Yeni ‘Seçil Erzan’ iddianamesi: Mağdur sayısı 27’ye yükseldi
Seçil Erzan'a Çorlu'da 1 milyon 640 bin dolar veren iş insanı Ömer Kahraman'ın avukatı Necdet Kaplan Erzan'ı cezaevinde ziyaret ettiğini belirterek "Çok bitkindi, konuştuğumuzda ağlıyordu zaten" dedi.
Ünlü futbolcularının da aralarında bulunduğu kişileri milyonlarca dolar dolandırdığı gerekçesiyle tutuklanan banka müdürü Seçil Erzan’ın memleketi Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde olayla ilgili gelişmeler sürüyor. Erzan’ın aldığı paraları geri ödemede güçlük çekmesi üzerine ocak ayından itibaren memleketi Çorlu’ya gelip birçok kişiden tanıtımını yaptığı fona yatırmaları için para istediği belirtildi. Çalıştığı bankada paraları bulunan müşteri listesini temin eden Erzan’ın Çorlu’da bu kişilere tek tek ulaşıp fona para yatıran futbol dünyasının ünlü isimlerini verdiği, “Siz de fona para yatırıp yüksek kazanç elde edebilirsiniz” diyerek para talep ettiği ortaya çıktı. Çorlu’da birçok kişinin Erzan’ın fonuna para yatırdığı, bazı kişilerin ise teklifi reddettiği belirlendi.
Çorlu’da kuyumculuk, inşaat ve akaryakıt alanlarında faaliyet gösteren iş insanı Ömer Kahraman Seçil Erzan’a fona yatırması için ilki 9 Ocak’ta 300 bin dolar olmak üzere toplam 1 milyon 640 bin dolar verdi. Paranın 350 bin dolarını geri alan Kahraman’ın Erzan’dan 1 milyon 290 bin dolar alacağı bulunuyor. Seçil Erzan’ın teklifini kabul eden Kahraman’a parayı alması için Nazlı Can’ı gönderdiği ortaya çıktı. Kahraman tanımadığı Nazlı Can’ın fotoğrafını çekip WhatsApp üzerinden Erzan’a atarak “Bu kişiye mi vereyim?” diye sormuş. Erzan’ın da “Verebilirsin” demesi üzerine Kahraman parası Nazlı Can’a verirken fotoğrafını çekmiş, onu da Erzan’a atmış. Erzan sonraki süreçlerde ise Kahraman’dan para almak için Nazlı Can’ın kardeşi Kerem Can’ı gönderdiğini söylemiş.
Mart ayında verdiği parayı geri alamayan Ömer Kahraman’ın Erzan ile WhatsApp üzerinden temas kurup parasını istediği yazışmalar ortaya çıktı. 8 ve 9 Mart tarihlerinde yapılan o yazışmalar şöyle:
Seçil Erzan: Ömer, aradım seni
Ömer Kahraman: Seçil bak, bu konuştuğumuz konuda çok ciddiyim, bir sıkıntı varsa lütfen bana söyle
Seçil Erzan: Ömer gerçekten yok, olsa söylerim
Ömer Kahraman: Günaydın umarım, bugün iyi bir haber vardır. Sende benim için iyi bir haber yoksa, cuma günü ben sana iyi bir haber vereceğim. Umarım senin böyle bir iyi bir habere ihtiyacın olmaz.
Seçil Erzan: Günaydın Ömer, tabi ki iyi bir haber vereceğim. Tehdit mi ediyorsun beni?
Ömer Kahraman: Sen nasıl algılarsan
Seçil Erzan: Ömer dışarıdayım, seni arayacağım. Ömer arıyorum seni.
Ömer Kahraman’ın avukatı Necdet Kaplan müvekkilinin bölgede tanınan bir iş insanı olduğunu ve birçok iş kolunda faaliyet gösterdiğini söyledi. Seçil Erzan’ın daha önce Çorlu’da görev yaptığı için müvekkili Ömer Kahraman’ı tanıdığını söyleyen Kaplan “Uzun yıllar irtibatı olmamış, ama bu iş başlayınca müvekkilimize ocak ayı başında gelip bu fondan bahsediyor. Bu fonda kendisinin de olduğunu, Denizbank üst yönetiminde Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu, Fatih Terim ve birçok ünlü futbolcunun olduğunu söylüyor. Bu fona girmesi gerektiğini, çok kârlı bir yatırım olduğunu söyleyip müvekkilimi ikna etmeye çalışıyor. İlk önce müvekkilim ikna olmuyor, sonra bir gazete kupürüyle tekrar geliyor, teklifte bulunuyor, müvekkilim bir daha düşünmek için süre istiyor. Sonra telefonla, ısrarla, baskıyla kaç defa aradığını bilmiyoruz, ama 70 defadan fazla olduğu söyleniyor. Baskı kurduktan sonra müvekkilim yanına bir kısım para alarak 9 Ocak 2023’te yaklaşık 300 bin dolar parayı Denizbank Levent Şubesi’ne götürüyor ve Seçil Erzan’a veriyor. Müvekkilimin beyanına göre WhatsApp yazışmalarında da var. 1 milyon 640 bin dolar toplam para veriyor, bunun 350 bin dolarını alıyor, 1 milyon 290 bin dolar daha alacağı var” dedi.
Seçil Erzan’ın Ömer Kahraman’a ödeme tarihleri verdiğini söyleyen Kaplan “Müvekkilim en son 10 Şubat 2023 tarihinde para verdikten sonra Seçil Erzan’dan bir daha para alamıyor. Para alamayınca da ısrarla telefonla, görüntülü olarak, WhatsApp aramasıyla bir türlü olumlu dönüş olmayınca müvekkilim de şüpheleniyor. Israrla aramasının ardından Göktürk’teki evine gidiyor, banka şubesine gidiyor. En son ulaşamayınca sonradan herkes gibi medyadan öğreniyor. Bahsettiğimiz miktar çok yüksek bir miktar. Müvekkilim için de çok yüksek bir miktar. Faaliyet gösterdiği iş alanlarında bile bu sebepten dolayı işi çok aksadı. Çok ciddi şekilde mağdur oldu. Şu anda devam eden bir ceza davası var. Bu davaya müdahil olduk. İstanbul’da meslektaşlarımızın açtığı davalar var, alacak davası bunlar. Onlarda Seçil Erzan’ın mal varlığına rastlanmadı. Seçil Erzan ile ilgili şu gün itibarıyla bir hukuk davası açmadık” diye konuştu.
Kaplan, Seçil Erzan’ın Çorlu ve çevresinde para toplamak için çalıştığını gördüklerini belirterek “Bu bölgede Seçil Erzan’ın uzun bir süre çalıştığını görüyoruz. Bize gelen, arayan meslektaşlarımızdan duyuyoruz. Bir dönem gelmiş, para toplamaya çalışmış. Uzun bir süre, uzun bir müşteri listesi ile gelip görüştüğünü biliyoruz. Bu amaçla bizi beş meslektaşımız aradı. Bunun içinde 220 bin dolardan başlayıp 700 bin dolara kadar alacağı olduğunu söyleyen meslektaşlarımız oldu. Ceza davasında söylenen rakamlar 45 milyon dolar civarında. Ama bu işin burada, bize iletilen 150 milyon doların üstünde olduğunu düşünüyoruz. Bu bölgede çalıştığından eminiz ama kimden ne kadar aldığına ilişkin net bir bilgimiz yok. Bunu meslek odalarında da konuştuğumuzda söylüyorlar. Bazı arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışmış. Hatta bir meslektaşımıza da ulaşmaya çalışmış, aramış ısrarla. Ama meslektaşımız ‘Bende o kadar para yok, sana yatırım yapacak param yok’ deyip geri çevirmiş. Öyle düşünüyoruz ki Denizbank hesabı olanları incelemiş. Buraya kendini yakın hissetmiş, burada çalışmış, burada bir geçmişi var. Buralı olması münasebetiyle burada daha çok çalıştığını düşünüyorum” dedi.
Seçil Erzan’ı tutuklanmasının ardından 8 Mayıs’ta cezaevinde ziyaret ettiğini söyleyen Kaplan “Seçil Erzan ile cezaevindeyken bir kez görüştüm. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdikten sonra görüştüm. Müvekkilim dolandırıcılığın mahiyetini bilmiyordu. Kendisi gibi 2-3 kişi olduğunu düşünüyordu. Bu para alışverişinde Seçil Erzan ‘Benim gayrimenkullerim var, taşınmazlarım var, bir şey olursa zararını buradan gideririm gibi’ bir beyanda bulunmuş. Müvekkilim ‘Paramız gittiyse bari bize vaat ettiği taşınmazları versin’ dediği için, bu amaçla gittik, görüştük. Cezaevinde ‘Seçil Erzan siz misiniz?’ dediğimde, ‘Evet, benim’ dedi ve ağlamaklı bir sesi vardı. Elinde kağıt ve kalemle gelmiş. Olası ki görüşmek için kendi vekilini bekliyordu. Beni görünce irkildi, geriye bir adım attı, hatta hiç oturmadı, ayakta görüştü. Ben de müvekkilimin ismini söyledim, ‘Sizin daha önce ona böyle bir taahhüdünüz var, en azından müvekkilimi zarardan kurtaracak şekilde ana parasını ödeyecek bir yol bulalım’ dedim. ‘Benim ödeyecek hiçbir şeyim yok, param da yok. Şu anda o psikolojide de değilim. Zaten adıma da bir mal varlığı yok, ödeyemem’ dedi. Baktığınızda görüşme toplam bir 5 dakika olmamıştır. Çok bitkindi, konuştuğumuzda ağlıyordu zaten. Son olarak biz çıkarken ‘Ne olur benim vekilimi arayın. Bana ulaşsın, burada dayanamıyorum artık’ gibi bir şey de söyledi” dedi.