10 adrese ‘Narkoçelik’ operasyonu: Bir ton uyuşturucu ele geçirildi
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasının ardından önceki gün 52 il emniyet müdürünün görevi değişti. Hrant Dink cinayeti ve 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'na ilişkin istihbaratları paylaşmamasıyla gündeme gelen Engin Dinç Ankara İl Emniyet Müdürü oldu. Dinç’in karnesinin detayları haberde.
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasının ardından Emniyet’te kapsamlı değişikliğe gidildi. 52 il emniyet müdürünün görevi değişirken, eski bakan Süleyman Soylu’ya yakın isimlerin kızağa çekilmesi dikkat çekti. Geçmişte Hrant Dink cinayeti ve 10 Ekim Katliamı’na ilişkin istihbaratları paylaşmamasıyla gündeme gelen Engin Dinç ise Ankara İl Emniyet Müdürü oldu.
Engin Dinç, 1966 Yılında Rize ili Kalkandere ilçesinde dünyaya geldi. İlköğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 1981 yılında Polis Kolejini kazanıp, 1989 yılında Polis Akademisinden mezun olarak Komiser Yardımcısı rütbesiyle göreve başladı.
Dinç 1989 yılında İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na atanmış, sırasıyla Mardin, Trabzon, Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüklerinde İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptı. Çeşitli dönemlerde ABD, Bosna ve Kosova’da da görev yapan Dinç, aynı zamanda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ve lisansüstü eğitimini Kamu Hukuku alanında tamamladı. Dinç son olarak Konya Emniyet Müdürü olarak görev yapıyordu.
Ankara Emniyet Müdürlüğü görevinden alınan Servet Yılmaz’ı eski Bakan Süleyman Soylu atamıştı. Sinan Ateş suikastı Yılmaz’ın döneminde yaşandı. Yerine atanan Engin Dinç’in ismi ise ilk olarak Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde duyuldu. O dönem Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan Dinç, Hrant Dink suikastine ilişkin önceden aldığı istihbaratı ilgili yerlere vermemek ve İstanbul Emniyeti’ni bilgilendirmemekle suçlanmıştı.
Hrant Dink suikastı sonrası hazırlanan iddianamede, “Bu cinayeti işleyecek kişileri bilmesine rağmen açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink’in yaşam hakkını korumamıştır. Görevi gereği cinayet hazırlığı yapan suç örgütüne operasyon yaptırmayarak, Hrant Dink’i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır” denilerek suçlanmıştı.
Yargılama sonunda “İhmali davranışla kasten öldürmek” suçundan beraat etti, “görevi ihmal” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından ise zaman aşımı nedeniyle beraat etti.
Dinç, şüpheli sıfatıyla verdiği ifadede, “Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik bir eylem yapmayı planladığı hususu Trabzon Emniyet Müdürlüğünün 17 Şubat 2006 tarih ve 027248 sayılı yazısı ile gereği için İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bilgi için İstihbarat Daire Başkanlığına bildirildi. Ayrıca İstanbul İstihbarat Şube Müdürünü telefon ile arayarak konuyu kendisine şifahen bildirdim” diye kendisini savunmuştu.
Ancak Dinç’in Hrant Dink’in öldürüleceğine yönelik istihbaratı 2006 yılında İstanbul Emniyetine, suikast girişimi değil, “ses getirici eylem” olarak rapor ettiği ortaya çıkmıştı.
17-25 Aralık’tan önce Fethullahçılara yönelik tasfiye sürecinde Emniyet İstihbaratının başına geçen Engin Dinç, darbe girişiminden sonra emniyet içindeki farklı gruplarla anlaşamamış ve darbeye destek suçlamasıyla karşı karşı kalmıştı.
Emniyetteki gelişmeleri yakından takip eden Tolga Şardan, o dönem sessiz sedasız yürüyen soruşturmayı kaleme almıştı. Söz konusu soruşturmada müfettişlere ifade veren dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç’in yardımcısı R.K., Dinç’in 15 Temmuz darbe girişimini organize eden grupta yer aldığı iddiasıyla tutuklanan eski Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu hakkında “Güvenilir adam” dediğini iddia etmişti.
Dinç’in adı 10 Ekim 2015’te Ankara Garında miting için toplanan kalabalık içinde terör örgütü IŞİD’in patlattığı bomba soruşturmasında da geçti.
10 Ekim Ankara Katliamı’nın canlı bombacılarından Yunus Emre Alagöz’ün eylem yapacağı bilgisi Ağustos 2015’ten beri çok kez rapor edilmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığından Terörle Mücadele Daire Başkanlığına giden bir istihbaratta, Yunus Emre Alagöz, Hacı Yusuf Kızılbay ve Mehmet Işık’ın sansasyonel eylem arayışı içerisinde olduğuna dikkat çekiliyordu. Yunus Emre Alagöz’ün Suruç’ta kendisini patlatan kardeşi Abdurrahman Alagöz ile helalleştiği, Adıyaman’daki “Dokumacılar” grubu üyesi Kızılbay’ın Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptığı iletilen bilgiler arasındaydı.
Ancak 8 Ekim günü elde edilen bu hayati bilgi, mitingin yapılacağı 10 Ekim günü katliamdan sadece birkaç saat önce Terörle Mücadele Daire Başkanlığına gönderildi. İki gün geciktirilen belgenin altındaki imza Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’e aitti.
Ardından bu istihbarat Ankara’nın aralarında bulunduğu illerin TEM Şube Müdürlerine iletildi. Belgede el yazısı ile yazılmış ve patlamadan yaklaşık 4 saat sonrasını gösteren “13.48” ibaresi şüpheleri artırıyordu. Yani istihbarat, Ankara Emniyetine ya gerçekten 13.48’te ulaşmıştı ya da bu saatte ulaşmış gibi gösterilmişti.
Eğer bu istihbarat iki gün bekletilmeseydi 10 Ekim Mitingine saldıran canlı bomba Yunus Emre Alagöz yakalanabilir veya miting iptal edilebilirdi.