Serinlemek için gittikleri gölette boğuldular
Türkiye’de son üç ayda 216 kişi serinlemek için girdikleri deniz, göl, barajlarda boğularak hayatını kaybetti. 10Haber’e konuşan Nasuh Mahruki, denize girmek için güvenli bölgeleri işaret etti. Su kanallarının olduğu yerlerde bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerektiğini söyledi.
Havanın ısınması ve yüzme sezonunun başlamasıyla vatandaşlar, deniz, göl, gölet, baraj, akarsu ve sulama kanallarında serinlemeye çalıştı.
Bu dönemlerde güvenlik güçleri ve ilgili kurumlar, hem suda hem de karada denetimler yaparak vatandaşları bilgilendirdi, uyarılarda bulundu. Alınan önlemlere rağmen, su kaynaklarına yakın yerleşim yerlerinde boğulma vakaları yaşandı.
Ülke genelinde 1 Haziran-31 Ağustos döneminde 216 kişi boğuldu, yüzlerce kişi boğulmak üzereyken kurtarıldı.
Haziran’da 47, temmuzda 76 ve ağustosta 93 kişinin suda hayatını kaybettiği Türkiye’de, en çok ölüm 12 kişi ile 13 Ağustos’ta gerçekleşti.
Bartın’da zıpkınla balık avlamak için denize giren, Sakarya’da nehre düşen, Konya’da Beyşehir Gölü’nde batan teknede bulunan 3 kişi, serinlemek için Tunceli’de Pülümür Çayı’na, Şanlıurfa’da sulama kanalına, Trabzon, Zonguldak, Sinop, Samsun, Antalya ve Hatay’da denize giren 8 kişi ile Elazığ’da serinlemek için çayda yüzen kişi 13 Ağustos’ta yaşamını yitirdi.
Hava sıcaklığının en çok hissedildiği ağustosta 93 kişi serinlemek için girdikleri deniz, göl, gölet gibi su kaynaklarında boğuldu.
Ülke genelinde 15 Ağustos’ta 9 kişi, 16 Ağustos’ta 6 kişi, 3, 6, 7, 8 Ağustos’ta 5’er kişi, 14, 22 Ağustos’ta 4’er kişi, 1, 9, 10, 12, 18, 19, 26, 27 Ağustos’ta 3’er kişi, 4, 5, 24, 28, 29 Ağustos’ta 2’şer kişi, 17, 20, 21, 31 Ağustos’ta ise birer kişi yaşamını yitirdi.
1 Temmuz’da 8 kişi, 16, 24 Temmuz’da 5’er kişi, 2, 8, 9, 14, 15, 23, 29, 30 Temmuz’da 4’er kişi, 17, 28 Temmuz’da 3’er kişi, 3, 10, 20, 22, 25, 26 ve 27 Temmuz’da 2’şer ve 4, 6, 7, 18, 19, 31 Temmuz’da birer kişi boğuldu.
29 Haziran’da 11 kişi, 30 Haziran’da 8 kişi, 17 Haziran’da 4 kişi, 28, 26 ve 18 Haziran’da 3’er kişi, 25 ve 13 Haziran’da 2’şer, 1, 2, 5, 6, 8, 12, 15, 20, 21, 23 ve 27 Haziran’da ise birer kişi hayatını kaybetti.
10Haber’e konuşan Arama Kurtarma Derneği’nin(AKUT) Kurucusu ve Onursal Başkanı Nasuh Mahruki, boğulma vakalarına karşı su kanallarının geçtiği bölgelerde bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerektiğini söyledi. Mahruki, denizde serinlemek isteyenler için ise güvenli ve cankurtaran hizmeti olan bölgeleri işaret etti. Göl ve göletlerdeki balçık ve çamur tehlikesine karşı da uyardı.
Boğulma vaklarının son yıllarda arttığını belirten Mahruki, “Yaz aylarında bu kadar artmasının en önemli sebebi küresel iklim değişikliğiyle birlikte havaların çok sıcak seyretmesi. İnsanlar kaçınılmaz olarak serinleme ihtiyacı hissediyor ve en yakınındaki deniz, göl, baraj göleti, sulama kanalı gibi yerlerde serinlemeye çalışıyor. Özellikle Karadeniz’de Rip akıntısı dediğimiz çeken akıntı önemli bir problem. Şiddetli rüzgarın ve yükselen dalgaların olduğu durumlarda çok daha riskli hale geliyor. 50 cm’den yüksek dalgaların olduğu denize girmemek gerekiyor” dedi.
Türkiye’de denizcilik kültürünün gelişmesi gerektiğini söyleyen Mahruki, “Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili ama ne yazık ki bizim denizcilik kültürümüz gelişmiş değil. Çok daha denizci bir millet olmamız gerekiyor. Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren yüzmeyi mutlaka öğretmemiz gerekiyor. İnsanların güvenli alanlarda ve cankurtaran olan plaj ve bölgelerde serinlemesi en doğrusu olacaktır. Cankurtaran olan yerlerde zaten bölgeyi biliyorlar ve düzenli olarak gözlemliyorlar. Hafta sonları yoğun olan bölgelerde yerel yönetimler mutlaka cankurtara hizmeti sunmalıdır. Özellikle gönüllülerden destek alarak bunu yapabilirler. Türkiye’de ilk kez Kandıra sahillerinde gönüllü cankurtaranlık hizmetini AKUT Derneği başlatmıştı. Hala devam ediyor yıllardır. Ondan öncesinde her sene 20’li sayılarda yurttaşımız hayatını kaybederken bu sayı sıfıra indi. Nadiren 1 veya 2 kişi hayatını kaybetti. Bu örnekleri çoğaltmak gerekir” dedi.
Nahruki sözlerinin devamında şu uyarılarda bulundu:
“Baraj gölleri, göletler ve su kanalları hiç tercih edilmemeli. Su kanalları, tarım için kullanılıyor. Burada bir su hareketi olduğu zaman kuvvetli akıntı olan kanallar. Zaten girmek yasak. Çevresinde uyarı levhaları olmalı. Kanalların geçtiği köy ve kasabalarda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı. Kanal yollarında güvenlik önlemleri de alınmalı.
Baraj göletlerinde ise tatlı su daha az kaldırma kuvvetine sahip. Göletlerin dibinde balçık, çamur oluşma olasılığı çok yüksek. Dipte bitki örtüsü olabilir ve insanların ayağına dolanabilir.”