Savcılık Sinan Ateş suikasti soruşturmasında 22 kişinin dosyasını ayırdı
Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden olan 7 Haziran 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan 10 Ekim Katliamı'nın üzerinden sekiz yıl geçti. Katliamdan sorumlu olduğu düşünülen 19 kişi ceza aldı fakat yargılama firari sanıklar üzerinden hala sürüyor.
IŞİD’in,10 Ekim 2015’de Ankara’da düzenlenen ‘Emek, Demokrasi, Barış’ mitingine yönelik canlı bomba saldırısının üzerinden 8 yıl geçti. Katliamda 103 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi yaralandı.
IŞİD’in Gaziantep hücresinden iki canlı bombanın düzenlediği saldırı, Cumhuriyet tarihindeki en kanlı saldırılarındandı. Saldırıyı gerçekleştirmek için Gaziantep’ten yola çıkan Yunus Emre Alagöz ile kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu olduğu söylenen ikinci terörist, Ankara’ya Gölbaşı ilçesinden giriş yapmıştı.
Yunus Emre Alagöz, aynı yılında Temmuz ayında Suruç’ta 33 gencin ölümüne neden olan saldırının faili Abdurrahman Alagöz’ün kardeşiydi.
Aradan geçen sekiz yıla rağmen ikinci canlı bombanın kimliği tespit edilemedi.
Ardından açılan dava kapsamında, 36 sanık yargılandı, 19 kişi ceza aldı.
10 Ekim Davası avukatlarından Mehtap Sakinci Coşkun, 10Haber’e yaptığı açıklamada “Sekiz yıl oldu, diğer canlı bombanın kimliğinin tespit edilelememesi muamma oluşturuyor. İkinci kişi bilinseydi, davada elimiz güçlenirdi. Şu an boş sanık sandalyelerin olduğu bir yargılama oluyor” diyor.
Tutuklu sanıkların yargılandığı davada karar çıksa da firari sanıklar için yargılama sürüyor. Bu kapsamda birleştirilen dosyada ceza alan sanıklardan Erman Ekici, Türkiye’de ilk defa olan bir suçtan yargılanıyor: İnsanlığa karşı suç işlemek.
Bu yargılamanın bir diğer anlamı ise zaman aşımına uğramayacak olması.
Fakat Coşkun’a göre zaman aşımı sorunu ortadan kalksa bile sekiz yılda yaşanan üç heyet değişikliği ve soruşturmanın genişletilmesi için yapılan başvuruların reddedilmesi 103 kişinin ölümünün önündeki sis perdesinin aralanmasına engel oluyor.
10 Ekim saldırısı hakkında tartışılan konulardan biri de istihbarat zaafiyetiydi. ANKA’da saldırının yıl dönümünde çıkan habere göre iddianamede yer alan bazı belgeleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile ‘bilirkişi’ sıfatıyla iki istihbarat polisinin incelediği ortaya çıktı.
Diğer taraftan dosyaya giren mülkiye müfettişleri raporunda saldırının önceden bilindiği belirtildi.
Soruşturma sırasında, saldırı hakkında istihbarat bilgilerin olduğu da ortaya çıkmıştı.
Coşkun, dosyanın ilerleyip, sorumluların cezasını alması için dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “O dönemle ilgili konuşursam yer yerinden oynar” açıklamalarını hatırlatarak “O konuşursa yargılamanın değişeceğine inanıyoruz” dedi.
Aradan geçen sekiz yılda, ölen 103 kişinin aileleri ve yaralanan yüzlerce kişi adalet bekliyor. Onlardan biri de 10 Ekim’de beş arkadaşı ölen, kendisi de yüzde 60 engelli kalan Can Ateş.
O ve dokuz arkadaşı, 9 Ekim 2015’de sendikalarıyla beraber Ankara’ya gelmişti. Patlamada, beş arkadaşını kaybetti, kendisi de ağır yaralandı.
2018’e kadar tedavi gören Ateş, “Mahkemeyi takip etsek bile birçok şey gizleniyor” diye konuştu.
Arkadaşları ve kendisi için adalet istediğini söyleyen Ateş, “Devlet, IŞİD’li teröristlerle devlet memurlarını yan yana oturtmak istemiyor” derken, adil yargılamaya dair umudu olmadığını ekledi. Ateş son olarak “Son nefesimize kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.