ABD’deki gizli belge krizinde bugün: Teixeira’nın hâlâ istihbaratlara erişimi olabilir
Pentagon'un Türkiye tarafından uygulanan Montrö’nün 19. madde uygulamasının değişmesini ima eden sözlerini 10Haber'e değerlendiren Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz “Doğrudan egemenliğimize müdahale” dedi.
ABD Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Savunma Bakanlığı Müsteşarı Celeste Wallander Washington-Kiev hattındaki görüşmelerle ilgili basın toplantısı düzenlemişti. Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili konuşan Wallander bir basın mensubunun İngiltere’nin Ukrayna’ya göndermek istediği mayın avlama gemilerinin İstanbul Boğazı’ndan geçişine Türkiye’nin Montrö anlaşmaları uyarınca izin vermemesiyle ilgili soruya yanıt verdi.
“ABD veya müttefikleri mayın tarama gemisi gibi şeyler göndermeye çalışırsa bunun sorun olmaya devam edip etmeyeceği konusunda fikriniz var mı diye merak ediyordum” sorusuna yanıt veren Wallander Rusya-Ukrayna savaşı sonrası 24 Şubat 2022’den bu yana yürürlükte olan Montrö’nün 19. madde uygulamasına atıf yaparak söz konusu maddenin değişmesi gerektiğini ima etti.
Wallander “Türkiye’nin içinde bulunduğu çatışma durumundan uzaklaşabileceğimiz koşullar üzerinde ve Türkiye’nin bir nevi koruyucusu olarak Türkiye de dahil olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle çalışmak istiyoruz” dedi.
Wallander ‘Karadeniz’i ticari gemi taşımacılığına tamamen yeniden açabileceğimiz müsamahakar bir ortam yaratılabileceğini’ dile getirdi.
Wallander’ın açıklamasını 10Haber’e değerlendiren Amiral Cem Gürdeniz 19. madde uygulamasına karışmanın doğrudan egemenliğimize müdahale anlamına geldiğine dikkat çekti.
TBMM’deki İsveç kararına dikkat çeken Gürdeniz “Bu konjonktürde ABD Savunma Bakan Yardımcısının konuşması pek de sürpriz sayılmamalı. Neocon emperyalizmi sınır tanımıyor. Türkiye’nin verdiği her tavizden sonra daha çoğunu isteyecektir” dedi.
Gürdeniz’in açıklaması şöyle:
“ABD Savunma Bakan Yardımcısı Bayan Celeste Wallender dünkü basın toplantısında Ankara’nın 24 Şubat 2022’den bu yana yürürlükte olan Montrö’nün 19.madde uygulamasını değiştirmesini ve boğazları NATO savaş gemilerine açacak şekilde yorumlamasını istemiş ve özellikle Türkiye ile bu konuda çalışmak istediğini söylemiş. Montrö Sözleşmesinin ve Türk Boğazlarının sahibi bir devlet olarak Montrö uygulamalarına karışmak egemenliğimize doğrudan müdahale sayılır. ABD Karadeniz’de NATO genişlemesi nedeniyle başlamasına neden olduğu savaşı durdurmak yerine Rusya’yı kışkırtmaya devam etmek istiyor. Türkiye bu konuda asla hata yapmamalıdır. Diğer yandan ABD çöküşün ve karmaşanın içindeki bir devlet olarak Lozan ve Montrö’ye taraf olmadığı halde bu cüreti nerden alıyor, ona bakmak gerekir. Daha dün İsveç’in NATO üyeliği iktidar ve ana muhalefet ile tam kadro mecliste onaylandığı bir konjonktürde ABD Savunma Bakan Yardımcısının konuşması pek de sürpriz sayılmamalı. Neocon emperyalizmi sınır tanımıyor. Türkiye’nin verdiği her tavizden sonra daha çoğunu isteyecektir.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin Lozan Antlaşmasının ardından en büyük ikinci zaferi olarak bilinen Montrö Boğazlar Sözleşmesi 1936 yılında imzalandı ve Türkiye’ye İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerinde kontrol ve savaş geçişini düzenleme hakkı verdi.
Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının nişanelerinden bir olan Montrö, ABD’nin ve bazı batılı ülkelerin en rahatsız olduğu anlaşma olarak biliniyor. Daha önce Montrö’nün delinebileceği iddiaları sonrası 104 emekli amiral bir duyuru yayınlamış, Montrö’nün önemine vurgu yapmışlardı. Bunun hemen ertesinde de Rusya Ukrayna arasında yaşanan savaş sonrası Montrö Sözleşmesi sayesinde Türkiye boğazların güvenliğini sağlayabilmişti.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19. maddesi uyarınca boğazlar savaşan tarafların (Rusya ve Ukrayna) savaş gemilerine kapatılıyor. Bu kapsamda İngiltere tarafından Ukrayna’ya hibe edilen mayın tarama gemilerinin Türk boğazlarından Karadeniz’e geçişine izin verilmemişti.