunu söylüyor, sağlıklı görünmediği anlatıyordu. Ayrıca kızın araçların önüne atladığını bildiriyordu. O ses telefonu kapattı, polisler verilen adrese gitti. İhbar gerçekti, bir kız ormanda yerde yatıyordu, üstünde kan izleri vardı, pantolonunun ön düğmesi ve fermuarı açıktı. Polisleri görünce birinin kendisine tecavüz etmeye çalıştığını söyledi, sonra da bilinci kapandı.
Kızın yanında park halinde bir de motosiklet vardı. Araca trafik polisleri elkoydu, incelemeye aldı. O arada ortaya 28 yaşındaki Burak Kaya çıktı. Kızın başında ambulans bekleyen polislerin yanına gitti. Onun da kollarında ve yüzünde kan izleri vardı, motosiklet onundu. İfadesine göre benzini biten motosikletini oraya park etmişti. Genç kızı görünce yardım etmek istemiş, ama kız ona saldırmış, kolundan yaralamıştı. Polisler Burak Kaya’nın üstünü aradı, cebinden genç kıza ait telefon çıktı. Motosikletinde de 30 santim uzunluğunda bir bıçak ve kanlı bir yeşil mont vardı. Bunlar olurken polise ihbar geldi.
İhbarcı Serdar Çiçek telaşla karakola gitmiş, kızının evden iş görüşmesine gitmek için çıktığını, dönmediğini anlatıyordu. Polisler araştırdı, ormanda buldukları Serdar Çiçek’in kızıydı: Aslıhan Sinem Çiçek, 18 yaşındaydı.
Aslıhan hastaneye kaldırılmıştı ama durumu iyi değildi. Babası yanına gitti, Burak Kaya hala gözaltındaydı. Aslıhan ertesi gün öldü, Burak Kaya tutuklandı. Aslıhan’ın telefonu neden Burak Kaya’nın üstündeydi bilinmiyor, ama o Aslıhan’ın ölümü nedeniyle değil gasp suçlamasıyla tutuklandı, sonra adli tıp raporu da geldi.
Buna göre Aslıhan uyuşturucu kullanmış ya da birileri ona zorla uyuşturucu vermişti. Sürüntü örneklerinde sperm hücresi yoktu. Ölüm raporunda “Kişinin ölümünün uyarıcı madde zehirlenmesi sonucu meydana gelmiş olduğu oy birliği ile mütalaa olunur” dendi. Burak Kaya’nın da adli tıp raporu çıktı ve onun da hem kanında, hem idrarında uyuşturucu madde tespit edildi. Burak 27 Ekim’de savcının istemiyle yurtdışı çıkış yasağı konarak tahliye edildi.
Soruşturma devam ediyordu ve Aslıhan’ın en son beyaz bir hafif ticari araca bindiği öğrenildi. Aracın izi sürüldü ve Cem A.’ya ulaşıldı. Cem A. operasyonla yakalandı. ‘Nitelikli cinsel saldırı’ suçlamasıyla adliyeye sevk edildi, o da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ayağına elektronik kelepçe takılan Cem A.’ya konutu terk etmeme ve yurtdışına çıkış yasağı kondu. Mahkeme soruşturmada gözaltına alınan Cem A.’nın kuzeni Diyar A.’yı da adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
Kimsenin tutuklu yargılanmadığı olayla ilgili iddianame hazırlandı, mahkeme kabul etti. Cem A. için ‘Nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 19 yıla, Burak Kaya için ise ‘Yağma’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. İkisi için de ‘Olası kastla öldürme’ suçundan ise kovuşturmaya yer yok kararı verildi.
Davanın 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki altıncı duruşmasında tanıklar Cem A.’nın Aslıhan Sinem Çiçek’e uyuşturucu verip onu dövdüğünü anlattı. Sanıklar duruşmaya katılmadı, Burak Kaya zaten başka bir suçtan yeniden hapisteydi. Aslıhan’ın annesi Remziye Çiçek ve babası Serdar Çiçek ise oradaydılar.
Heyet değişikliği nedeniyle eski zabıtlar okundu. Mahkeme başkanı Aslıhan’ın ailesinin kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuruya yanıt geldiğini belirtti. Reddedilmişti.
Aslıhan Sinem Çiçek’in ailesinin avukatı Kubilay Büber Adalet Bakanlığı’nın kararının yüzeysel olduğunu savundu. Çünkü kararın gerekçesinde davanın halen İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğü belirtiliyordu. Ancak Avukat Büber’in buna yanıtı vardı:
“Mahkemenizde görülmekte olan davanın ‘cinsel istismar, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma’ iddiasıyla açılan davaya ilişkin olduğunu, bizim iddiamızın Aslıhan Sinem’in ölümüne ilişkin olduğunu özellikle vurguladık. Adalet Bakanlığı’nın kararından sonra yeniden başvuruda bulunduk. Bu kararın yeniden gözden geçirilmesini istedik.”
Yani davanın cinayetten açılmasını istiyordu aile. Ama öyle olmadı, baba Serdar Çiçek’in isyanı da bunaydı:
“Her şey dosyada mevcut. Kızımın Cem’in evinden çıkışı, caddeye gidişi ve olayda Cem’in sorumluluğu dosyadaki delillerle sabittir. Dolayısıyla kızım toprağın altında, Cem’in ise dışarıda olmasını kabullenemiyorum. Cezalandırılmasını istiyorum. Şikayetim devam etmektedir.”
Aslıhan’ın annesi Remziye Çiçek de karşı tarafın kendilerine hem para, hem de kızlarının yerine başka bir kız vermek istediklerini savundu. Remziye Çiçek “Bunlar suçlu oldukları için bize para teklif ediyor. Kız teklif ediyorlar. Bu hususların göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz” dedi.
Duruşma savcısı “Her ne kadar dosyada verilen takipsizlik kararı kesinleşmiş ve kanun yararına bozma yoluna gidilmemiş ise de yargılama aşamasında önceki celsede ifade veren tanıkların beyanları karşısında yeni kanıt ortaya çıktığı değerlendirilerek takipsizlik kararının kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur” dedi. Yani savcı Cem A. için yeniden cinayet suçlaması yöneltiyordu.
Sanık Cem A.’nın avukatı ise mütalaaya katılmadıklarını belirterek “Dava müvekkilimle ilgili olarak cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya ilişkindir. Dolayısıyla iddia makamının talebine ilişkin yeni işlemler yapılması cihetine gidilmesi halinde yargılama gereksiz uzayacaktır. Müvekkilimin üzerine atılı suçları işlemediği inancındayız. Deliller toplanmıştır. Kaldı ki mahkemenizdeki duruşmada ifade veren tanığın yönlendirilerek ifade verdiği de sonraki duruşmalarda ortaya konmuştur. Dolayısıyla bu kanıtlarla yeniden soruşturmanın başlatılması doğru olmayacaktır. Müvekkilin beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Remziye Çiçek’in iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Cem A.’nın avukatı ayrıca “Müvekkilimin maddi durumu iyidir, ama herhangi bir şekilde para veya kız teklifi doğru değildir” dedi.
Söz alan Aslıhan Sinem Çiçek’in babası Serdar Çiçek de sanık avukatına hitaben “Terbiyesiz. Doğru söyle satılmış” diye bağırıp tepki gösterince ortam gerildi. Sanık avukatı bu sözlerin tutanağa geçirilmesini istedi.
Bu kavgaların ardından mahkeme başkanı ara kararını açıkladı. Mahkeme başkanı CMK’nın 173/6 maddesi uyarınca kamu davasının açılmasına yer olmadığına dair kararın yeniden ele alınarak gerekirse sulh cezaya müracaatla bulunulmasına karar verdi.
Mahkeme başkanı ayrıca tanıkların ifadeleri ışığında sanık Cem A. hakkında Aslıhan Sinem Çiçek’in ölümüne ilişkin de soruşturma başlatılması, dava açılmasının değerlendirilmesi durumunda mahkemeleri birleştirme istemli dava açılması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına hükmetti. Yani Adalet Bakanlığı’nın red kararına rağmen şimdi Aslıhan Sinem Çiçek ile ilgili dava cinayet davasına dönüşebilecek.