Nesli binlerce yıl önce tükenen mamutun DNA’sından köfte yaptılar
Film değil, Muğla’dan bir hayat hikayesi. Gerçek babasını, dedesinin kim olduğundan da emin olmayan annesi itiraf edince öğrendi. Soluğu savcılıkta alan Orhan Bozkurt hem babasını, hem de onun servetini öğrenmenin şaşkınlığını yaşıyor.
Muğla’da bir olay Türk filmlerine taş çıkarttı. Milas’ta yaşayan 50 yaşındaki Orhan Bozkurt annesi Melek Bozkurt’un (80) “Senin gerçek baban Halil Bozkurt değil, Hasip Bozkurt. Benim babam da Mehmet Bozkurt olabilir” itirafıyla neye uğradığını şaşırdı.
Orhan Bozkurt soluğu avukat Varol Turbay’ın yanında aldı. Hem kendi, hem de annesinin gerçek babasını öğrenmek için ‘babalık davası’ açtı.
Sabah’ın haberine göre Orhan Bozkurt önce soy bağının reddi için dava açtı. Milas Aile Mahkemesi kararı ile kütük babası Halil Bozkurt’un mezarı açılarak DNA testi yapıldı. Yapılan DNA testiyle Halil Bozkurt’un baba olmadığı anlaşıldı.
Bunun üzerine üç yıl önce yokuş yukarı çıkmak isterken traktörün üzerine devrilmesi sonucu ölen akrabası Hasip Bozkurt’un mezarı açıldı.
Yapılan DNA testi ile Orhan Bozkurt’un biyolojik babasının Milas’ta yaklaşık 100 milyon lira değerinde zeytinlikleri, gayrimenkulleri ve tarım arazileri olan Hasip Bozkurt olduğu anlaşıldı. Orhan Bozkurt gerçek babasının akrabası Hasip Bozkurt olduğunu böyle öğrendi.
Orhan Bozkurt’un 80 yaşındaki annesi Melek Bozkurt’un biyolojik babasının tespiti için de mahkeme kararıyla annesi Ayşe Bozkurt ile uzun yıllar önce ölen Mehmet Bozkurt’un mezarları açıldı. Alınan DNA örneklerinin karşılaştırılmasıyla Melek Bozkurt’un babası da düşündüğü gibi yüzde 99.9 Mehmet Bozkurt çıktı.
Milas Aile Mahkemesi’nde görülen davanın dünyada bir ilk olduğunu söyleyen Avukat Varol Turbay “Anne ve oğlunun avukatlığını yapıyorum. İlk kez iki mezar mahkeme kararıyla aynı anda açıldı. DNA testi sonucu anne ve oğulun babalarının kütük babalarından farklı olduğu belirlendi. Bugüne kadar yüzlerce babalık davasına baktım, ancak meslek hayatım boyunca anne ve oğlunun babalarını birlikte aramasına ilk kez şahitlik ediyorum. Bu özelliğiyle bu dava dünya literatüründe bir ilk” dedi.