Seçimde dövülen avukatlara rapora rağmen ‘delil yok’ dendi

Akçakale'de iki avukat toplu oy kullanıldığına dair bilgi aldıktan sonra okula gitti ancak dövüldüler. Şikayetçi olan avukatlara iki hafta önce kovuşturmaya yer yok kararı iletildi. Dövülen Paydaş yerel seçimleri hatırlatıp bu kararın saldıranları cesaretlendirdiğini söyledi.

Gündem 14 Kasım 2023
Bu haber 6 ay önce yayınlandı

Cumhurbaşkanlığı seçimleri 14 Mayıs’ta nihayete eremeyince 28 Mayıs’ta Türkiye yeniden sandık başına gitti. Ancak seçim bazı illerde oldukça gergin geçti, özellikle Şanlıurfa’dan çok sayıda usulsüzlük, kavga görüntüleri geldi. Bunlardan biri Akçakale ilçesinde yaşandı ve o anın görüntülerini CHP adına görevli Avukat Ronahi Paydaş sosyal medya hesabından paylaştı. Avukat Paydaş’ın paylaştığı videoda kendilerine “Ne avukatı, istersen Allah ol, kimse girmesin” diyenler olduğu duyuluyordu. Çünkü Avukat Ronahi Paydaş ve meslektaşı Ahmet Müsri toplu oy kullanıldığına dair bilgi gelmesi üzerine Yazlıca Kırsal Mahallesi’ne gitmişti, video burada gelişen olayları aktarıyordu.

Avukatlar 28 Mayıs’ta okuldan çıkarılmıştı

Avukat Paydaş’ın anlatımına göre, 28 Mayıs’ta toplu oy kullanıldığına dair bilgi geldikten sonra itiraza yetki belgeleriyle Yazlıca Kırsal Mahallesi’ne gittiler. Oy kullanılan okula girip sınıflara baktılar, nitekim seçmenlerin sandık başına gitmesi engelleniyordu. Avukatlar toplu oy kullanımı görünce itiraz ettiler ve sandık başkanından durumun düzeltilmesini talep ettiler. Paydaş’ın anlatımına göre kadınlar yerine erkekler, mevsimlik işçi olup başka şehre gidenlerin yerine de başkaları oy kullanılıp imza atıyordu.

Paydaş bu iddiasını da “İmzaları kontrol ederlerse hepsinin tek kişi tarafından rastgele atıldığı ortaya çıkacaktır” diyerek savunuyor. Bunun üzerine sandık başkanı da durumu düzeltmek istedi ama bazı kişiler avukatların üzerine yürüdü, avukatların yanıtı ise “Gitmeyeceğiz, sandık iradesini koruyacağız” oldu. Gerginlik yerini arbedeye bıraktı, avukatların üzerine yürüyen grup fiziksel saldırıda bulundu, avukatlar da kendilerini korumaya çalıştı. Olayların büyümemesi için dışarı çıkan avukatları iddiaya göre bir jandarma görevlisi uyardı: “Burada tek başımayım, olay büyürse sizi kurtaramam. Sizden ricam buradan uzaklaşmanız. Olay büyürse tek başıma engel olamam.” Bunun üzerine avukatlar araçlarına binip hastaneye gitti ve darp raporu aldı.

Şikayetçi oldular

Darp raporu alan avukatlar bu kez de karakolun yolunu tuttu:

“Karakoldayken videoyu gösterdik, bu şahıslardan şikayetçiyiz dedik. Bizi tehdit edip görevimizi engellediler dedik. O sırada görevli biri ‘Bu şahıslar bunlar mı?’ diye sordu. Biz de şahısları tanımadığımızı söyledik. ‘Eğer verdiğiniz isimler bu kişilerse şikayetçiyiz. Ama değilse görüntülerdeki kişilerin tespit edilmesini istiyoruz’ dedik. Zaten bu savcıların görevi. Re’sen soruşturma diye bir şey var.”

Kovuşturmaya yer yok kararı

Avukatların bu şikayeti hakkında iki hafta önce karar verildi ve savcılık kovuşturmaya gerek olmadığını belirtti. Paydaş iletilen takipsizlik kararını “Bir isim vermişiz sözde ve o isim görüntülerdeki şahıs değilmiş. Bir isim daha veriliyor, görüntülerdeki şahısmış, burada küfür ve hakaret değil, ağır söz olduğunu yazmışlar. Bir de beyanlarımızdan başka delil olmadığı için takipsizlik kararı verildiği belirtilmiş” sözleriyle anlatıyor.

Avukatlar itiraz etti

Avukat Paydaş ve Mürsi takipsizlik kararına itiraz etti. Paydaş “Peki bu video bize apaçık bir saldırı, tehdit ve hakaret olduğunu göstermiyor mu? Bundan daha büyük delil mi olur? Doktor raporları da var. Daha nasıl bir delil istiyor savcılık?” diye sordu, AYM ile Yargıtay arasındaki krizi hatırlattı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve AYM üyelerinin fotoğrafları bir gazetede teker teker basılmıştı. Paydaş “AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunabiliyorlarsa, üyeler tehdit edilebiliyorsa bizim başıma bu tür olayların gelmesi çok normal. Hakimin de savcının da vatandaşın da güvencesi yok demektir. Adalet mülkün temelidir sözü de buradan geliyor. Mülk denen şey devletin kendisidir, devletin adalet mekanizmasının tarafsız, objektif şekilde sürdürülmesi gerekir. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bu; adaletsizlik” dedi.

Sözlerini noktalarken yerel seçimlere kısa süre kaldığına da dikkat çeken Paydaş kendilerine saldıranların bu kararla cesaretlendirildiğini, saldırıların daha fazla artabileceğini söyledi ve hukuksuzluğun meşrulaştırılmaya çalışıldığını ileri sürdü.

14 Mayıs'taki seçimden sonra 144 doktor 'gitmek' için başvurdu14 Mayıs’taki seçimden sonra 144 doktor ‘gitmek’ için başvurdu

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.