Ülke genelindeki camilerde deprem bölgesinde çadırlarda… İlk teravih namazı kılındı
Toplumun yüzde 20'si 'Oldukça dindar' olduğunu söylüyor, yüzde 40'ı vakit namazlarını kılıyor, yüzde 43'ü baş örtmenin dinle ilgisi olmadığını düşünüyor, yüzde 61,7'sine göre laiklik 'din ve vicdan özgürlüğü.' Toplumun yüzde 60'ı tarikat ve cemaatlere güvenmiyor.
Türkiye’de dindarlık algısıyla ilgili yapılan araştırma, toplumun yüzde 60’ının cemaat ve tarikatlara güvenmediğini ortaya koydu. Araştırmaya göre toplumun yaklaşık yüzde 93’ü kendini Müslüman olarak tanımlıyor.
İstanbul Politikalar Merkezi ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı‘ araştırmasını yayımladı. Araştırma, 22-25 Temmuz 2022 tarihleri arasında PanoramaTR tarafından, 1,358 kişi ile telefonda rastgele yapıldı.
Araştırmanın yönetici özetinde yapılan paylaşımda “Çalışmamız, inanç dağılımı, Allah’tan yardım dileme, dini pratiklere yönelik tutumlar, din-siyaset ilişkisi, toplumsal değişim ve din, dini eğitim, dini kurumlar, dini liderlere güven ve dini hoşgörü gibi din ve dinle ilişkili birçok konuyu içeren kapsamlı bir analiz ortaya koymaktadır. Araştırma, Türkiye’de dinin ‘kimlik’ oluşturmada hala en önemli aidiyet unsuru olduğunu teyit etmekte ancak geleneksel dindarlık biçimlerinin yerini daha bireysel maneviyat biçimlerine bıraktığını göstermektedir” denildi.
Araştırmada öne çıkan, dikkat çekici bulgular şöyle:
Katılımcıların yüzde 92,3’ü Müslüman olduğunu ifade etti. Deist olduğunu belirtenler yüzde 3,2; ateist olduğunu ifade edenler yüzde 2,7. Araştırmacılar, Müslümanlık aidiyeti hala son derece baskın olmasına karşın ateist ve deist nüfusundaki artış nisbi de olsa oldukça dikkat çekici olduğunu belirtiyor.
Toplumun yarısı, dindarlığın en önemli kriterinin Allah’a inanmak olduğu kanaatinde. Kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmanın en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 29, ibadetleri eksiksiz yerine getirmenin en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 10.
Katılımcıların yarısı dinle ilgili temel bilgileri ailesinden öğrendiğini ifade ediyor. Dini bilgileri kendisi araştırarak öğrenenler yüzde 20, camiden öğrenenler yüzde 15.
Katılımcıların yüzde 40’ı vakit namazlarını düzenli olarak kıldığını, yüzde 25’i ise ara sıra kıldığını ifade ediyor. Namaz kılmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 18.
Katılımcıların yüzde 43’ü “her Müslüman kadının başını örtmesi gerekir” kanaatine katılmadığını belirtirken, yüzde 42’si katıldığını ifade ediyor. Kısmen katılıyorum diyenler yüzde 11.
Katılımcıların yüzde 41’i dindar insanların devlet yönetiminde yer almasını memnuniyet verici bulurken, yüzde 37’si buna katılmıyor.
Katılımcıların yarıdan fazlası “siyasi partilerin dini söylemler kullanmasından rahatsızlık duymuyorum” kanaatine katılmadıklarını ifade ediyor. Başka bir deyişle, toplumun yarıdan fazlası, siyasi partilerin dini söylem kullanmasından rahatsızlık duyuyor.
“Size göre laiklik nedir?” sorusuna verilen yanıtlarda ankete katılanların ezici çoğunluğu (yüzde 61,7) laikliği din ve vicdan özgürlüğü olarak görüyor.
Diyanet İşleri Başkanlığına güven sonuçları, Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı yüksek bir güvensizlik olduğunu gösteriyor. Buna göre ankete katılanların yüzde 41’i kuruma güvenmediğini belirtirken, yüzde 35,4’ü güvendiğini belirtiyor.
Araştırma sonuçları, katılımcıların önemli bir çoğunluğunun dini tarikat ve cemaatlere karşı olumsuz bir görüşe sahip olduğunu, yüzde 59,5’lik bir kesimin güvenmediğini gösteriyor.